“Kavala diğer Türkiyeli aydınlar gibi, muhalif akademisyenleri bastırmaya, gazetecileri hapsetmeye devam eden bir ülkede yalnız kaldı”

Bir grup Fransalı akademisyen, Osman Kavala’nın serbest bırakılması için bir çağrı yaptı. Aralarında İkinci Dünya Savaşı’nda Fransa’dan ölüm kamplarına gönderilen 76 bin Fransa Yahudi’sinin adlarını tespit edip belgeleyen ve Nazi savaş suçlularını yargıya taşımalarıyla tanınan Serge ve Beate Klarsfeld’in de bulunduğu akademisyenler, Osman Kavala’nın kültürlerarası diyaloğun açılması için Türkiye’de ve dünyada önemli bir isim olduğu vurguladı. […]

Bir grup Fransalı akademisyen, Osman Kavala’nın serbest bırakılması için bir çağrı yaptı. Aralarında İkinci Dünya Savaşı’nda Fransa’dan ölüm kamplarına gönderilen 76 bin Fransa Yahudi’sinin adlarını tespit edip belgeleyen ve Nazi savaş suçlularını yargıya taşımalarıyla tanınan Serge ve Beate Klarsfeld’in de bulunduğu akademisyenler, Osman Kavala’nın kültürlerarası diyaloğun açılması için Türkiye’de ve dünyada önemli bir isim olduğu vurguladı.

Türkiye’de bir aydın ve iş insanı olarak yaptığı çalışmaların özetlendiği açıklamada Kavala’nın son yıllarda muhaliflerin bastırılması politikaları doğrultusunda tutuklandığı ve yalnız bırakıldığı belirtildi.

Türkiye’deki bazı basın kuruluşlarının hedef gösteren haberler yaptığının da belirtildiği açıklamada özetle şöyle denildi:

“Osman Kavala diğer Türkiyeli aydınlar gibi, bugün, muhalif akademisyenleri bastırmaya, gazetecileri hapsetmeye devam eden bir ülkede yalnız kaldı.

“Osman Kavala kendisini insan hakları, barış ve diyalog yoluna adamış sembolik kişiliklerden biridir. Türkiye’deki rejim muhalefeti bastırmak ve korkutmayı seçerken Batı dünyasından uzaklaştığını gösteriyor.”

İmzacılar

Tal Bruttmann (EHESS), Johann Chapoutot (Paris-Sorbonne Üniversitesi), Etienne François (Berlin Serbest Üniversitesi); Béatrice Giblin, (Hérodote dergisinin direktörü); Beate ve Serge Klarsfeld, UNESCO’nun Şeref Elçileri ve Özel Elçileri), Ophir Lévy (Sinemanın tarihçisi), Barbara Loyer (Paris-8 Üniversitesi Fransız Jeopolitik Enstitüsü), Henry Rousso (CNRS araştırma müdürü); Nora Seni (Fransız Jeopolitik Enstitüsü) Annette Wieviorka (Tarihçi).

Ne olmuştu?

İş insanı Osman Kavala 19 Ekim’de Antep’te Goethe Enstitüsü ile birlikte gerçekleştirilmesi planlanan bir projenin toplantısından döndüğü sırada İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan gözaltına alındı.

Polis, Anadolu Kültür’e giderek Kavala’nın sekreterinin bilgisayarlarına da el koydu.

Kavala’nın hangi suçlamayla gözaltına alındığı hakkında bilgi verilmedi.

Ancak Sabah Gazetesi 24 Ekim tarihli haberinde Kavala’nın, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Gezi direnişi, 17-25 Aralık operasyonları ve 15 Temmuz darbe girişiminde talimat verenlere yönelik yürüttüğü ortak soruşturma çerçevesinde gözaltına alındığını yazdı.

Haberde ABD Başkonsolosluğu çalışanı Metin Topuz ve gözaltındaki Osman Kavala’ya “Darbeye teşebbüs” suçlaması yöneltildiği iddia edildi. Sabah Gazetesi’nden sonra Doğan Haber Ajansı (DHA) da aynı iddiayı haberleştirdi.
Erdoğan “Türkiye’nin Soros’u” dedi

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında isim vermeden Osman Kavala için “Türkiye’nin Soros’u” ifadesini kullandı.

Dünyanın ve Türkiye’nin çeşitli hak örgütlerinden, akademisyen, yazar ve gazetecilerinden Kavala’ya destek açıklamaları yapıldı. ADB, Kavala’ya desteği ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Heather Nauert aracılığıyla verdi:””Bu gibi durumlar toplumun özgürce tartışma ve fikirlerini beyan etme haklarını ortadan kaldırıyor”.  Avrupa Parlamentosu’ndan ise Türkiye Raportörü Kati Piri’den destek açıklaması geldi.

Kaynak: Bianet