“Belediyeler Eğitim Çalışmalarını Politik Duruşlardan Bağımsız Hale Getirmeli”

“Yerel Yönetimler Eğitimin Neresinde” konulu Meydan Buluşmaları öncesinde, yerel yönetimlerin eğitim alanındaki çalışmalarını konuştuğumuz Eğitimci Yazar Erol Erdoğan, “Yerel yönetimler, bir yönüyle siyasi oldukları için, bazen belirli gruplar belediyelerin eğitim, kültür, sanat faaliyetlerinden uzak kalabiliyorlar. Eğitime yaygın erişim için yeni stratejiler düşünülmelidir. Belediyeler eğitim çalışmalarını olabildiğince politik duruşlarından da bağımsız hale getirmelidirler” diyor.
Erol Erdoğan

Yerel yönetimlerin eğitim alanındaki mevcut çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yerel yönetimlerin en önemli eğitim hizmeti yaygın eğitim çalışmaları olarak görünüyor. 90’lardan itibaren hizmet belediyeciliği, sosyal belediyecilik, kültürel belediyecilik anlayışları çerçevesinde, önceki dönemlerle kıyas edilmeyecek kadar, yerel yönetimler (belediyeler) eğitimde, özellikle yetişkinlere yönelik yaygın eğitimde ciddi roller üstlendiler. Yetişkinlere yönelik eğitim hizmetlerinin başında meslek eğitimleri, kültürel eğitimler ve sanat eğitimleri geliyor. Yetişkinlere yönelik eğitimlerin aynı zamanda istihdam, kentleşme, kuşaklararası farkı azaltma ve rehabilitasyona yönelik boyutları da var. Belediyelerin yetişkinlere yönelik eğitimde, Melih Gökçek döneminde 1994’de Ankara’da başlatılan BELMEK ile İstanbul’da Recep Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminde 1996’da başlatılan İSMEK önemli bir milat oluşturuyor. O dönem, merkezi hükümet bürokrasisi (MEB Halk Eğitim üzerinden) yerel yönetimlerin bu açılımına uzun süre fren yaptı ancak zamanla engeller aşıldı. BELMEK ve İSMEK, sonraki yıllarda önce Kocaeli, Bursa, Konya gibi illerde sonra neredeyse tüm il ve ilçelerde modellenerek uygulandı. Yaygın eğitimde belediyelerin geldiği noktayı görmek için İSMEK’in gelişimine bakmak yeterli olur. İSMEK, 2018-2019 eğitim döneminde, İstanbul’un 39 ilçesinde, 242 merkezde, 752 program, 307 branşta, 2 milyon 600 bini aşkın öğrenciye hizmet veriyor. İSMEK, 1996’da 3 kurs merkezi, 3 branş ve 141 öğrenci ile başlamıştı. İBB’nin İSMEK dışındaki eğitimle ilgili diğer faaliyetlerini de eklersek, aslında şu cümleyi kurabiliriz: Belediyeler, ülkemizde Milli Eğitim Bakanlığı kadar eğitimde varlar.

İkinci olarak, yerel yönetimlerin eğitim çalışmaları alanında ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerine yönelik takviye kursları, yaz okulları, spor eğitimleri, tatil kampları, izci faaliyetleri de önemli bir yer tutuyor. Gençlere yönelik çalışmalar belediyelerde önceki dönemlerde Kültür Müdürlüğü, Sosyal İşler, Halkla İlişkiler Müdürlüğü gibi farklı birimlerce yürütülürken son dönemde bu listeye belli nüfus yoğunlukların üzerindeki ilçelerde olmak üzere Gençlik ve Spor Müdürlükleri de eklendi.

Üçüncü olarak da, yerel yönetimlerin eğitimi destekleyici hizmetleri son dönemde ciddi boyutlara ulaştı. Okul ve bahçelerinin temizliği, okul bahçelerin ağaçlandırılması ve peyzajı, personeli yetersiz okullara personel görevlendirilmesi, binaların tamiri ve bakımı, okullarla ortak eğitim ve kültür faaliyetleri, öğrencilere yönelik seminerler ve yarışmalar gibi çalışmaları bu bahiste sayabiliriz.

Yerel yönetimlerin eğitim çalışmaların daha etkin olması ve kapsayıcılığının geliştirilmesi için neler yapılmalı?

Eğitimin MEB ve YÖK’ün görevi-sorumluluğu olduğu bir modelde aslında ülkemizdeki yerel yönetimler, bence kanunların yüklediğinden çok daha fazla hizmet üretiyorlar ve bu eğitimleri yine örgün eğitime nazaran çeşitlilik bakımından zengin. Çünkü yerel yönetimler, eğitim faaliyetlerini merkezi ve ulusal anlayışla üstten planlamanın yanı sıra halktan gelen taleplerin etkisiyle oluşturuyorlar. Onun için çok farklı alanlarda eğitim çalışmalarına imza atabiliyorlar. Mesela, Zeytinburnu Belediyesi tıbbı bitkiler alanında kurduğu bir bahçe üzerinden hem şehirli çocuğa hem tıp meraklıları ve öğrencilerine sıra dışı bir imkân sunuyor. Mesela Çekmeköy Belediyesi, Açık Fikir Platformu çalışmasıyla ülkemizin önemli akademisyen ve fikir adamlarıyla bir araya gelerek kendilerini geliştiriyorlar. Mesela Eyüp Belediyesi her ramazan ayında ‘çocuk iftarları’ ile çocuklara dini ve kültürel bir iklim sunuyor. Yüzlerce belediyeden farklı örnekler sunabiliriz.

