TÜSEV Yerel yönetimler ile STK’ların Sürdürülebilir Katılım Sürecine İlişkin Rehber Yayınladı

TÜSEV'in yayınladığı Sivil Toplum Kuruluşlarının Karar Alma Mekanizmalarına Katılımı: Yerel Yönetimlerde Kaliteli ve Anlamlı Bir Katılım İçin Uygulama Rehberi’nde yerel yönetimlerin STK’lar ile işbirliği yapmalarının sağlayacağı faydalara ve katılım süreçlerinde STK’ların etkin şekilde yer almalarının önemine vurgu yapılıyor.

Türkiye’de güçlü bir sivil toplumun varlığı için çalışmalarını sürdüren Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı (TÜSEV), yerel yönetimlerin görevlerini hayata geçirirken, STK’lar ile işbirliği yapmalarının sağlayacağı faydalara ve katılım süreçlerinde STK’ların etkin şekilde yer almalarının önemine vurgu yaptığı rehberin tanıtım toplantısını düzenledi. TÜSEV Genel Sekreteri Rana Kotan’ın açılış konuşması ile başlayan toplantıda rehberde öne çıkan noktalar paylaşıldı.

“Katılım, Kamusal Alanın Birlikte Şekillendirilmesi Fırsatıdır”

Yedi ana başlıktan oluşan rehberde katılım şöyle tanımlanıyor: “Katılım, alınan kararlar ve hizmetlerden etkilenen tüm kesimlerin, karar alma ve hizmet geliştirme süreçlerine dahil olmasıdır. Kamusal yaşamı birlikte şekillendirmek için karşılıklı isteğin, kapasitenin, birlikte çalışma fırsatının yaratılmasıdır.”  Yetkinin ve gücün paylaşılması, kararlara ve sonuca etkisi, bilginin yönü şeklinde katılım süreçlerinin niteliğini belirleyen unsurlar olduğu da belirtiliyor.

Katılım süreçlerinde dikkat edilmesi gereken ilkeler ise amaç, süreç bir fark yaratmalı, kapsayıcı olmalı, doğru zamanda gerçekleştirilmeli, şeffaf olmalı, saygılı olmalı olarak ifade ediliyor.

“Doğru Tasarlanan Katılım Süreci Topluluk Duygusunu Güçlendirir”

Katılımın önemine vurgu yapılan rehberde, katılımın daha yerinde kararların geliştirilmesine kaynakların etkin kullanılmasına ve sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağladığı, alınan kararların meşrutiyetini ve toplumsal desteğini artırdığı, toplumsal kapasiteyi ve vatandaşlığı geliştirdiği yer alıyor.

Ayrıca doğru tasarlanan bir katılım sürecinin yalnızca bilgi almak ya da vatandaşların desteğini almaktan öte, topluluk duygusunun güçlendirilmesi ve vatandaşlık bilincinin oluşmasına da katkı sağladığı belirtiliyor.

Rehberde, yerel yönetimlerde katılımın belli alanlarla sınırlı olmadığı politika, strateji geliştirmeden hizmet geliştirmeye, çok farklı ölçek ve sorumluluk alanlarının olduğunu ifade edilirken karar alma aşamaları ve katılımın doğru planlanması kaliteli, anlamlı bir paydaş katılım sürecinin belirlenmesi ile bu sürecin yürütülmesinin önemine de vurgu yapılıyor.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.