Müzisyenlerin Belirsiz Bekleyişi Sürüyor

Pandemide sona yaklaşıldığına dair umutlar artsa da müzik sektörüne yönelik gerekli düzenlemeler yapılmadığı için müzisyenlerin endişesi sürüyor. Müzisyenler yok sayıldıkları pandemi döneminde mesleklerinin 'gerçek bir iş' olarak algılanmadığını görmekten şikayetçi.

Aşılama hızı arttıkça normale dönmeye dair umutlar da çoğalıyor. Temmuz ayıyla birlikte yeni düzenlemelerin gelmesi, yasakların daha da hafiflemesi bekleniyor. Ancak pandemi başından beri işlerini yapmaları engellenen müzisyenler için gelecek hala belirsiz. Emre Akbay, Batuhan Kurnaz ve Veys Çolak ile müzisyenlerin yaşadıkları sıkıntıları ve gelecek öngörülerini konuştuk.

Emre Akbay: Pandemide Ailemin Yanına Taşındım

Emre AkbayKendi şarkılarıyla sesini duyuran Emre Akbay, pandemi sürecinde kendini finanse edemediği için ailesinin yanına Kütahya’ya dönmek zorunda kalmış: “Pandemide her müzisyen gibi ben de işsiz kaldım. İstanbul’da Kadıköy’de yaşıyordum, kira veremediğim için Kütahya’ya anne-babamın evine sığınmak durumunda kaldım. Tabi Kütahya’da müzik kayıt teknolojilerine ulaşmak da neredeyse imkansız olduğu için bu konuda çalışmalarıma devam etmek adına çok fazla çaba sarf ediyorum. Taşın suyunu sıkmak bu gayreti betimlemeye yetmez bir deyim kalacaktır. Benim çevremdeki müzisyenlerde de geçimini sahneden sağlayan, gerek müzisyen gerek tonmaister olan dostlarım hem maddi hem de psikolojik olarak hayatlarındaki en zorlu dönemi geçiriyorlar.”

Akbay, müzisyenlere yardımın programlı ve yeterli olsaydı çok daha güvende hissedeceklerini söylüyor: “Geçtiğimiz günlerin bir gecesinde saat 01:30’da Kültür ve Turizm Bakanlığı twitter hesabından Müzik Susmasın Projesi dahilinde müzisyenlere üç bin tl’lik yardım yapacaklarını açıkladı. Elbette gelen tepkilerin bir karşılığıydı bu. Bunun gibi yardımlar 2020 Mart’ından bu yana daha sık yapılmış olsa çok daha rahat ve güven duygusu hissederdik diye düşünüyorum.”

“Devlet Politikaları Beklemek Yerine Sivil İnisiyatifi Harekete Geçirmeliyiz”

Akbay, müzisyenlerin kendi içlerinde örgütlenmelerinin önemine vurgu yapıyor ve “Devlet biziz teorik anlamda. Devlet, hele ki adı cumhuriyet olan bir ülkede halkın ta kendisidir” diyor. Sivil inisiyatiflerin kullanımında eksiklerin giderilmesini arzu ettiğini söyleyen Akbay; “Lokal yönetimlerde gelir modelleri planlasak, bu projelerin uygulanması için adımlar atsak, işleyen modelleri genele yaysak… Bizim için diğer ülkelerde olduğu gibi politikalar üretilsin diye bekledik. Bu bekleyiş bizi kıran ana unsurlardan oldu. Artık pek de şaşırtıcı gelmeyen bürokratik süreçlere çok şaşırıp, neden diye sorup, durduğumuz yerden öfkelenerek zaman kaybettik. Etrafımdaki az sayıda müzisyen dostum kendi yardım gruplarını yarattılar, yardım projelerini hayata geçirdiler. Kendi cürmümüzü yaktık. Çoğunlukla yalnızız…” diyor.

Emre Akbay son olarak, bir meslek birliğine üye olduğunu ama buna rağmen asgari ücret, sigorta gibi hakların hala kendilerine uzak olduğunu düşündüğünü belirtiyor ve “Sanırım bir süre daha müzisyenler olarak birbirimizin yaptığı işlerde yan yana durarak dayanışacağız” diyor.

