Ücretli Öğretmenler Kölelik Değil Kadro İstiyor!

30 Aralık 2019
Ücretli öğretmenlerin haklarını savunmak için kurulan “Ücretli Öğretmenler Platformu” başkanlığını yürüten Hasan Çakır, ücretli öğretmenlikte herhangi bir maaş ödemesi olmadığına, sadece girilen ders saati kadar ücret alındığına dikkat çekerek, ''Sigortanız aldığınız maaşa göre yatırılıyor. Toplam 10 sene çalışmıştım ve bin 44 gün sigortam yatmış yani emekli olma ihtimalim yok.” diyor.

Milli Eğitim Bakanlığı, 1500 TL’ye artık tam zamanlıdan daha ağır şartlarda “ücretli” öğretmen çalıştırıyor, asgari ücret bile alamayan ücretli öğretmenler yeni yıla da 2019’daki aynı talep ve beklentilerle girecek. 

MEB’te kadrolu, sözleşmeli ve ücretli olarak çalışan öğretmenlerin yaşamları ve güvenceleri arasında adeta bir uçurum var. Ücretli ve sözleşmeli olan, özel okullarda ve dershanelerde çalışan ya da hiç iş bulamayan yani ataması yapılmayan yüz binlerce öğretmen var. Neredeyse her gün sosyal medyadan seslerini duyurmaya çalışan ve atama talep eden öğretmenler bir yandan bu mücadeleyi sürdürürken bir yandan evine ekmek götürebilmek için ücretli öğretmenlik yapıyorlar. Ancak aldıkları ücret asgari ücretin altında, sigorta prim sayıları kadrolu öğretmenlere göre oldukça düşük, ömürleri boyunca çalışsalar dahi prim gününden emekli olmaları neredeyse imkansız.

12 yıldır ücretli öğretmenlik yapan ve bir yandan da ücretli öğretmenlerin haklarını savunmak için “Ücretli Öğretmenler Platformu” başkanlığını yürüten Hasan Çakır,  2003 yılında İnönü Üniversitesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği’nden mezun oldu. 10 sene İstanbul’da ücretli öğretmenlik yapan Çakır, “Ücretli öğretmenlikte herhangi bir maaş ödemesi yok. Sadece girdiğiniz ders saati kadar ücret alıyorsunuz. Sigortanız da aldığınız maaşa göre yatırılıyor. Toplam 10 sene çalışmıştım ve 1044 gün öğretmenlikten sigortam yatmış yani 12 yılda bu kadar yatmış. Böyle çalışarak herhalde 70 yılda falan doldururuz sigorta primini. Kısacası emekli olma ihtimalimiz yok.” diyor.

80 Bin Öğretmen Güvencesiz

İstanbul’da 21 bin, Türkiye genelinde ise 80 binin üzerinde ücretli öğretmenin olduğunu vurgulayan Çakır, “Bu insanlar asgari ücret bile alamıyorlar. Şu an bizim platformda 15 bin kişi var. Maaşlar açıklanmış ‘2 bin 28 lira yatmış’ diyor bir arkadaş. Bu ay tam yattığı için seviniyor. Güya Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir önerge sundular, ‘ücretli öğretmenlerin derslerine yüzde 100 zam yapılacak’ diye. Ara tatillerdeki kesintiler ne olacak? Geçenlerde ara tatil oldu mesela. Bize 1557 lira yattı. Şubat tatili geliyor. 15 gün yine kesilecek maaştan. Bu para ile insanlar nasıl ev geçindirecek? Nasıl kira ödeyecekler?” diye konuştu.

Ücretli Öğretmenlikten Çobanlığa…

2010 yılında iki arkadaş olarak Ankara’ya yürüdüklerini, defalarca televizyonlara çıktığını, fırsat buldukları her anda ücretli öğretmenlerin seslerini duyurmaya çalıştıklarını söyleyen Çakır, “Samsun’dan Ankara’ya yürüdük. 21 gün sürdü. O zaman büyük bir eylem yaptık Ankara’da, kadro açılsın, alım yapılsın diye. Bu olaydan sonra 40 bine yakın alım yaptılar. Bayağı ses getirdi. Kızılay’da 5 saat yolu kapatmıştık. Tabi arkadaşların hepsi atandı ama ben atanamadım. Bütün basın açıklamalarını ben yaptım ama ben atanamadım. Ben de 2014 yılında ücretli öğretmenliği bıraktım. 10 sen çalıştım ve bırakmak zorunda kaldım. Çünkü son maaşım Haziran 2014’te 564 lira olarak yatmıştı. Artık yapamıyordum. Evlenmiştim, 3 çocuğum vardı. Böyle olmayacağını anladım. 2014’te Bayburt’ta çobanlığa başladım.” diyerek durumun vehametine dikkat çekiyor.

