”Asperger Sendromunu Anlatmak İçin Sinema En Etkili Yol”

Asperger film projelerini konuştuğumuz Asperger Sendromu ve Otizmle Hayat Derneği'nden Mesut Başar, "Asperger sendromunu anlatmak için sinema en etkili yol" dedi.

Dernek hakkında bilgi alabilir miyiz?

AsperderAsperger Dernek 2008 yılında çocuğu Yüksek Fonksiyonlu Otizm (YFO) ve Aspergerli aileler tarafından kuruldu. Otizm ve diğer ruhsal – zihinsel hastalık gruplarına, engellere ve farklılıklara yönelik hak temelli savunuculuk, farkındalık–bilinirlik ve sosyo ekonomik temelli örgütlenme çalışmalarımız var. Ben edebiyatı ve sinemayı seviyorum.. Bu kişisel ilgiyi kurumsal bir çerçevede gerçekleştiriyoruz ve kurumsallaşması için, devamlılığı olabilmesi için çabalıyoruz.

Smart Start projesine katılma kararını nasıl verdiniz?

YADA Vakfı’nın çalışmalarını takip ediyorduk; daha öncesinde vakfın farklı konularda eğitim programlarına katılmıştık. 2017 yılında Smart Start duyurusuna başvuru yaptık ve eğitim çalışmalarına hak kazanan 20 STK’dan biri olarak seçildik; yine vakfın Smart Start proje üretimine yönelik eğitim çalışmalarına katıldık; süreç sonunda Asperder Film Yapım ünitesi projemizi hazırladık ve Smart Start hibe fonuna hak kazanan 10 STK’dan biri olduk. 

Sizce bu tarz projelerin ne tür anlamları/faydaları var?

Proje hazırlık aşamasında eğitim verilmesi oldukça faydalı; uzmanlar tarafından danışmanlık verilmesi ve alanında uzman kişi ve kurumların tecrübe paylaşımı ve mentorluk bazında eğitim ve proje hazırlık süreçlerine katılmaları muazzam faydalı. 

Smart Start projesi olmasaydı bu film olabilir miydi?

Smart Start olmasaydı İki adlı otizm temalı kısa filmi ve çekimini henüz tamamladığımız Seninle Birlikte adlı uzun metraj filmi çekemezdik. Asperder Film yapım ünitesinin tanımlanması ve yola koyulması uzun zaman alırdı belki de hiç gerçekleşmezdi; Asperder Film’in üstlenmesi gereken misyonu ve geleceğe bakışını, neleri değiştirmek istediğini ve nasıl bir etki yaratmak istediğini bu denli kapsamlı tanımlayamazdık.

Asperder Film nasıl ortaya çıktı?

Farkındalık ve bilinirlik açısından otizm adına yapılması gereken çok fazla şey var; yazmak, anlatmak, konuşmak, fotoğraflar, posterler, afişler, çeşitli görsel dökümanlar vb. bunlar tabi ki faydalı ama yetersiz. Bazı nüansları topluma anlatmakta saydıklarımdan hiçbiri sinema ve filmler kadar etkili olamıyor. Bu açıdan Asperder Dernek olarak kısa, spot, belgesel, uzun metraj vb. filmler yapmak istiyorduk ama bunların alt zeminini kurumsal olarak tanımlayamıyorduk. Smart Start fonu sayesinde film yapım düşüncemizi uzun vadeli olacak sağlam bir yapıda projelendirdik ve kurumsal bir temele oturttuk. Sinema ve film yapım alanındaki uzmanlarla iletişim kurduk. Stratejik ortaklığımız olan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin Fotoğraf ve Sinema Tv bölümleriyle iletişime geçtik ve desteklerini aldık, alıyoruz.

‘Beni Seviyorsun – Medusa’nın Emaneti’ ilk uzun metraj film projeniz, hangi aşamada, projeden ve süreçten biraz bahseder misiniz?

