Kültürpark mücadelesi sonuç verdi: Koruma Kurulu’ndan revizyona onay yok

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin hayata geçirmeye çalıştığı Yeni Kültürpark Projesi, 1 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’ndan onay alamadı. Projenin onaylanmaması için aylardır yürüttükleri çalışmaları olumlu sonuç  veren Kültürpark Platformu Sözcüsü Özlem Şenyol Kocaer ile süreci konuştuk. Koruma Kurulu’nun projeye onay vermemesi çabalarınızın karşılık bulduğu anlamına mı geliyor? Evet. İzmir’in dört bir yanından bize destek veren […]

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin hayata geçirmeye çalıştığı Yeni Kültürpark Projesi, 1 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’ndan onay alamadı. Projenin onaylanmaması için aylardır yürüttükleri çalışmaları olumlu sonuç  veren Kültürpark Platformu Sözcüsü Özlem Şenyol Kocaer ile süreci konuştuk.

Koruma Kurulu’nun projeye onay vermemesi çabalarınızın karşılık bulduğu anlamına mı geliyor?

Kültürpark Platformu Sözcüsü Özlem Şenyol Kocaer

Evet. İzmir’in dört bir yanından bize destek veren gücümüze güç katan tüm dostlarla yürüttüğümüz 18 aylık mücadelemizin kazanımını tüm İzmir’e armağan ediyoruz. Gücümüzü iktidar ya da yerel yönetimden değil; mimarlığın, şehir planlamasının insana ve doğaya ve kültüre saygı anlayışı ile akıl, bilim ve yasalardan alıyoruz. Yaşamın olduğu her alanda hak, hukuk, adalet demeye, sesimizi daha fazla duyurmaya devam edeceğiz.Bu karar ile Kültürpark’a ilişkin yapmış olduğumuz adalet çağrımızın karşılık bulduğuna inanıyoruz.

 

Projeye karşı yapılan mücadeleyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

2016’nın Nisan ayında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Kültürpark revizyon projesini koruma kuruluna sunması ile başta TMMOB’a bağlı meslek odaları olarak hazırlanan bilimsel değerlendirme raporu ile konuya müdahil olunması ile başlayan süreç, sonrasında kamuoyunun Kültürpark’ı sahiplenmesiyle önemli bir kent mücadelesine dönüştü. Kentin bu kadar sahiplendiği böylesi önemli bir park alanı, katılımcı bir yaklaşım izlenmeden yalnızca çeşitli kesimleri konuya müdahil ederek projeyi koruma kurulundan geçirmeye çalışmıştır. Her şeyden önce Kültürpark tarihsel süreci içinde kamuya mal olmuş kamusal bir alandır. Dolayısıyla demokratik bir kent yönetiminin aksine, halkı dışarıda bırakan, oldu bittiye getiren bir yaklaşımla bu kararın alınması, kentine, yaşam alanına, parkına sahip çıkan bizler için kabul edilemez. Proje, 35000 metrekarelik kongre merkezi yapılması ve parkın doğal yapısını eksik etüd çalışmalar ile ciddi zararlar verecek çeşitli öneriler içermektedir. Kongre merkezi fonksiyonunda bir yapının parkın içinde yer almasının parkın kültürü, tarihi ve doğal yapısıyla hiçbir bağlantısı bulunmamaktadır. Aynı zamanda proje hukuki olarak Koruma Amaçlı İmar Planı olmadığı için ilgili mevzuatlara aykırılık içermektedir.

Kültürpark ve çevresine ilişkin mücadeleniz,Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kararıyla tam olarak bitti diyebilir miyiz?

Mücadelenin başında Kültürpark’ın hemen yanında, Basmane Çukuru olarak bilinen alanda yapılması planlanan gökdelen projesi henüz gündemde yoktu. Mücadelenin ikinci-üçüncü ayında bu projenin de ortaya çıkmasıyla, Kültürpark mücadelesinin, yalnızca park sınırları içerisinde kalmaması gerektiğini, bu projenin tarihi kent merkezi, Basmane, Kemeraltı Çarşısı ve çevresinin de ileride ciddi bir sosyal ve yapısal yıkıma doğru giden büyük bir dönüşümün başlangıç noktasını oluşturduğunu görmüş olduk. Bu kapsamda mücadelemiz devam etmektedir. Biz konunun hem hukuki hem de alanda gerçekleştirilen faaliyetlerle ilgili takibini yapıyoruz ve bu yolda ne mutlu ki çoğalıyoruz. Biz platform olarak içinde otuzdan fazla çeşitli alanlardan gelen sivil toplum örgütüyle, bir arada daha da çoğalarak kent mücadelemize devam ediyoruz. Kentteki diğer doğal alanlarımıza, yaşam alanlarımıza yönelik yürütülen rant projelerine karşı da sözlerimiz olduğunu kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğiz.

İzmir Enternasyonal Fuarı’nın bu yıl 86’ncısı düzenleniyor bu konuda platform olarak neler düşünüyorsunuz?

Şu anda Kültürpark’a dair önemli gündemlerimizden biri de bu. Amacımız, fuarın tamamen tüketime endeksli, kent ekonomisine hiçbir katkı sağlamayan ve üstüne üstlük doğal yapısına ciddi zararlar veren bir şekilde gerçekleştirilmesine ilişkin yeni bir sorgulamayı açmak. Ticari bir yapı olan belediyenin taşeron şirketi İZFAŞ’ın hala kamusal alanımızı, parkımızı bu şekilde kullanmasına ve yönetmesinin doğru olmadığını düşünüyoruz. Diğer taraftan geçtiğimiz pazar onuncusunu gerçekleştirdiğimiz Kültürpark Pazar Şenliklerimiz ile alanda mücadelemizi, Kültürpark’ta doğasına, tarihi ve kültürel değerlerine sahip çıkan, dayanışmacı, paylaşımcı, tüketime karşı üretimi hayatımıza tekrar sokan, sanatın her alanını içinde barındıran, yaratıcı, çocuğuyla, genciyle, yaşlısıyla, erkeğiyle, kadınıyla yeni bir kültürün inşa edilmesi adına önemli tohumlar atarak gerçekleştirmeye çalıştık. Kültürpark’ın çimlerine, toprağına basarak, ağacının gölgesinde, birlikte Kültürpark’ı yaşamaya ve üretmeye bu etkinliklerimiz ile devam edeceğiz. Biz Kültürpark’ın sakinleri olarak kamusal alanımız olan Kültürpark’ta, Kültürpark’ın ağacıyla, çiçeği böceğiyle, insanıyla yalnızca bir park olmasını yeterli görerek, ancak park olgusunun üstünde kolektif bir kültürü örerek, İzmir’e ait bir Kültürpark anayasası kurmaya niyetliyiz. Kültürpark’ın sermayenin arka bahçesi olmasına edilgen bir tavırla, şarkı söyleyerek, şiir okuyarak, yazarak, çizerek ‘hayır’ diyoruz ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu bu yoldan geri dönmeye, İzmirlileri de Kültürpark’ta yarattığımız bu ruhu birlikte inşa etmeye çağırıyoruz.