‘Hak Arama Meselesi Büyük Sıkıntı’

Daha sonrasında tekrar ücretli öğremenlik yapmaya başlayan Çakır, “Sonra Bakan ‘5 yıl ve üzeri ücretli öğretmenlik yapanları mülakatta kadroya alacağız’ açıklamasını yaptı. Ama şöyle bir şey oldu, istersen 10 sene ücretli öğretmenlik yap, eğer 2017-2018 döneminde öğretmenlik yapmamışsan bu haktan yararlanamazsın diye bir madde koydular. Bu maddeden dolayı ben otomatik olarak elenmiş oluyordum. Çünkü 2017-2018 sezonunda bana ücretli öğretmenlik çıkmadı. Bakan Bey açıklamasında ‘KPSS puanına bakılmaksızın’ demesine rağmen, KPSS’ye geçen yıl girip, 50 puan alma şartı koydular. Bunların adaletli olmadığını biz Ankara’ya giderek Ak Parti’nin grup toplantısına katılarak söyledik. Orada İstanbul Milletvekili Metin Külük’ü yakaladım. Dedim ki “Sayın vekil ben İstanbul’da 10 sene bedava öğretmenlik yaparken bana görev çıktı ama bu sene kadro meselesi var diye bana çıkmadı.” Bana “Milli Eğitim sana her sene görev vermek zorunda mı?” dedi. Tamam da öğretmen olan benim! O ara ben bir televizyon programına çıkabildim. Televizyon programında tüm sorunlarımızı dile getirdim. Ücretli öğretmenliğe kadro verilecek ama aktif çalışma ve KPSS şartının etik olmadığını söyledim. Sonra zor bela bir okul ayarladım kendime. Bu seferde bir hafta sonra o yayınlanan röportajımdan dolayı Düzce’de Valilik kararı ile görevden aldılar beni. Hak aramak meselesi de büyük bir sıkıntı. Şimdi iki aydır öğretmenlik yapıyorum. Geçen ayki maaşım 1271 lira, bu ayki 1557 lira. Ve yatan sigorta ayda 13 gün.” diyor.

Kışın Öğretmen Yazın Mevsimlik İşçi

Diğer ücretli öğretmenlerin de hayatta kalmak için ek işlere yöneldiğini başka türlüsünün mümkün olmadığını aktarıyor Çakır: “Ek işler yapmaya çalışıyorum. Yoksa o parayla geçinemezsin. Allah’tan eşim kadrolu öğretmen. Bir ücretli öğretmen arkadaşım yaz aylarında maaş olmadığı için eşiyle birlikte pamuk toplamaya gidiyor. 30 lira yevmiye ile öğretmen yaz aylarında pamuk toplayarak geçimini sağlıyor, sigortası olmadığı için.”

‘Kadro İstiyoruz’

Bir dernek kurduk. Ataması Yapılmayan Öğretmenler Derneği. Hakkımızı arayalım diye. İnsanlar derneğe üye olamıyor korkudan.

Hakkını aramak için hükümeti eleştirince bir bakıyorsun adamlar sana saldırıyor. Ücretli öğretmenlik yapan bile saldırıyor sana. Niye? Arkadaş, ben sizin hakkınızı savunmak için uğraşıyorum burada” diyen Çakır şöyle sürüyor sözlerini: “Ataması yapılmayan öğretmenler 400 binin üzerinde. 400 bin kişiyi öyle bir çıkmaza soktu ki devlet, 400 bin kişiyi atama ihtimali yok. Ve benim 400 bin kişinin hakkını savunabilecek bir gücüm de yok. Bıraktım ben de. Ataması Yapılmayan Öğretmenler Derneği’ni kapattık. Ücretli Öğretmenler Platformu’nu kurduk. Biz sadece ücretli öğretmenlerin hakkını aramak için uğraşıyoruz artık. Bizim derdimiz bakanın söylediklerine istinaden, beş yıl ve üzeri ücretli öğretmenlik yapanların artık şartsız kadroya alınması.”

Çözüm olarak ise şunları söylüyor Çakır, “Öncelikle devlet ihtiyaç dahilinde üniversite açmalı. İstihdam edeceği kadar fakülte açması lazım. Emekliliği dolmuş olmasına rağmen emekli olmuyor insanlar. Niye? Emeklilik şartları iyi değil. 3600 ek gösterge de çıkmadı.  Ücretli öğretmenliğin de bir an evvel kaldırılması lazım. İade-i itibar istiyoruz. Kadro istiyoruz. Talebimiz ve mücadelemiz bu.”