Beni Seviyorsun – Medusa’nın Emaneti senaryosu tamamlanmış olarak 09 Aralık 2019’da Kültür Bakanlığı Sinema Desteklerine başvurusu yapılmış bir uzun metraj film projemiz. Henüz fon sağlama aşamasındayız ve Kültür Bakanlığı destekleme kurulu değerlendirme sonuçlarını bekliyoruz; Beni Seviyorsun – Medusa’nın Emaneti senaryosu farklı olana, bizden olmayana, ‘bizim dünyamızdan’ olmayana bakışımızı ve adına ‘sevgi’ dediğimiz olguyu otizm zemininde irdeleyen bir senaryo; umarız destek almaya hak kazanırız ve gerçekleşir. Biz daha başvuru hazırlığındayken 15 Ekim 2019 da yapılan kanun değişikliği ile uzun metraj film başvurusu yapacak olan yapımcıların daha önceden çekilmiş ve bakanlık onaylı eser işletme belgesi sahibi bir uzun metraj filmlerinin olması zorunluluğu getirildi. Asperder film olarak bizim uzun metraj bir filmimiz yoktu (Smart Start projesi kapsamında ‘İki’ adlı kısa metraj otizm temalı bir film çekmiştik). Ve yönetmen ve ekip angajmanları daha önceden yapıldığından proje destek başvurusunu bir sonraki döneme ertelemek istemedik ve ben hızlıca ‘Seninle Birlikte’ adlı yeni ve farklı bir senaryo yazdım..

Tabi bu senaryoyu elimizdeki çekim olanaklarına göre yazmak durumdaydım (oyuncular, mekanlar, ekipmanlar,vb). Açıkçası ‘Seninle Birlikte’ bir atlama taşı projesi gibi oldu ama senaryo olarak genç bir anne adayının rahatsızlığı nedeni ile otizm benzeri zihinsel – ruhsal açıdan farklı (tıp biliminin hasta, toplumun sakat-engelli vb olarak nitelendirdiği) bir çocuğa sahip olma olasılığı içinde yaşadığı içsel çatışma ve eşi ile birlikte bir karar alma sürecini anlatması açısından da değerli bir proje. Değerli destek paydaşımız İÜ Enuygar başkanı Prof. Resa Aydın (İÜ Engelli Araştırma ve Uygulama Merkezi) aracılığı ile İÜ Edebiyat Fakültesi Dramatürji Başk. Prof Kerem Karaboğa ile İÜ Tiyatro Kulübünde yer alan arkadaşlarla, İÜ Sinema TV bölümündeki öğrenci arkadaşlarla buluştuk ve ekip tamamlandı. Senaryoyu sevdiler, oyuncu arkadaşlara senaryo metninde bağlam ve anlam kaymaları olmayacak şekilde doğaçlama imkanı tanıdık. Dört günde ve hep gün ışığında çektik, çünkü ışık setimiz yoktu. Bir handycam, bir cep telefonu, bir tripot, bir gimboll ve sadece iç mekanlarda ses kaydı alabilen bir h4 ses sistemi ile çekimleri 147 dk. ham çekimle tamamladık. Kurgu – montaj aşamasında 75 dakikalık teknik olarak belki oldukça minimal fakat içerik olarak bizce güzel bir Seninle Birlikte çıktı ortaya ve Bakanlıkça dört gün içinde onaylanarak eser işletme belgesi aldı. Böylelikle Beni Seviyorsun – Medusa’nın Emaneti adlı projemizde Kültür Bakanlığı destek değerlendirme kuruluna alındı.

Seninle Birlikte filmi ne anlatıyor?

Genç evli bir çiftin yaşam mücadelesi içinde zihinsel engelli bir bebek sahibi olma riski ile yaşadıkları içsel kaygılar, korkular… Ve bebeği aldırmakla dünyaya getirmek arasında gidip gelen karar süreci. Eğer her ailede en az bir otizmli birey olsaydı tüm yaşam dinamiklerimiz buna göre düzenlenmiş olacaktı ve kabullenmemek, dışlamak vb. durumlar söz konusu dahi olmayacaktı diyoruz ve asıl sorunun toplumun bakışında olduğunu vurguluyoruz.

Filmin çekimleri sırasında en zorlandığınız kısımlar hangileriydi?

