Kadına Şiddetle Mücadelede Özgün Bir Platform: Kız Başına

Kadına yönelik şiddet ve nefret söylemi ile mücadelede, teknolojiyi ve dijital iletişim kanallarını özgün kullanan bir sosyal medya platformu olan Kız Başına'nın ekip lideri Gülsün Tercanlı ile kuruluş öykülerini ve çalışmalarını konuştuk. Kız Başına aynı zamanda Facebook tarafından geçen yıl yapılan uluslararası Sosyal Sorumluluk Kampanya Yarışması’nda 24 ülkeden 46 proje arasında arasında ikinci oldu.

Sitenizde “…Türkiye’de kadına ve çocuklara yönelik nefret söylemini, şiddeti ve tacizi inceleyen bir sosyal medya projesidir” yazıyor. Kız Başına, neyi hedefleyerek yola çıktı; misyonunuzu bize anlatır mısınız? 

Kız Başına, 2017 yılında ODTÜ Öğretim Görevlisi Yeşim Çaplı ve gönüllü öğrenciler tarafından kurulan ve hala gönüllü öğrencilerle çalışmalarını sürdüren sosyal medya platformu. Misyonumuz, Türkiye’de kadına yönelik şiddet ve nefret söylemini engellemek…

Hedef kitlenizdeki kadınlar, üniversiteli, eğitimli ve genç kadınlar mı? Daha çok genç ve üniversiteli kadınlara mı ulaşıyorsunuz?

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği toplumun her kademesinde var; sadece üniversiteli ve genç kadınlara ulaşarak bunun önüne geçemeyiz. Nefret söyleminin ve şiddetin önüne geçmek sadece genç ve eğitimli insanlara ulaşarak olmuyor. Toplumun her kesiminden her sosyo- ekonomik statüden kadın cinsiyet eşitsizliğine maruz kalıyor. Biz bütün kadınlara ulaşmaya çalışıyoruz. Bütün kadınları bu konuda bilinçlendirmek istiyoruz.  

Kız Başına Ankara’da doğdu; diğer kentlere ne kadar ulaşabiliyorsunuz?  

Ekip Ankara’da olsa da biz sosyal medya platformuyuz ve sosyal medya sayesinde tüm illere ulaşabiliyoruz. 

Dijital Karanfil Projesi

Son hayata geçirdiğiniz Dijital Karanfil projesinden bize bahseder misiniz?

Dijital Karanfil projesi ile biz Türkiye’de 2018 ve 2019 yılında öldürülen 735 kadının sesi olmak ve insanlara şiddetin ne kadar yakınımızda olduğunu göstermek istedik.  Bu amaçla “Burada Bir Kadın Öldürüldü”  başlıklı QR kodlar bastırdık. Bu öldürülen kadınların nerede öldürüldü ise onun semtini ve sokağını belirledik. Bu lokasyonlara, gönüllü olan insanlara bu QR kodları içeren stikerlar gönderdik. Yoldan geçerken, QR kodu okutunca karşınıza, orada kadın cinayetine kurban olan kadının haberi çıkıyor. 

Bu haberleri toplarken de habercilik atölyesi düzenledik. Erhan Karadağ önderliğinde  yaptığımız haber atölyesinde, kadın cinayetlerine ilişkin haberleri, medyadaki şiddet ve eril dilden arındırarak,  yeniden haberleri yazdık. Yani, QR kodunu okutunca, hiçbir şekilde medyadaki gibi, şiddeti besleyen ve eril dille yazılan haberleri göremezsiniz.  

Sonrasında, artırılmış gerçeklik kullanarak, bir dijital sergi oluşturduk. Dijital sergi için sanatçılardan kadın cinayetlerine ithaf etmek istedikleri eserleri istedik.  Topladığımız bu eserle ile artırılmış gerçeklik ile 3 boyutlu bir sergi oluşturduk. Dijital sergiyi, gezici sergi formatına dönüştürdük ve üniversite kampüslerinde dijital sergi gerçekleştirdik. 

Udemy’de Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele’de Hukuk Rehberi’ni ücretsiz yayınlıyorsunuz. Projelerinize nasıl kaynak yaratıyorsunuz?

Ücretsiz yayınlamamızın sebebi, bu eğitimi herkesin alması gerektiğine inanmamızdan kaynaklanıyor. Hukuk Fakültesi öğrencileri de bu eğitimi tam alamadıklarından, ücretsiz alabilsinler diye Hukuk Rehberini hazırladık… Projelerimize kaynakları, başvurduğumuz uluslararası yarışmalardan kazandığımız ödüllerden sağlıyoruz.  Ayrıca, Sanat Galerisi adını verdiğimiz bir sosyal girişim modelimiz var. Buradan da kaynak sağlıyoruz. Hukuk projelerimiz için Amerikan Büyükelçiliği ile birlikte çalışıyoruz.

