Savunuculuğun gizlilik ayarları

STK’ların dikkatine: Hem “sivil bir baskı” yaratmak hem de çevrenizi bilgilendirmek için Twitter, Facebook ve hatta Instagram gizlilik ayarlarınızı bir daha gözden geçirin. Bir sivil toplum kuruluşu her ne yaparsa yapsın amacı daha büyük bir kitleye ulaşmaktır. Konu daha fazla bağış toplamak, etkinliğine daha fazla insanın gelmesi, kampanyasından daha fazla insanın haberdar olması ve benzeri birçok […]

STK’ların dikkatine: Hem “sivil bir baskı” yaratmak hem de çevrenizi bilgilendirmek için Twitter, Facebook ve hatta Instagram gizlilik ayarlarınızı bir daha gözden geçirin.

Bir sivil toplum kuruluşu her ne yaparsa yapsın amacı daha büyük bir kitleye ulaşmaktır. Konu daha fazla bağış toplamak, etkinliğine daha fazla insanın gelmesi, kampanyasından daha fazla insanın haberdar olması ve benzeri birçok şey olabilir.

Bu noktada değerli olan, “organik” olarak tabir edilen, kampanyasına ilgi duyan ve kendi ilgi/isteğiyle kampanyaya katılmış, onunla ilgili ‘tweet’ atmış, Facebook’ta bir şey paylaşmış ya da Instagram’dan bir fotoğraf yayınlamış kitle.

Çalışmalarınızı takip eden ve zaten içeriklerinizi diğer insanlara duyurmaya istekli bir kitle bu. Başka bir deyişle, sosyal medya aktivistiniz ya da elçiniz.

Şimdi bu noktada durup masanın öbür ucuna geçelim.

“Herkese duyurayım ama kimse görmesin”

Bir kurum var, çalışmalarını takdir ediyorsunuz, başkaları da takdir etsin istiyorsunuz. Gün geliyor bu kurum bir Twitter ya da Facebook kampanyası düzenliyor. Bir kurum ya da devlet yetkilisi üzerinde baskı kurmak istiyor. Siz de bu kampanyaya katıldınız. Kurum bir etiket belirlemiş, o etiketi kullanarak birçok “tweet” attınız, Facebook’ta gönderi üzerine gönderi yazarak hem gerekli baskıyı yaratmak istediniz hem de çevrenizi bilgilendirmek istediniz.

Fakat o da ne?

Twitter gizlilik ayarlarınız, Facebook gizlilik ayarlarınız ve hatta Instagram gizlilik ayarlarınız buna pek de elvermiyormuş aslında. Dünyaya duyurmak istediğiniz bu kampanya sizin gizlilik ayarlarınıza takılıyor.

Şunu diyebilirsiniz, “Ben sadece beni takip eden kitleyi haberdar edeyim yeter”. Twitter’da hesabınız kilitliyse takipçileriniz de sizinle benzer konulara ilgi duyan ya da tanıdığınız insanlardan oluşuyordur (Siyah kuğu görene kadar bütün kuğuların beyaz olduğunu unutmayın). Bu durumda yapacağınız bir “ReTweet” etkili oluyordur ama belki de düşündüğünüz kadar etkili değildir. Twitter ve Instagram için hesabınız ya kilitlidir ya da değildir ama Facebook için durum biraz daha farklı.

Facebook’ta gizlilik ayarlarını içeriklerinizi yayınlarken seçebiliyorsunuz. Yakın çevrenizin görmesini istediğiniz içeriklerde “arkadaşlar” sekmesini, savunuculuğunu yapıp daha geniş kitlelere ulaşmasını istediğiniz içerikleri “herkese açık” sekmesini seçerek yayınlayabilirsiniz.

Eğer içerikleriniz herkese açık değilse sizin içeriğinizi paylaştıkları zaman yine ancak ortak arkadaşlarınız görecek ve mesaj belirli bir kitlenin içinde sıkışıp kalacak. Twitter için, isterseniz ya birçokları gibi kişisel bir hesap ve ayrı bir cengaver Twitter aktivist hesabı açabilirsiniz. Facebook’ta da bir dahaki sefere sol alt köşedeki sekmelerden içeriğinizi kimlerin görmesini istediğinize dair tercihinizi savunuculuk açısından da değerlendirin.

Pınar İlkiz – Pikan Ajans İletişim Geliştirme Direktörü