Göç Vakfı, Çocuk Forumu’nun Araştırma Raporunu Yayınladı

Göç ve İnsani Yardım Vakfı Diyarbakır Şubesi, Çocuk Hakları Günü'nde düzenlediği forumun araştırma raporunu kamuoyuyla paylaştı. Forumun sloganını bile seçim yöntemiyle çocukların seçtiğini belirten Göç ve İnsanı Yardım Vakfı üyelerinden Ruşen Yakut ile hem raporu hem de çocuk forumu deneyimini konuştuk.

Çocuk forumu nasıl geçti neler yaptınız, hangi gündemleriniz vardı?

Bu yıl Çocuk Hakları Günü’nün 30. yıldönümü  kutlandı. Tabi bu süre zarfında ne gibi değişimler oldu, çocuk haklarının uygulanma boyutunda ne tür değişimler oldu, hak ihlalleri ne boyutta gibi sorular sormamız mümkün. “Yaşım Küçük Hakkım Büyük” şiarıyla çocuk forumunda bu soruları ve cevaplarını çocukların katılımıyla ve çocukların dilinden dinlediğimiz bir tartışma ortamı oldu. Bu etkinliği her yıl düzenleyip gelenekselleştirmeyi düşünüyoruz. Bu yılki forumda çocuklar sağlık, eğitim, yaşam hakkı, savaş alanındaki çocukların korunması, işçilik, istismar, şiddet konularında sunumlarını yaptılar.

Göç Vakfı Bu forumu yapmaya nasıl karar verdi? 

Öncelikle Göç ve İnsani Yardım Vakfı’ndan bahsetmek istiyorum. 1999 yılında Mersin merkezli kurulmuş olup iç göçten etkilenmiş kadın ve çocuklarla çalışma yürütmeye başarmıştır. Merkezi 9 yıldır Diyarbakır’da taşınmış, çocuklarla çalışma yürütmeye devam etmiştir. Aynı zamanda 7-18 yaş arası çocuklara  burs desteği vermektedir. Çocuklarla uzun zamandır “çocuk hakları atölyesi” yürütmektedir. Bu atölyelerle yüzlerce çocukla çalışılmıştır. Bu çocuk forumu da bu atölyeler sonucunda bir ihtiyaç olarak gözlenmiştir. Bu fikir çocuklara danışıldı. Bu danışmanlık daha sonra çocuklarla işbirliğine dönüştü ve böylece forum hazırlığı hız kazındı.

Tamamının çocukların yürüttüğü bir forum ilk defa yapılıyor galiba nasıl deneyimler edindiniz?

Çocukların katılımını, yararını, zevklerini, isteklerini, düşüncelerini, ahlaki yapılarını, arzularını benimseyen bir perspektifle başladığımız bu çalışma çocuklar için şeffaf ve güvenilir oldu. Böylece çocuklar her konuda karar verici birer bireye dönüştüler ve kendilerine özgü bir boyutla forumu ana hatlarıyla belirlediler. Konularını belirleyip Araştırmalar yapmaya başladılar ve kendi aralarında forumdan önce tartışmalar yürütüp konularını geliştirmeye çalıştılar. Diyarbakır da ilk defa çocukların konuşmacı olduğu bir forum düzenlendi. Hem konuşmacı boyutuyla hem de dinleyici boyutuyla çocuk katılımının yoğun olduğu bir forum oldu.100 çocuk, 30 yetişkin dinleyici olarak 9 çocukta sunumlarıyla katılmış oldu.

Konuşmacı ve dinleyici çocuklar arasındaki diyaloglar dikkatimizi çeken bazı hususlar oldu bunları şu an üstüne çalıştığımız raporda ayrıntılı olarak işliyoruz. Kısaca örnek verecek olursam. Çocuklar soru sorarken ve cevaplarken bunu bir saldırı olarak algılayıp sorularını ve cevaplarını veriyorlardı. Bir başka dikkat çekici noktada dönüşünü en çok hissettiğin konulardan biride çekinceli maddeleri çocukların kendilerine yakın bulup bunu tartışmaları gerektiğini düşünmeleri oldu. Dilini, dinini ve etnik kökenlerinden kaynaklı  uğramış oldukları ayrımcılık forum esnasında çocuklar arasındaki diyaloglarda da ortaya çıktı. Ana dillerinde kendilerini ifade edemedikleri gibi Türkçe de bunun zorluğunu yaşamaları, akran zorbalığı, hayatlarında doğru düzgün söz verilmemiş olmaları, dinlememiş olmaları gibi bir çok noktada gözlemlerimiz oldu. Dediğim gibi üzerinde çalıştığımız raporda ayrıntılı olarak bu konular işleyip öneri geliştirdik isteyenler girip sitemizden raporu okuyabilirler. Ayrıca çocuklarda sonuç bildirgesi üzerinde çalışıp kamuoyuyla paylaştık.

