Burak Özgüner, Aktivistlerin İstanbul Dolphinarium’u Protestosuyla Anıldı

İki sene önce bugün hayatını kaybeden hak savunucusu Burak Özgüner, hayvan özgürlüğü aktivistleri tarafından anıldı. Akvitisler Özgüner’in anısına, 190 binden fazla kişinin imzasıyla kapatılması talep edilen İstanbul Dolphinarium’un önünde eylem gerçekleştirdi ve hayvan hapishanelerinin kapatılması çağrısı yaptı. Sivil Sayfalar olarak biz de hayvan hakları mücadelesinin öncü isimlerinden olan Özgüner’i saygı ve sevgiyle anıyoruz.

Sivil Sayfalar’ın yazarların biri olan sevgili Burak Özgüner bundan 2 yıl önce bugün aramızdan ayrıldı. Bugün Özgüner’i anmak amacıyla bir araya gelen hayvan özgürlüğü aktivistleri İstanbul Eyüp’te bulunan İstanbul Dolphinarium’un kapatılmasını talep etti.

Aktivistler, oklarla yunus parkını işaret ederek yerlere “işkencehaneye gider”, “sömürü merkezine gider”, “hapishaneye gider” yazdı. Gelen yabancı turistlere İngilizce seslenerek zulme ve hayvan sömürüsüne ortak olmama çağrısı yaptı.

Hukuk, Etik ve Bilim Dışı İşkence Merkezleri

Yunus parkı çalışanlarının darp etmeye çalışırken haklarında dava açmakla tehdit ettiği aktivistler yaptıkları basın açıklamasında; 2008 yılında dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı Kadir Topbaş tarafından açılan, Aqua World Turizm Ticaret Lmtd. Şirketine ihale edilen İstanbul Dolphinarium’da yaralanan ve hayatını kaybeden yunuslara, morslara, foklara ve belugalara yönelik resmi başvuruların dikkate alınmadığını, bu tesise hiçbir hukuki yaptırım uygulanmadığını belirtti. Aktivistler ayrıca 190 binden fazla kişinin imzasıyla kapatılması talep edilen bu tesisin bir hayvan hapishanesi olduğunu vurguladı.

4 farklı şehirde bulunan 10 yunus parkının işkence merkezi olduğunu hatırlatan aktivistler, bu tesislerin tek seansı 2000 ila 3500 euro arasında değişen “yunusla terapi” adı altında engelli bireylerin, otizm, down sendromu, asperger sendromu gibi nöroçeşitlilik biçimlerine sahip bireylerin ve ailelerinin umutları sömüren ticarethaneler olduğunu söylediler. Söz konusu 10 tesis, 2000’li yılların ortalarında, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere diğer ilgili kamu kurumlarının ve yerel yönetimlerin hukuk dışı girişimleriyle açılmıştı.

‘Eminiz ki Burak da Kendisini Hayvanların Özgürlüğünü Savunduğumuz Bir Eylemle Anmamızı İsterdi’

Hak savunucuları basın açıklamasında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun resmi hesabından yayınlanan “İstanbul’un Yunusları” belgeselini hatırlatarak belgeselde doğa ve hayvan korumaya yapılan vurgunun samimi olması için “sistematik zulüm” içeren ve eski yönetimin “kirli bir mirası olan” bu tesisin kapatılması gerektiğine dikkat çektiler.

Hayvanları Koruma Kanunu’ndaki yeni düzenlemeler göstermelik.

Basın açıklamasında ayrıca Türkiye’deki yunus parkları ve hayvanat bahçelerinin artması ve büyümesinin nedeni olarak iktidarı sorumlu tutan aktivistler, bunu engellemek için yeterli muhalefeti göstermeyen TBMM’ye de çağrıda bulundular. Hayvanları Koruma Kanunu’ndaki yeni düzenlemelerin göstermelik olduğunun altını çizen aktivistler, AKP milletvekilleri ile yunus parkı sahipleri arasındaki yakın ilişkiler olduğunu savundular.

“Sonuç olarak, yenilenen kanunda yunus gösteri merkezleri kapatılmamış, ticari faaliyetlerini sürdürebilmeleri için işkence merkezlerini işleten iş insanlarına bir 10 yıl daha izin verilmiştir. Günde en az 60 bin euro, yani yaklaşık 650 bin TL kazanan bu ticarethanelere, yeni bir hayvan getirilmesi durumunda kesileceği belirtilen para cezası ise 25 bin TL olarak kanunda yerini almıştır.” denildi.

Hayvanların doğuştan gelen haklarıyla ‘bizim için’ değil, ‘bizimle birlikte’ bu gezegende yaşadıklarını unutmayın.

Basın açıklamasında bu tesislere giden ziyaretçilere de seslenen aktivistler; aileleri ve yakın dostları olan, denizlerde kilometrelerce mesafe kat edebilen, yüzlerce metreye dalabilen, hissedebilen duygulu varlıklar olan hayvanların esir edildiği, “yaşayan ölülere” dönüştürüldüğü bu sömürü merkezlerine gitmeme ve destek olmama çağrısı yaptı. Açıklamada “Hayvanların doğuştan gelen haklarıyla ‘bizim için’ değil, ‘bizimle birlikte’ bu gezegende yaşadıklarını unutmayın,” denildi.

Aktivistler basın açıklamasını “Biz, 9 Kasım’da, yıllardır omuz omuza mücadele veren dostları ve ortak ideallerimiz doğrultusunda özgürlük mücadelesi veren aktivistler olarak, hem hayatımızda hem de hayvan hakları mücadelesinde yerini dolduramayacağımız bir kaybı, Burak Özgüner’i bugün burada anarken, aynı zamanda Türkiye’de insan menfaatleri uğruna çeşitli endüstrilerce hapsedilen, işkence gören ve hayatını kaybeden milyarlarca hayvanı anıyoruz,” sözleriyle sonlandırdı.