“Her alanda, her mekânda Kürtçe’yi yaşatmalıyız”

  “KURDÎ-DER  kapatılmış olabilir ancak Kürtçe yaşamamızın önünde hiçbir engel yok. Her alanda, her mekânda bu dili yaşatmamız gerekiyor” OHAL sürecinde kapatılan derneklerden Mersin KURDÎ-DER yöneticilerinden Serdar Karekeçi ile OHAL sürecinin Kürtçe öğrenme üzerindeki etkileri üzerine konuştuk. KURDÎ-DER ’in kapatılmadan önceki kapasitesi nasıldı? Özellikle Kürdistan’dan gelen üniversite öğrencilerinin ilk durağı KURDÎ-DER di. Çünkü KURDÎ-DER , Kürtçe […]

 

“KURDÎ-DER  kapatılmış olabilir ancak Kürtçe yaşamamızın önünde hiçbir engel yok. Her alanda, her mekânda bu dili yaşatmamız gerekiyor

OHAL sürecinde kapatılan derneklerden Mersin KURDÎ-DER yöneticilerinden Serdar Karekeçi ile OHAL sürecinin Kürtçe öğrenme üzerindeki etkileri üzerine konuştuk.

KURDÎ-DER ’in kapatılmadan önceki kapasitesi nasıldı?

Özellikle Kürdistan’dan gelen üniversite öğrencilerinin ilk durağı KURDÎ-DER di. Çünkü KURDÎ-DER , Kürtçe öğretmenin dışında Kürtçe’ye ev sahipliği de yapıyordu. Kurum kapatılmadan önce yıllık ortalama 300 ile 400 öğrenci mezun ediyorduk. Amacımız mezun olan, Kürtçe öğrenmek isteyen ve öğrenen insanların bir arada yaşamasını sağlamaktı. Kurumumuzda sekiz öğretmenimizle beraber hiç bilmeyenlerin olduğu grup ile başlayıp birinci, ikinci ve üçüncü seviyelerde eğitim veren, akademik bir kurumdu. Sadece Kurmanci lehçesinde değil Zazaki lehçesinde de eğitim veren bir kurumdu.

Kapatılmasıyla Mersin’deki Kürtçe öğrenme mekânı şansı neredeyse yok oldu…

Dernek kapatıldıktan sonra, hem serbest meslek yapan, hem de vicdani olarak Kürtçeyi öğretmek isteyen hocalarımızla yeni bir yaşam alanı oluşturamadık. Çünkü resmi bir kurumun dışında eğitim vermeye, siyasi açıdan olumsuz bakıyorlardı. Dernek kapatıldıktan sonra öğrencilerin başka bir kurumda Kürtçe dersi almasını da ciddi tehlikeye sokuyordu. Çünkü resmi bir tabelanın altında eğitim  vermek ile başka bir yerde eğitim verme arasında farklılıklar var malesef. Kapatıldıktan sonra Twitter ve Facebook sayfamızdan binlerce mesaj aldık. KURDÎ-DER yönetimi olarak birkaç girişimde bulunduk. AKA-DER’e (Anadolu Kültür ve Araştırma Derneği) başvurduk ve bize kapılarını açtılar. Ancak KURDÎ-DER olmamasından kaynaklı, insanlar bu işe soğuk bakıyorlar. Potansiyelimizde oldukça düştü bu nedenle. Yıllık 600 ile 800 arasında öğrenci mezun ettiğim, bir araya geldiğimiz kurumdan, şu anda başka yerlerde 8 ile 10 öğrenciyle bir araya gelebiliyoruz. OHAL süreci, Eğitim-Sen’li öğretmenlerin ihracı insanları tedirgin ediyor.

Kapatma kararına itiraz ettiniz mi?

Temel hedefimiz KURDÎ-DER ‘in tekrar eğitim ve öğretim dönemine başlamasıdır. Bu yönde çabalarımızda oldu. Diyarbakır Valiliği tarafından kapatıldı derneğimiz, orası merkezli olarak. Üç ay süreyle kapatıldı deniyor ancak altı aydır eğitim veremiyoruz. Ve OHAL uzatıldıkça kapalı kalacak gibi duruyor. Bu da Kürtlerin anadilini araştırmalarında büyük bir engel. Açtıkları üniversiteler de tamamen isimden ibaret, bu da bir gerçek. Devletin üniversitelerine başvuran, Kürdoloji bölümünü okuyan hocalarımız var. Devletin hiçbir imkanı sağlayamadığından kaynaklı bölümü bitirip, evlerine dönüp oturuyorlar. Yani resmi olarak bitirmelerine rağmen maalesef boşta kalıyorlar. Bundan kaynaklı olarak da açılan Kürdoloji bölümlerine talep azalıyor. Çünkü bundan iki yıl öncesine kadar binlerce arkadaşımız, hocalarımız ya da bu dille ilgilenmek isteyen insanlar sınavlara başvuruyorlardı. Şimdi bu bölüm için başvuru sayısı 50’lere, 100’lere kadar düşmüş durumda. Bunun sebebi Kürtçe’nin önüne koyulan engellerin tam olarak kaldırılmamasıdır.

Derneğin kapatılmasının Kürtçe öğrenme ve öğretme ile ilgili isteğinize bir etkisi oldu mu?

İnşaat Mühendisliği okumuştum. Ardından Kürdoloji’ye yüksek lisans için hazırlandım. KURDÎ-DER kapatıldıktan sonra elimden geldiğince bütün  yaşam alanımı Kürtçe’ye çevirmeye başladım. Dernek kapatıldıktan sonra daha da arttı bu bende. Kürtçe medeniyet dilidir. Ve bunun için çalışan, çabalayan herkesin emeğinin görülmesi gerekiyor. Bu baskı, bu politikalar ve siyaset yıllarca uygulandı ancak ne bu halk bitti, ne bu dil bitti. Halk da  bitmeyecek, dil de bitmeyecek. Bu yüzden öncelikli isteğim insanlardan, gerek batı metropollerinde gerekse Kürdistan’da bu dille yaşamaya çalışmaları. Bunun dışında hiçbir şey bizi ayakta tutamaz. Kurdi-Der kapatılmış olabilir ancak Kürtçe yaşamamızın önünde hiç bir engel yok. Her alanda, her mekanda bu dili yaşatmamız gerekiyor.