Gençlerin Gelecekle İlgili Duyguları Ortak: ‘Endişe, Kaygı, Stres’

İstanbul Politik Araştırmalar Enstitüsü’nün (IstanPol) hazırladığı "Türkiye’de Gençlerin Güvencesizliği: Çalışma, Geçim ve Yaşam Algısı" raporuna göre; gençler, gelecekleriyle ilgili ‘endişe, kaygı ve stres’ duygularında ortaklaşıyor.

İstanbul Politik Araştırmalar Enstitüsü’nün, Friedrich Ebert Stiftung Türkiye Temsilciliği desteği ile yürüttüğü “Türkiye’de Gençlerin Güvencesizliği: Çalışma, Geçim ve Yaşam Algısı” araştırması, Türkiye’de gençlerin çalışma ile ilgili algılarını, işyeri deneyimleri ve bunlarla ilgili beklentilerini, geçim koşulları ve gelecek beklentilerini, gençleri ortaklaştıran veya ayrıştıran hislerini, siyasete ve siyasetçilere yönelik algı ve beklentilerini tespit etmek amacıyla yapıldı. Eğitim ve istihdam durumlarına göre gruplandırılan 25 kişi ile yapılan odak grup görüşmeleriyle hazırlanan raporda: gençlerin eğitim ve istihdam durumu fark etmeksizin iyi bir işten beklentilerinin örtüştüğü vurgulanarak, “Gençlerin iyi bir işten beklentilerinde “düzenli çalışma saatleri, düzenli maaşı ve düzenli tatil hakkı” vurgusu ön plana çıkmıştır. Çalışanların halihazırdaki çalışma koşullarının bu beklentileri ile örtüşmediği gözlemlenmiştir. İşsiz gençlerin ise çalışmadan beklentileri daha çok “saygınlık, saygı duyulmak” kavramları ile ifade edilmiştir. Bu durum işsiz gençlerin kendilerini aileye ve çevreye karşı sorumlu ve mahcup hissetme halleri ile ilişkilidir.” deniliyor.

“İş Yerinde Dayanışma Yok”

Raporda, çalışma hayatındaki hiyerarşik ilişkilere karşı çalışanları koruyan kurumsal bir sistem veya dayanışma ağları olmayışının gençlerin güvensizlik duygunusunu arttırdığı belirtilerek, “Bu durum gençleri yöneticilerin keyfi uygulamalarına karşı yalnız ve kırılgan bir konumda bırakmaktadır. Araştırmanın farklı bölümlerinde tekrar eden “kayırmacılık” algısı gençlerin iş ve çalışma yaşamına dair görüşlerinde önemli bir yer tutmaktadır. Gençler iş bulurken veya çalışma ortamında akrabaların veya tanıdıkların varlığının bu süreçleri kolaylaştırdığını düşünmektedirler. “Sosyal sermaye” olarak da adlandırabileceğimiz bu ilişkiler ağının yoksunluğu ise gençlerde dışlanma ve stres yaratmaktadır. Yukarıda da belirtildiği üzere gençler işe alımlarda liyakat usulünün değil referans ve kayırmacılığın etkili olduğunu düşünmektedirler ve bunu deneyimlediklerini ileri sürmektedirler.” Deniliyor.

“Gençler Geçim Sıkıntısı Çekiyor”

Araştırmaya katılan gençlerin eğitim ve istihdam durumu fark etmeksizin geçim sıkıntısı çektiklerinin tespit edildiği belirtilen raporda, “Geçim sıkıntısı gençleri aileleri ile yaşamaya zorunlu kılıyor. Aile, önemli bir sosyal gelir kaynağı olarak güvencesiz gençlerin hayatta kalma stratejisi ve desteği olarak ön plana çıkmıştır. Araştırmada gençlerin temel olarak kredi kartı, ev kredisi ve Kredi Yurtlar Kurumu’ndan alınan öğrenci kredileri gibi borçlara sahip olduğu gözlemlenmiştir. Bu durum gençlerin gelecek planlarını etkilemektedir. Katılımcılarının bazılarının faturalarını ödemekte zorlandıkları ve ödemeyi aksattıkları da tespit edilmiştir.” İfadelerine yer veriliyor.

“Gençler Ülkeyi Terk Etmek İstiyor”

Araştırmada yer alan gençler fırsat bulduklarında daha iyi çalışma koşulları ve hayat standartları olan bir başka ülkede yaşamak istediklerini dile getirdiği vurgulanan raporda. “Bunda, Türkiye’de siyasetçilere olan güvensizlik, iş yaşamında ve gündelik hayatta yaşanan endişe ve kaygıların kaynağı olan belirsizlik ve liyakat temelli olmayan kayırmacılığa dayanan ilişkilerin hayatın her alanına yayılmasından duyulan hoşnutsuzluğun etkili olduğu gözlemlenmiştir.” Yorumuna yer veriliyor.
Raporun tamamına ulaşmak için tıklayınız.