Onur Haftası’nda KHK Sonrası Hayatlar Konuşuldu

09 Haziran 2017
Mersin Onur Haftası’nda  ‘KHK Sonrası Hayatlar’ başlığı düzenlenen etkinlikte sendika ve demokratik kitle örgütü temsilcileri, üyelerinin işten çıkarılması ve bulundukları kamusal alanda yaşanan boşluğu anlattı. OHAL dönemi ile birlikte hayatımıza iyice yerleşen siyasi kavramlardan biri de Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK)… Adını daha çok memuriyetten ihraç listeleriyle hatırlatan KHK’ların gerek bireysel gerekse de çeşitli toplumsal etkileri […]

Mersin Onur Haftası’nda  ‘KHK Sonrası Hayatlar’ başlığı düzenlenen etkinlikte sendika ve demokratik kitle örgütü temsilcileri, üyelerinin işten çıkarılması ve bulundukları kamusal alanda yaşanan boşluğu anlattı.

OHAL dönemi ile birlikte hayatımıza iyice yerleşen siyasi kavramlardan biri de Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK)… Adını daha çok memuriyetten ihraç listeleriyle hatırlatan KHK’ların gerek bireysel gerekse de çeşitli toplumsal etkileri kendisini oldukça hissettiriyor. Mersin 7 Renk LGBTİ Derneği’nin düzenlediği Onur Haftası’nda KHK gündemi de bir etkinlik aracılığıyla yer buldu. CHP Mersin milletvekili Aytuğ Atıcı,  “KHK Sonrası Hayatlar” etkinliğinde, Mersin’deki Onur Haftası’na yönelik tehdit ve nefret söylemine ilişkin kısa bir konuşma yaptı. Programını bu nedenle iptal ettiğini söyleyen Atıcı; ‘Mersin’in mecliste grubu olan dört partinin vekil ve belediye başkanı çıkartabilen mozaik bir yapısı olduğunu, mezarlıkların bile inanç ve milliyet ayırmadan bir arada olan tek il olarak her türlü ayrımcılığa karşı en şiddetli tepkinin bu yapısı itibariyle Mersin’den gelmesi’ gerektiğini ifade etti.

Mersin Eğitim- Sen Şube Başkanı Sinan Muşlu OHAL ve KHK ilişkisini sorguladığı konuşmasında, “Mersin’de 21’i akademisyen 57’si eğitim emekçisi öğretmen 78 arkadaşımız ihraç edildi. KHK ile işinden olan, evi gibi bildiği kurumu kapatılanlar var, toplumun sesi soluğu olan radyolar, televizyon ve gazeteler var” dedi. İşlerinden edilenlerin iki tür arayışa girdiğini belirten Muşlu, “Birincisi daha fazla mücadele ve örgütlenme arayışı içerisine girdiler. Eğitim- Sen ve KESK maddi ve manevi dayanışma ağlarını yarattı. Ama herkesin yanında Eğitim- Sen ve KESK gibi örgütler maalesef yok. İnsanlar doğal bir örgütlenme arayışına girdi. ‘Bana sahip çıkacak, selam verecek, benimle oturup dertleşecek insanlar var mıdır’ arayışına girdi. Buraya gelen onlarca AKP’li Memur-Sen’li var. Kendi örgütü sahip çıkmıyor. Birincisi buydu. İkincisi bunalıma giren, içe kapanan 37 kişi intihar etti. Bu intihar edenlerin büyük bir kısmının eşi, çocuğu var, anası var, babası var. Bu süreçten etkilenen çevresi var. İntihar etmeyip bunalıma giren, ailesi dağılan sözel ve fiziki şiddet uygulayan veya maruz kalan bir sürecin içine girdiler” diye konuştu.

Özlem Göncü: Tüm muhalif kesimlere, terörist yaftası yapıştırılmaya başladı

SES Mersin Şube adına konuşan Özlem Göncü ise sağlık alanında yaşananları anlattı. KHK’larla ilgili ilk tepkiyi ‘korku çemberi’ olarak tanımlayan Göncü; ‘Beğenmediğimiz yasaların, hakların rafa kaldırılmasının biraz çaresizliğini yaşıyoruz aslında. Tüm muhalif kesimlere, terörist yaftası yapıştırılmaya başladı. Büyük bir pervasızlıkla alanlarda ve söylemlerde üzerimize gelinmeye başladı. Bu bizim psikolojimizi aşındırdı. Bireysel olarak durumumuz bu. Aylar geçti üzerinden biz de belirli direniş hatlarını oluşturuyoruz’  dedi.

Sağlık emekçilerinin ‘parasız, nitelikli, anadilde sağlık hizmeti için mücadele ettiğini ve iyileştirici sağlık politikalarının yerine önleyici sağlık politikalarını savunduklarını söyleyen Göncü, KHK ve ihraçların bunu olumsuz etkilediğini belirtti. Göncü, OHAL döneminin sendikal örgütlenme açısından da olumsuz etkiler doğurduğunu belirterek, “Örgütlenmelerimiz ciddi darbe aldı, büyük oranda üye kaybı yaşandı. Bunun altında ‘ bir yerde üye olduğum anlaşılır, ateşin ucu bana bir yerden değerse’ kaygısı var. Daha önceden temas halinde olduğumuz arkadaşlarımıza bile dokunmakta güçlük çekiyoruz. Emniyet ve valilikte keyfi uygulamalarla çok karşılaşıyoruz her yerde OHAL çıkıyor. İş yerlerinde de çıkmaya başladı. Mesela iş yeri toplantısı yapmak istediğimizde, keyfi bir şekilde OHAL bahane edilerek, alan verilmiyor. Temel sendikal haklar yok sayılıyor. “ dedi.

Erkan Demir:  Toplumda atılanlar kadar atılmayanları toplumsal, ekonomik, psikolojik olarak etkileyen bir durum ortaya çıktı

Jeoloji Mühendisleri Odası adına konuşan Erkan Demir ise; torba yasaların KHK’ların öncü kuvveti gibi olduğunu belirterek, kalkınma politikalarında tarım arazilerinin, ormanların başta olmak üzere doğal kaynakların sanayiye açılmasının olumsuz etkilerine değindi. Türk Tabipler Odası Mersin Şube Başkanı Ful Uğurhan ise,  “Benim gibi KHK’lar ile atılmayan ama atılan çok arkadaşı olan insanlar hem vicdanı olarak çok etkilendi. ‘Hayır’ kampanyasında sokakta bildiri dağıtırken SES’den bir arkadaşımız, ayakkabıcıya dedi ki ‘Biz atıldığımız için senden ayakkabı alamıyoruz’. Toplumda atılanlar kadar atılmayanları toplumsal, ekonomik, psikolojik olarak etkileyen bir durum ortaya çıktı” diye konuştu.