Milletvekili Bennur Karaburun: AK Parti’de sayımız 3’e çıktı

03 Aralık 2015
Ak Parti Bursa Milletvekili Bennur Karaburun, bir trafik kazası sonucu 5,5 ay yoğun bakımda solunum cihazına bağlı kaldıktan sonra 19 yıldır hayatına omurilik felçlisi olarak devam ediyor. Bu süreçte Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni bitiren, şu sıralar aynı üniversitenin Sosyal Hizmetler Bölümü son sınıf öğrencisi olan Karaburun, sorularımızı yanıtlarken STK’ların engelli sorunları konusunda çok önemli […]

Ak Parti Bursa Milletvekili Bennur Karaburun, bir trafik kazası sonucu 5,5 ay yoğun bakımda solunum cihazına bağlı kaldıktan sonra 19 yıldır hayatına omurilik felçlisi olarak devam ediyor. Bu süreçte Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni bitiren, şu sıralar aynı üniversitenin Sosyal Hizmetler Bölümü son sınıf öğrencisi olan Karaburun, sorularımızı yanıtlarken STK’ların engelli sorunları konusunda çok önemli bir rol oynadığını söyledi.

İlk olarak, engelli bir vekil olarak TBMM imkanlarını ne ölçüde yeterli buluyorsunuz? Eksiklikler var mı, varsa bunlar nasıl aşılabilir? 

Bilindiği üzere TBMM’nin engelsiz meclis adlı bir projesi var. Gerek devletin gerek TBMM personelinin duyarlılığı sonucu meclis engelliler için gayet yeterli bir hale getirilmiş. Eski bir yapı olmasına rağmen bu uyarlamaların yetmediği yerde mutlaka alternatif bir yol üretilmiş. Örneğin ben meclis kapısından girdiğim andan itibaren hiçbir engele takılmadan istediğim bina ve konuma rahatlıkla seyahat edebiliyorum. Dolayısıyla bu imkanlar sağlanmışken,  yeterli bulmuyorum dersem projeye ve meclise haksızlık etmiş olurum.

Partinizin seçim vaatlerine baktığımızda engelliler için de vaatler görüyoruz. Adalet sisteminde kadınlar, çocuklar ve engellilere yönelik kolaylaştırıcı uygulamaların hayata geçirilmesi; imar mevzuatının günün ihtiyaçlarına uygun olarak revize edilmesi; kentsel tasarım ilke ve uygulamalarının engelli, yaşlı, hareket kısıtlılığı olanlar gibi özel ilgi bekleyen kesimlerin hizmetlere erişimini kolaylaştırmak üzere geliştirilmesi gibi. Bu vaatlerin gerçekleştirilmesi için nasıl bir program takip edilecek?

Beyannamemizde de görüldüğü üzere Ak Parti her zaman olduğu gibi bu dönem de  engellilerin yanında olacak. Hatta sadece engellilerin değil tüm dezavantajlı grupların yanında oldu ve olmaya da devam ediyor. Çalışmalar ise ilgili komisyon ve bakanlıklarda uzman eller tarafından yapılıp servis ediliyor. Tabii tıkanılan noktada ise bizler her zaman hazır bir şekilde arkadaşların işlerini kolaylaştırabilmek adına var gücümüzle çalışıyoruz.

Türkiye’de birçok engelli STK’sı var. Bu vaatlerin gerçekleştirilmesi sürecinde STK’lar ile birlikte çalışmayı düşünüyor musunuz?

Evet bu işlerin nasıl bir bürokrasi ayağı varsa aynı şekilde sivil toplum ve sosyal bir tarafı da var. Bu noktada STK‘lar çok önemli bir yer tutuyor. Projelerin uygulanması, duyurulmasıyla ilgili destekler çoğunlukla STK’lar aracılığıyla oluyor. Hatta şöyle söyleyelim, projelerin bir kısmı neredeyse tamamen onlar tarafından yapılıp ilgili kurumlara sunuluyor ve sonuçlanıyor.

Türkiye nüfusunun engelli oranıyla meclisteki engelli vekil oranını karşılaştırdığımızda ne söyleyebiliriz?

Türkiye’de engelli oranı  %13 civarı ancak milletvekili bazında aynı şeyi söylemek pek mümkün değil. Ben ve birkaç arkadaşım diye sınırlandırabiliriz engelli milletvekili sayısını. Evet bu konuda bir eksikliğimiz var, aslında tüm yapılan projeler, izlenen sosyal politikalar  ve hatta bizler engelli bireylerin önünde örnek teşkil etmekteyiz. Aynı zamanda devlet nezdinde de. İnşallah bunlar da zamanla aşılacak. Her geçen dönem bir öncekine göre ilerleme kaydetmekteyiz. Örneğin;  7 Haziran seçimlerinde Ak Parti’den 2 engelli milletvekili varken 1 Kasım seçimlerinde sayımız 3’e çıktı. Zamanla aşılabilecek ancak üzerinde ciddi şekilde durulması gereken bir konu.

Engellilere verilen vaatler/sağlanan imkanlar hak mıdır, yardım mıdır?

Engellilere verilen imkanların bazıları hak, bazıları ise yardım statüsündedir. Tüm dünyada bu süreç pozitif ayrımcılık şeklinde yürümektedir. Çünkü herkes aynı zamanda engelli adayıdır. Dolayısıyla bu haklar aslında sadece engelliler için değil tüm bireyler için geçerlidir. Diğer bir konu ise devlet inisiyatifinde yapılan yardımlardır. Bunlar ise bir hak olmamakla beraber, insani yönden olması gerektiğine inandığımız durumlardır.

Kadın olmak, engelli olmak. Bir arada olunca getirdiği başka zorluklar var mıdır?

Kadın olmak, engelli olmak… Evet bu durum belki bir erkek engelli bireye göre daha zor olsa da aslında genel olarak insan için zor bir durum. Başkalarına tabiri caizse bazı durumlarda mahkum yaşamak, insan fıtratına ve nefsine aykırı bir hadisedir. Engelli olmayı kadın ve erkek olarak ayırmamak gerek diye düşünüyorum. Ancak kadın ve erkek olmanın birbirlerine avantajları olduğu gibi dezavantajları da bulunmakta. Dolayısıyla her iki durumunda türlü türlü zorlukları bulunmakta.
Engelli istihdam oranının (ceza yaptırımına rağmen) hala düşük olması nasıl aşılabilir? 

Engelli istihdam oranının hala düşük olması gerçekten üzücü. Bunun ana sebebi ise işverenlerin duyarsızlığı diye düşünüyorum. Çözüm yolu ise denetimlerin artırılmasıyla beraber, insanların zihinlerindeki engeli kaldırmak için verilecek olan eğitimlerdir.

Türkiye’de engellilerin yaşama tam katılımının sağlanması için önerileriniz?

Türkiye’de insanlar engellilerini evlere adeta hapsetmiş durumdalar. İlk çözüm yolu ailelerin duyarlılığını artırmak, sahip olduğu hakları anlatmak. Daha sonra ise hayata katılımını sağladığımız engelli bireyin geniş anlamda sürekliliğini sağlamak. Çalışabilecek  olanların istihdamını, eğitim almak isteyenlerin eğitimini  sağlamak ve sanat icra etmek isteyenlerin yolunu açmak.Özetle yaşama katılımın önceliği insanda bitiyor. İnsan istediği zaman yapamayacağı şey yoktur, yeter ki birileri elinden tutsun yahut yol göstersin.