Ayrıca bu forum sadece Diyarbakır da değil aynı zamanda Türkiye geneli çocuk çalışmaları yürüten STK’larda da merak uyandırdı. Üyesi olduğumuz bir çok ağdan iyi dönüşler aldık.

Çocuklar ne gibi kazanımlar elde ettiler. Bu sürecin sonunda neleri gözlemlediniz? 

Hazırlık aşamasında birlikte çalıştığımız çocuklardan bahsetmek gerekirse; çocukların ilk aşamada kendilerine karşı güvensizliklerinin zamanla yok olmaya başladığını söyleyebilirim. Fikirlerinin önemsemiyor olması, karar verip uygulandığını görüyor olmak kendilerinden ve söylediklerinden emin bir hale doğru evrildiler. Söyledikleri her kelimeden her cümleden emin ve neden söylediğini bilen biri haline geldiler. İsteklerini dike getirirken daha kararlı olmaya başladılar. Bir örnek vermek istiyorum; çocuk forumunun sloganını ilk aşamadan itibaren öneriler köşesine yazılmaya başlandı. Çocuklar her buluşmaya yeni sloganlarla geldiler ve böylece onlarca slogan yazılmış oldu. Forum tanıtımını yapmaya karar verildikten sonra yazdıkları sloganlar arasında seçim yapma kararı aldılar ve bir sloganı seçim yöntemiyle seçtiler. Aradan bir süre geçtikten sonra kendi aralarında tekrar tartışıp değiştirmeye karar verdiler. Bu sefer slogan seçilirken birbirini ikna etme yöntemiyle bir sonuca vardılar ve “Yaşım Küçük Hakkım Büyük “ şiarıyla tanıtımları çok dillilik üzerinden yaptılar. Diğer sloganları da forumda kullandılar.

Bu hazırlıklar sadece çocuklara değil  bize de birçok şey öğretti. Aşırı korumacı, tek yönlü, nesneleştiren, araçsallaştıran ve en önemlisi romantik bir yaklaşıma sahip olmak çocuk haklarının uygulanması  hayata geçirilmesi konusunda önümüze bir set çekilmesine ve uygulamasını engelliyor. Bunun tekrar somut bir şekilde görmüş olduk.

Son olarak raporu sormak istiyorum. Tespit ve önerilerinizi bizimle paylaşabilir misiniz? Çocuklar için ne gibi öneriler var?

Şöyle özetleyebilirim ana hatlarını:

 * Sunumların çok dilli gerçekleştirilmesi için çalışmalar yürütülmesi, anadilde eğitim ve kültürel hakların kullanılmasıyla çocukların gelişimlerinin sağlanması yönündeki engellerin kaldırılması için politika belirlenmesi gerekmektedir.

 * Diyarbakır’da ilkini gerçekleştirdiğimiz forum ve benzeri çalışmalara çocuk ve yetişkin katılım düzeyinin orantılı olması, bu yönde duyarlılığın geliştirilmesi önemli olmakla birlikte bu yönde duyarlılıkların arttırılması sağlanmalıdır.

* Özelde çocuk hak temelli genel olarak da hak temelli çalışmalar yürüten STÖ, kurum ve kuruluşlarla ortaklığın ve dayanışma ruhuna ihtiyaç bir kez daha hissedilmiştir

* Çocuklar ile uzun ve geniş bir zaman diliminde haklarını öğrenme daha da önemlisi bu hakları içselleştirmeleri ve kendilerini ifade etmeleri önündeki engellerin kaldırılması/azaltılması için ihtiyaç ve sorun analizinin sağlıklı yapılması ihtiyacı bulunmaktadır.  

* Çocuk haklarının bilinirliliğinin ve farkındalığının artırılabilmesi açısından forum çalışmasına dahil olan çocukların ebeveynleri de sürece dahil edilmeli ve en az bir oturum ile bir araya gelinmelidir.

* Erken yaşta evlilik, çocuk işçiliği, ihmal ve istismar konuları ile ilgili atölye çalışmaları, eğitim ve seminerler gerçekleştirilerek çocukların ve yetişkinlerin bilgilendirilmesi ihtiyacı tekrar tespit edilmiştir.   

* İlk olması önemli olmakla beraber; bir sonraki forumun diğer STÖ ve kurumlarla birlikte yerel ile sınırlı tutulmadan ulusal ya da uluslararası boyutta gerçekleştirilmelidir. Sorun, tespit, ihtiyaç ve çözüm arayışlarının daha kapsamlı ele alınması gerekmektedir.

* Çocuklar ile akran zorbalığı konusunda atölye çalışmaları ve yaratıcı etkinlikler  gerçekleştirilip farkındalıklarının artırılmasının önemi ortaya çıkmıştır.