Kız Başına ekibi olarak karşılaştığınız en vahim durum neydi?  

Sosyal medyadan çok fazla kadın ulaşıyor bize; biz çoğu zaman şiddet ve taciz mağduru kadınlarla konuşmak durumunda kalıyoruz.  Bu kadınları hukuksal ve psikolojik olarak doğru yönlendirmeler yapıyoruz. Şu an mağduriyet üzerinden en vahim gibi bir sıralama yapamam ama bizi çok üzen örnekler olmuştu. 

Şule Çet Örneği ve Sosyal Medyanın Etkisi  

Kadına yönelik şiddete ve cinayetlere karşı sosyal medyada yürütülen etkin kampanyalar olmasa, Şule Çet gibi örneklerde, adaletin tecelli etmesi daha mı güç? Ne dersiniz?  

Sosyal medya burada çok kilit bir nokta, çünkü sosyal medya bir kamuoyu oluşması için değerli bir kaynak ve çok değerli bir kaynak. İnsanlar artık yeni medya üzerinden haberleşmeyi ve bilgi aktarmayı tercih ediyor. Biz böyle örneklerde gördüğümüz gibi, sosyal medyanın çok güçlü olduğunu düşünüyoruz.   

Çalışmalarınıza nasıl geri dönüşler alıyorsunuz? Çalışmalarınıza dair etki analizi yaptınız mı? Kaç kişi sizin çalışmalarınızdan fayda sağladı?

Şu ana dek tüm çalışmalarımızdan çok iyi dönüşler alıyoruz. Tüm çalışmalarımızda hedef kitlelerimiz hep farklı idi.  Öğretmenler, kuaförlerle ve eczacılarla çalıştığımız bir projemiz oldu. Çok iyi dönüşler aldık. 

Dijital Karanfil projemizde, 72 ilde 2 yılda işlenen 735 kadın cinayetine karşılık,  biz bu 72 ilde bin 500 gönüllüye ulaştık. Dijital Karanfil Projesi’nde hiç gönderemediğimiz QR kod kalmadı. Bizim tüm projelerimizde, sosyal medyada ve mail ile bize iyi geri dönüşler yapılıyor.  

Yürüttüğünüz proje ve çalışmalar size ne kattı? Kız Başına size ne öğretti?   

Kız başına bize hayata dair çok şey öğretti. En başta toplumsal cinsiyet eşitsizliğin, hayatımızın ne kadar merkezinde olduğunu öğrendik. Kadına yönelik şiddetin, cinayetlerin ne kadar fazla olduğunu, şiddetin ne olduğunu, kadınların her alanda şiddete maruz kaldığını öğrendik. Bunun dışında, küçük bir ekiple ve daha az kaynakla daha büyük projeler üretmek ve sosyal medyayı etkili kullanmak, bunların hepsi bize çok şey kattı.  

Teknolojiyi Kullanmanın Yüksek Maliyeti 

Dijital Karanfil, E-Güvenlik Rehberi, Kadına Şiddet Alanında İlk Kurgusal Duruşma Laboratuvarı gibi farklı projeleriniz var. Teknoloji ve dijital iletişim kanalları üzerinden yol almak daha kolay ve az maliyetli denebilir mi?  

Hayır denemez. Bizim bütçemizde en fazla harcadığımız teknoloji kalemi aslında.  Teknolojiyi kullanarak bir şeyler yapmak aksine çok daha maliyetli. Teknoloji ve dijital iletişim kanallarından yol almamızın sebebi,  bununla daha fazla kişiye ulaşabiliyoruz. Teknoloji hepimizin hayatının büyük bir parçası, bu şekilde kullanıyoruz.   

Geleceğe dair planlarınız neler? Kurumsal bir kimlik kazanmak gibi bir amacınız var mı?

Gelecekte bir vakıf olmayı hedefliyoruz; bu sayede projelerimizin daha sürdürülebilir olmasını amaçlıyoruz.  

Yakın zamanda sizi çalışmalarınızda motive eden ve umutlandıran bir gelişme oldu mu ? 

Yakın zamanda bize ulaşan bir mağdura yardımcı olduk, ondan çok iyi bir dönüş aldık, bu da bizim için motive ediciydi. Projelerimize bu kadar gönüllü desteği almamız, Dijital Karanfil Projemize de Türkiye’nin her yerinden destek almak, bizim için çok motive edici… 

Kız Başına’nın projelerine katılmak ve-veya size destek vermek isteyen kişiler size nasıl ulaşabilir?   

Sosyal medya hesaplarımızdan ihtiyaç duyduğumuz sürelerde “ekip arkadaşı arıyoruz” diye ilana çıkıyoruz. Bunun dışında, bize destek olmak isteyenler bize sosyal medya hesaplarımızdan ve mail ile ulaşabilirler.