Batuhan Kurnaz: “Müziği ‘Gerçek Bir İş’ Olarak Saymıyorlar

Batuhan KurnazSattas grubu gitaristi Batuhan Kurnaz, grup içinde müzik dışında da işleri olanlar olduğu için pek çok sahne emekçisine kıyasla biraz daha şanslı bir noktada olduklarını ifade ederken bu durumun da başlı başına müzik sektörünün Türkiye’deki konumlanışı hakkında bilgi verdiğini söylüyor. Kurnaz; “Ne yazık ki müzik bu ülkede çoğu zaman gerçek bir meslek olarak görülemiyor ve sabit bir gelir kaynağı olamıyor” diyerek müzisyenler için en temel soruna işaret ediyor.

Kurnaz, pandeminin başlarında yaşanan belirsizlikte müzisyenlerin yardım talebinden çekindiğini anlatıyor: “Pandeminin başında konserler iptal olmaya başladığında ve devletin herhangi bir desteği olup olmayacağı sorgulanırken, hiçbir sektör henüz bir destek almamışken, müzisyenler yardım talebinde bulunmaktan bile büyük oranda çekindiler.” Bunun sebebinin onlarca yıldır süregelen ‘müzik gerçek bir iş değildir’ algısı olduğuna dikkat çekiyor Kurnaz: Aylar sonra açıklanan desteklerle durumlarının zorluğunu dile getiren müzisyenlere de tam olarak bu dendi: ‘E siz de gerçek bir iş yapın’. Bunun ne kadar kırıcı olduğunu ifade etmeye gerek bile yok diye düşünüyorum. Sevgili Burhan Şeşen’in de sorduğu gibi; aşk acısı çektiğinizde bizim şarkılarımızı dinlemediniz mi?”

“Müziğin Zahmetsizce ve Bedava Yapıldığını Sanıyorlar Herhalde”

Batuhan Kurnaz, işlerini en iyi şekilde yapabilmek için yıllarını verdiklerini, hem zaman hem de finansal açıdan büyük yatırımlarla müzisyen olduklarını söylüyor. Buna rağmen Kurnaz’a göre müzisyenlere karşı genel algı çok daha farklı: “Sanki biz sadece elimize aldığımız gitar ile sokağa çıkmışız ve söylediğimiz o şarkı mucizevi bir şekilde sizin dinlediğiniz cihaza ulaşmış gibi düşünülüyor herhalde. Ve bu algının bu dönemde bile değişmemesi bizi derin bir şekilde yaralıyor. Sayıları artık çift sıfırlarla anılacak kadar çok müzisyen ve sahne emekçisi sadece bu pandemi döneminde kendi hayatlarına kıydı. Bu ümitsizlik durumu hepimizin sorunudur.”

“Sorun Ahbap Derneği ve Benzeri Girişimlerin Omuzlayacağından Çok Daha Büyük”

Kurnaz, Haluk Levent ve Ahbap Derneği’nin müzisyenlere yönelik maddi yardım girişimlerini sevgi ve saygıyla karşıladığını söylerken sorunun bu türde girişimlerle çözülemeyecek kadar büyük olduğuna vurgu yapıyor: “Bu iş ne yazık ki Haluk Bey’in veya Ahbap’ın omuzlayabileceği ölçüde bir iş değil. Müzisyenler olarak bu dağınıklığın ve devlet gözünde yok hükmünde oluşumuzun sorusunu kendimize de sormamız gerekiyor. Biz neden tek bir ses olamıyoruz? Örneğin yıllarca birlikte çalıştığımız telif kuruluşlarına üye olmak için eserlerimizi, örnek kayıtlarımızı belgeli bir şekilde sunuyor ve bir müzisyenlik beyanı iletiyoruz. Ancak bize devletin önerdiği yardım ‘müzisyen olduğunuzu kanıtlayın’ şeklinde geliyor. Biz bu kanıtı zaten bu kuruluşlara sunduk, evet onların görevi değil belki bize sahip çıkmak, ama en azından bu belgeleri sorgulayan birilerine kimin müzisyen olduğunu net bir şekilde iletebilirlerdi. Sanırım buradan çıkarmamız gereken en büyük ders artık müzisyenler olarak da bir birlik oluşturmamız ve bir daha böyle bir duruma düşmemek için ön almamız gerektiğidir.”