Yerel yönetimler, eğitim çalışmalarını, ulusal eğitim anlayışı ve halktan gelen taleplerin etkisiyle oluşturdukları için yeterince stratejik bir planlama içermiyor. Yerel yönetimler, eğitim çalışmalarını, kısa, orta ve uzun vadeli bir stratejik planlama içinde yapmalılar. Ancak bu durum, halktan gelen talepleri karşılamanın getirdiği dinamizmi, sivilliği, çeşitliliği öldürmemelidir.

Yerel yönetimlerin eğitim faaliyetlerinin daha etkin olması için şunlar yapılmalı:

  • Bir belediyenin eğitim faaliyetinden, o belediye sınırları içinde ikamet eden herkes bilmiyor, haberdar olamıyor. Duyurular daha fonksiyonel hale getirilmeli.
  • Yerel yönetimlerin eğitim faaliyetleri örgün eğitimlere nazaran serbest olduğu için eğitim sürecinin başı ve sonundaki katılımcı sayısı farkı bazen çok oluyor, devamlılığı sağlayıcı yöntemler üzerinde çalışılmalı.
  • Yerel yönetimler, bir yönüyle siyasi oldukları için, bazen belirli gruplar belediyelerin eğitim, kültür, sanat faaliyetlerinden uzak kalabiliyorlar. Eğitime yaygın erişim için yeni stratejiler düşünülmelidir. Belediyeler eğitim çalışmalarını olabildiğince politik duruşlarından da bağımsız hale getirmelidirler.
  • Belediyelerin halkla ilişkiler ve medyatiklik yaklaşımıyla bazen eğitim faaliyetlerin ‘pr’ yönü eğitimin ruhunu bozabiliyor. “Her şey medya için değil!” anlayışını daha çok benimsemeliyiz.
  • Yerel yönetimler, eğitim çalışmalarını, ulusal eğitim anlayışı ve halktan gelen taleplerin etkisiyle oluşturdukları için yeterince stratejik bir planlama içermiyor. Yerel yönetimler, eğitim çalışmalarını, kısa, orta ve uzun vadeli bir stratejik planlama içinde yapmalılar. Ancak bu durum, halktan gelen talepleri karşılamanın getirdiği dinamizmi, sivilliği, çeşitliliği öldürmemelidir.

Sokak, mahalle, park ve şehrin her unsuruyla doğal eğitim alanı olduğunun bilinciyle hareket edilmesi önemli. Şehir esaslı bir öğretmendir. O zaman, şu soruyu hepimiz ve belediye başkanlarımız sormalı: Öğretmen Şehir, çocuklarınıza ve kulağımıza anlatıyor, aklımıza ne öğretiyor, gözümüze ne gösteriyor, kalbimize neyi koyuyor?

Yerel yönetim, çocuk, eğitim başlığı size hangi çalışmaları çağrıştırıyor?

  • Yerel yönetimlerin çalışanlarının çocuklarına anaokulu ve kreş hizmetleri.
  • Evleneceklere ve yeni evlilere anne ve baba olmaya yönelik yönlendirici eğitimler.
  • Okullar ve eğitim kurumlarıyla ortak çalışmalar, kurslar, kamplar, yarışmalar ve eğitimi destekleyici hizmetler.
  • Örgün eğitimin eksik kaldığı yetişkin eğitiminde yaygın eğitim çalışmaları.
  • Yerel talepler doğrultusunda coğrafyaya, yerele, kültüre uygun özgün eğitim çalışmaları.

Bunların yanı sıra, sokak, mahalle, park ve şehrin her unsuruyla doğal eğitim alanı olduğunun bilinciyle hareket edilmesi önemli. Şehir esaslı bir öğretmendir. O zaman, şu soruyu hepimiz ve belediye başkanlarımız sormalı: Öğretmen Şehir, çocuklarınıza ve kulağımıza anlatıyor, aklımıza ne öğretiyor, gözümüze ne gösteriyor, kalbimize neyi koyuyor?

Sivil toplum ve yerel yönetimlerin eğitim konusunda işbirliği konusundaki mevcut durumu nasıl değerlendiriyorsunuz, neler yapılması gerekiyor?

İyi örneklikler var ama yeterli değil, geliştirilmeli. Belediyeler özellikle FETÖ öncülüğünde girişilen darbeden dolayı 15 Temmuz’dan sonra dernek ve vakıflardan gelen işbirliği tekliflerine mesafeliler. Bu konuda, standartlar geliştirerek güvensizlik hali azaltılmalıdır. Sivil toplum ve yerel yönetimlerin eğitim konusundaki işbirliklerinde verimi azaltan bir husus, kimi dernek ve vakıfların PR ve öğrencilerle salt iletişim amaçlı araçsal yaklaşımlarıdır. Sivil toplum, eğitim ve insan merkezli yaklaşımını artırmalıdır.