Kömürle ilgili 5 çarpıcı ve düşündürücü gerçek

Koray Kaplıca imzasıyla doğrulukpayı.com’da yayınlanan bir yazı, enerji politikasını ağırlıklı olarak kömürlü elektrik santralleri üzerine kurmuş olan Türkiye’de, iklim değişikliğini tetikleyen karbondioksit emisyonlarındaki artışın bir numaralı nedeni kömürle ilgili beş çarpıcı gerçeği gözler önüne seriyor.   Gelişmekte olan ekonomiler sınıfında olan Türkiye, ekonominin istikrarlı olmasa da büyüdüğü bir ülke. Bu büyümeye de yükselen enerji talebi […]

Koray Kaplıca imzasıyla doğrulukpayı.com’da yayınlanan bir yazı, enerji politikasını ağırlıklı olarak kömürlü elektrik santralleri üzerine kurmuş olan Türkiye’de, iklim değişikliğini tetikleyen karbondioksit emisyonlarındaki artışın bir numaralı nedeni kömürle ilgili beş çarpıcı gerçeği gözler önüne seriyor.

 

Gelişmekte olan ekonomiler sınıfında olan Türkiye, ekonominin istikrarlı olmasa da büyüdüğü bir ülke. Bu büyümeye de yükselen enerji talebi eşlik ediyor. Fakat son yıllardaki gelişmeler gösteriyor ki, Türkiye enerji politikasını ağırlıklı olarak kömürlü elektrik santrallerinin artışı üzerine kurmuş durumda. Türkiye Elektrik İletim A.Ş. verilerine göre, Türkiye’de kurulu gücün %20,5’ini taş kömürü, linyit ve ithal kömürlü santrallerinin üretimi oluşturuyor ve bu oran 2002’den beri ciddi oranda artış göstererek bu noktaya geldi. Kömür, insan türünün karşı karşıya kaldığı en önemli sorun olan iklim değişikliğini tetikleyen karbon dioksit emisyonlarındaki artışın bir numaralı nedeni ve hava kalitesini olumsuz yönde etkileyerek ciddi sağlık sorunlarına neden oluyor. Mayıs 2014’te yaşadığımız Soma faciası da kömür üretiminde çalışma güven(siz)liğini açıkça gözler önüne sermişti.

İşte Türkiye’nin kömür politikasıyla ilgili 5 çarpıcı gerçek:

1-  TÜRKİYE’NİN BU KADAR ENERJİYE İHTİYACI VAR MI?

Türkiye’de önümüzdeki dönemde yapılması planlanan 80’e yakın kömürlü termik santral projesi var. Bu santrallerin kurulu güç kapasitesi toplamda 59 bin MW civarında. Türkiye’nin mevcut kurulu güç kapasitesi 69 bin MW. Yani kurulu güç kapasitesi %85 oranında artacak. Türkiye bu kömür hamlesiyle Çin ve Hindistan’ın önünde dünyada ikinci sırada yer alacak.

Peki Türkiye’nin bu kadar enerjiye ihtiyacı var mı?

TEİAŞ’ın 2015 yılı için üretim ve tüketim beklentileri böylesine bir kömürlü santral çılgınlığı için bir neden göstermiyor. Kalkınma planlarında belirtilen elektrik talebi beklentilerinin de oldukça abartılı olduğu, 2013 ve 2014 için ciddi sapma göstermelerinden anlaşılıyor. Kısacası, Türkiye’nin mevcut kurulu gücü şu an için talebi fazlasıyla karşılıyor.

2- HAYALLER YERLİ, GERÇEKLER İTHAL

Türkiye’nin kömür tercihinin bir numaralı nedeni olarak enerji arz güvenliğini sağlamak adına yerli kaynakları kullanma politikası gösteriliyor. Fakat son 5 yılda yapılan santrallerde kullanılan yakıtların %95’i ithal edildi. Yapılması planlanan 80’e yakın kömürlü santral de mevcut kömür potansiyelini sonuna kadar kullanacağı ve başka bir enerji kaynağı ithalatına neden olacağı tahmin ediliyor.

3- MADEN ÖLÜMLERİNDE LİSTE BAŞI

Türkiye milyon ton kömür üretimi başına düşen ölüm sayısında dünyanın en büyük üreticileri arasında sadece Çin’den daha iyi bir performans gösterebildi. Milyon taş kömürü üretiminde ise Türkiye, Çin’i de geçmiş durumda. 2003-2012 arasında Çin’in yıllık kömür üretimi %100 artarken, madenci ölüm rakamları %75 oranında azaldı. Türkiye’de ise gözle görünür bir iyileşmeden bahsetmek mümkün değil.

4- KÜRESEL SICAKLIĞA BÜYÜK ETKİ

Küresel sıcaklık ortalamasını 2 santigrat dereceyle sınırlayabilmek için yeryüzündeki kömür madenlerinin %82’sinin yeraltında kalması gerekiyor.

5- YENİLENEBİLİR KAYNAKLAR VARKEN…

Türkiye güçlü teşvik politikaları ve yenilenebilir enerjiyi arz güvenliğinin merkezine oturtarak 2030 yılına kadar enerji ihtiyacının % 50’sini yenilenebilir kaynaklardan sağlayabilir.