Müziği toplum için yapan dernek

05 Mayıs 2017
İzmir Müzisyenler Derneği kısıtlı imkanlarına rağmen düzenlediği birbirinden etkili destek ve dayanışma faaliyetiyle sanatın, toplumsal sorunların çözümüne katkı sunma noktasında icra edilmesinin güzel bir örneğini oluşturuyor.   İzmir Müzisyenler Derneği, 2012’de müzisyenlerin kendi arasındaki bilgi paylaşımını ve dayanışmasını sağlamanın yanı sıra, müzisyenlerin toplumsal farkındalığını ve desteklerini artırmak, vicdani ve insani noktalarda birleştirici bir rol oynamalarını […]

İzmir Müzisyenler Derneği kısıtlı imkanlarına rağmen düzenlediği birbirinden etkili destek ve dayanışma faaliyetiyle sanatın, toplumsal sorunların çözümüne katkı sunma noktasında icra edilmesinin güzel bir örneğini oluşturuyor.

 

İzmir Müzisyenler Derneği, 2012’de müzisyenlerin kendi arasındaki bilgi paylaşımını ve dayanışmasını sağlamanın yanı sıra, müzisyenlerin toplumsal farkındalığını ve desteklerini artırmak, vicdani ve insani noktalarda birleştirici bir rol oynamalarını sağlamak amacıyla kurulmuş. Derneğin bir amacı da ‘önyargılarını kırmış, toplumun farklı kesimleri arasındaki duvarları aşmaya dönük derdi olan, toplumun haklı itirazları noktasında duyarlı’ bir müzisyen kişiliği geliştirmek…

Dernek Başkanı Oktay Çaparoğlu, ‘Hayatı sizinle güzelleştireceğiz’ sloganı doğrultusunda müziğin merkezde olduğu bir anlayışla faaliyet gösterdiklerini belirtiyor. Ayrımcılığın olmadığı ve herkesin kendini insanca ve özgürce ifade edebildiği şartların oluşmasına müzikle katkıda bulunmaya çalıştıklarını da dile getiren Çaparoğlu “Elbette bunları söylemek kolay, önemli olan sahadaki pratikler. O yüzden de ikinci sloganımız: ‘Karanlığa şikâyet edeceğine, bir mum da sen yak!’ Bu nedenle derneğimizdeki her bir kişi kendi imkânları oranında bir şeyler yapmaya çalışıyor” diye anlatıyor.

Sivil toplum toplumsal kamplaşmanın giderilmesi noktasında önemli bir role sahip

Dernek olarak faaliyetlerini yürütürken bir yandan da farklı alanlarda çalışan kişi ve kurumlarla da köprüler kurmaya çalıştıklarını belirten Çaparoğlu, “Toplumun her bireyinin gerek sağlık gerek hukuk gerekse de hizmet alanında kendine ait bir dünyası ve kendince imkânı var. Herkes kendi durduğu yerden bir şeyler yapabilir. Mesela doktor arkadaşlar bizi yoksul bir mahalleye çağırıyor. Biz orada müzik yaparken onlar orada sağlık taraması yapıyor” ifadelerini kullanıyor.  Çaparoğlu, mülteciler, cezaevlerindeki çocuk ve kadınlar gibi toplumun dezavantajlı kesimlerine yönelik dayanışma çalışmaları yapan derneğin, toplumun bu kesimlere yönelik olumsuz algısını gidermek için çalışmalar yürüttüğünü de belirtiyor.

Toplumsaldaki kamplaşmanın giderilmesi noktasında sivil toplum örgütlerinin önemli bir rolü olduğuna işaret eden Çaparoğlu, ‘Kardeşlik Köprüsü’ projesiyle Nusaybin’e gittiklerini hatırlatarak “Biz bu konuya salt hümanist bir bakışla değil biraz daha işin hakikatine değen boyutuyla yaklaşıyoruz. Oradaki gerçekliği kendimiz bizzat gözlemleyerek Kürt halkının yaşadığı acıyı buraya taşımak ve konuyu, politikadan bağımsız olarak insani yönünü ön plana çıkarmaya çalıştık, bu önemliydi. Mesela biz oradayken üzerinde Karşıyaka Spor’un forması olan bir çocuk fotoğrafı yansıdı kamuoyuna. O fotoğraf ‘Müzisyenler Derneği de orada’ notuyla birçok sayfada paylaşıldı. Hatta Karşıyaka ve Göztepe Spor da kendi sayfalarında paylaştı. Mesela keşke Göztepe Spor, Mardin’e gitse ve orada bir dostluk maçı yapsa. Söz gelimi buradaki bir satranç kulübü turnuva düzenlese ve o dâhilde oraya gitse ve oradaki çocukları buraya getirse. Biz bunun önemli olduğunu düşünüyor ve siyasetin dışında bir sivil dayanışma ağını örmeye çalışıyoruz” diye anlatarak, sivil toplumun toplumsal kutuplaşmayı giderici rolüne dikkat çekiyor.