Veys Çolak: Kendimizi En Yalnız Hissettiğimiz Dönemi Yaşıyoruz

Veys ÇolakPek çok gruba ve soliste gitarıyla eşlik eden, kendi şarkıları da bulunan müzisyen Veys Çolak, pandemide 1,5 yıldır işsiz kaldıklarını, pek çok müzisyenin bunalıma girdiğini, kimi müzisyenlerin memleketine dönmeyi seçtiğini söylüyor: “Özellikle evli, çoluk çocuklu olanlar ciddi bunalımlar yaşıyor. Etrafımda da tası tarağı toplayıp memlekete dönen ve hayatta kalmaya çalışan dostlar var. Hem elimizden geldiğince birbirimize yardım ederek hem de üretip hayatta kalmaya çalışmakla geçiyor süreç. Aslında biraz da delirmemek için müzik yapıyoruz.”

Müzisyenler olarak yalnız olduklarını en çok hissettikleri dönemi yaşadıklarını söyleyen Çolak, müzisyenler arası örgütlenme sorununu da dikkat çekiyor ve “Tanıdığım çoğu müzisyen örgütlenmeye sıcak bakmıyor” diyor: “Zaten neredeyse tamamen bireyselliğe evrilmiş bir toplum var. Herkes kendi karnını doyurma derdinde. Hal böyleyken sanatın hemen hiçbir dalına değer vermeyen birileri tarafından kaderiniz çiziliyor. Dahası müzisyenler olarak da büyük bir örgütlenme sorunumuz var. Gerçi şu dijital düzende ne kadar örgütlenebiliriz onu da kimse bilmiyor. Evet hep beraber hareket edebilecek bir organizma oluşabilse çok daha güzel olabilirdi. Süreci de daha rahat atlatabilirdik. Hatta sadece bu covid süreci değil her zaman mesleki ya da insanı haklarımıza erişebilmek adına gerekli olduğunu düşünüyorum. Ama korkuyla büyümüş nesiller ve hiç rahat bırakılmamış bir coğrafya var. Tanıdığım çoğu müzisyen örgütlenmeye sıcak bakmıyor. Başta bu ülkede yaşamanın getirdiği ağır gerçekliklerle ve sorumluluklarla savaşmak için enstrümanına sarılıp, zamanla o gerçeklikten ve sorumluluktan uzaklaşmak için sarılır halde geliyorlar.”

“Devlete ve Topluma Bakış Açım Uzun Yıllardır Pek Umutlu Değil”

İntihar eden müzisyenler arasında kendi arkadaşlarının da olduğunu belirten Çolak’a göre asıl ağır olan şey kimsenin “yalnız değilsiniz” demeyecek olmasından emin olmak: “Sayının doğruluğu kanıtlanmadı sanıyorum ama ne yazık ki çok fazla müzisyen intihar etti. Birkaçı da birebir tanıdıklarımızdı. Mevzu müzisyenlik de değil, sonuçta tek bir insanın bile işsizlik veya geçim derdi yüzünden intihar etmesi çok ağır ve üzücü. Tek geçim kaynağı sahne olan onca müzik emekçisi büyük sıkıntılar yaşıyor. Devlete ve topluma bakış açım uzun yıllardır pek umutlu değil. Tabii ki herkes gibi maddi manevi yardım bekledik. Yetersiz derecede maddi yardım yapıldı. Kimimiz aldı kimimiz alamadı. Ama dediğim gibi onu bile beklemiyordum. Biri çıkıp ‘evet durum çok kötü ama yanınızdayız, yalnız değilsiniz’ dese bile biraz manevi olarak rahatlatırdı belki. Ama asıl ağır olan kimsenin demeyeceğine emin olmak.”

“OLTA Dayanışma Olarak 8. Albüme Başladık”

Veys Çolak, müzisyenlere destek için Ahbap Derneği gibi pek çok sosyal yardım kuruluşunun çaba gösterdiğini, kendi içlerinde de bir yardım ağı kurmaya çalıştıklarını söylüyor ve OLTA projelerinden bahsediyor: “Birkaç arkadaş toplanıp OLTA dayanışma albüm serisi yapmaya karar verdik ve süreç devam ederken 7 albüm yayınladık. Şimdi 8 bitmek üzere. Gönüllülerden oluşan bir ekip kurduk. Müzisyenler şarkılarını bağışlıyorlar ve dijital platformlarda yayınlıyoruz. Elde edilen gelirleri de çok zor durumda olan müzik emekçilerine paylaştırıyoruz. Ünlü isimler katıldıkça ve sosyal medyadan yayıldıkça büyümeye devam ediyor. Destek olmak isteyenlerin OLTA albümlerini dijital platformlardan bolca dinlemesi ve paylaşması yeterli.”