Uzun metraj film çekiminin zorluklarının bilincinde olarak hazırlandık ve yola koyulduk; bütçe, ekipman ve özellikle zaman oldukça kısıtlıydı ve neredeyse hiç tekrarsız, farklı açısız bütün sahneleri tek plan – tek sekans tamamlamak zorundaydık; öyle de oldu. Çeşitli nedenlerle çekimlere katılamayan oyuncular oldu ve senaryoyu ‘o günlerde ve o anlarda’ değiştirmek zorunda kaldık; bu değişiklikleri hikayenin akışına zarar vermeyecek şekilde yapmak zorundaydık.. Öğrendik ki uzun metraj film çekmek sürprizlerle başa çıkma ve sürekli çıkabilen sorunlara çözüm bulma süreciymiş ama ana karakterlerimiz ve teknik ekip her çekime katıldılar, onlara müteşekkiriz.

Sinema alanında çalışma yapanlara neler tavsiye edersiniz?

Sinemada esas olan senaryo metni. Metnin mümkün olabilecek aksamalara değişiklik üretecek şekilde esnek yazılması gerekiyor ve yukarıda da dediğim gibi en azından çekim senaryosunun eldeki olanaklara göre (oyuncu, ekipman, ekip, bütçe vb) yazılması – düzenlenmesi gerekiyor. Çekimler ve post prodüksiyon ise tamamen teknik bir konu herkesin bildiği üzere.  Tabi ki bütçeniz kısıtlıysa uyumlu bir ekip olmadan uzun metraj çekmek neredeyse imkansız. Çekimlerin iyi planlanması, mutlak çekim senaryosu, çöp adamlardan çizilmiş olsa da bir storyboard mutlak gerekli.

Son zamanlarda farkındalık amacıyla yapılan çalışmalar arasında sizin çalışmanızı farklı kılan nedir?

Seninle Birlikte filmini bir atlama taşı projesi olarak yaptığımızdan proje Beni Seviyorsun – Medusa’nın Emaneti adlı projemizin değerlendirme kuruluna alınmasını sağladı ve misyonunu tamamladı; bu açıdan zaten o projeden beklentimiz bu kadardı fakat teknik yönden zayıflığını görmezsek kendi içinde bizce anlamlı bir film çıktı ortaya ve üniversitelerde, belediyelerde vb. filmin toplu gösterime sunulması için hazırlık yapıyoruz. Seninle Birlikte filmi zihinsel – ruhsal engelli bir bireye sahip olmakla ilgili ailelerin yaşadığı korku, utanma, suçluluk, çekinme vb duyguların aslında kendilerinden çok toplumun engelli olmaya bakışını yansıttığı önermesini tartışmaya açması açısından da bizce farkındalık anlamında önemli bir proje.

Beni Seviyorsun – Medusa’nın Emaneti ise farklı olanla nasıl iletişim kurduğumuz ve bizden olmayana nasıl baktığımızla ilgili adına sevgi değimiz olguyu da sorgulayan bir proje. Başkasında kendimizi mi seviyoruz aslında?  Bizden, kendimizden olmayan bir masum için ne kadar fedakar olabiliriz? Fiziksel olarak aynı ya da çok benzeyen fakat nörolojik olarak farklı olmak nedir? Yaşam dinamiklerimizi oluştururken nörolojik olarak farklıları da içerecek formatları artık oluşturma zamanımız gelmedi mi? Bizden olmayanı sevmezken, bizden olmayan ama öykündüklerimize saygı duyabiliyoruz, özgürlük alanı tanıyabiliyoruz. Diğer yandan bizden olanı seviyoruz ama ona da pek fazla saygı duymuyor ve yeterince özgürlük alanı tanımıyor gibiyiz. Farklı olana saygı duymak için onun bizden olmaması mı gerekir, yani illa bir uzaylı mı olması gerekir? Bu tür çelişkili tutumlarımızı irdeleyen bir film alt metin olarak.

Bundan sonraki hedefleriniz arasında neler bulunuyor?

Gerçekleşen bir heykel projemiz vardı: Otizme Dokun – Sonsuzluk; o projenin belgesel hazırlıklarını yapıyoruz. Ayrıca Asperger Sendromu pek tanınmıyor ülkemizde, onunla ilgili birkaç spot film hazırlığımız var. Son olarak ilkokularda kaynaştırma eğitimi alan otizm ve benzeri nörolojik açıdan farklılarla ve onların aileleriyle okul bileşenleri (diğer öğrenciler, öğretmenler, idareciler ve çalışanlar) arasında doğru iletişim sağlanmasına yönelik kısa ve spot filmler hazırlıklarımız var.