Türkiye’nin Greta’sı Selin:
“İklim Krizi İnsanlığın Geleceğini Belirliyor, Lütfen Fark Edin”

Robert Koleji son sınıf öğrencisi Selin Gören, dünyada Greta Thunberg ile yaygınlaşan Fridays for Future (FFF) Gelecek İçin Cumalar hareketinin Türkiye’de lise seviyesindeki temsilcisi… Selin Gören, geçen yaz İsviçre’de yapılan FFF toplantısına 8. Sınıf öğrencisi Atlas Sarrafoğlu ile birlikte katıldı. Selin, şu an 20 şehirde yaygınlaştırdıkları FFF’nin etki alanını tüm ülkeye yaymak ve iklim krizinin aciliyeti karşısında toplumu harekete geçirmek için Türkiye’nin en büyük gençlik örgütlenmesi TOG ile işbirliği hazırlığında…

İbrahim Betil’in daveti ile TOG binasında yapılan ilk toplantıda, Selin Gören, İbrahim Betil, TOG Müdürü Murat Çitilgülü ve TOG Departman Yöneticisi M. Bahadır Tek, TOG ve FFF arasında işbirliği olanaklarını ve muhtemel projeleri konuştular. Toplantıda, TOG’lu gençler aracılığıyla iklim krizi konusunda toplumu bilinçlendirme kampanyası düzenlemekten, yerel yöneticilerin desteğine ulaşmada TOG’un sağlayacağı katkılara kadar pek çok işbirliği olasılığı ele alındı. Ekoloji çalışmalarının TOG’un saha gündeminde olması ve gençlerin ilkim krizine dair artan farkındalıkları, bu işbirliğini kalıcı bir yapıya dönüştürme potansiyeline sahip… 

Toplantının ardından Selin ile konuştuk ve kendisine TOG dışında yeni işbirlikleri kurulmasına ilişkin yaklaşımını sorduk. Selin “değişimin olması için şirketlerle, politikacılarla ve eleştirdiklerimizle konuşmamız, çalışmamız ve onları ikna etmemiz gerekiyor. Diğer türlü, sadece muhalefet ederek yol alamayız” diyerek işbirliklerine yapıcı bir yaklaşım sahibi olduğunu gösterdi.   

Kendini Türkiye’nin Greta’sı olarak görüyor musun? 

Bana kalırsa Greta bir tane. Onu Greta yapan birçok faktör var ve Asperger’s sendromu da bunlardan bir tanesi. Bu, ona her şeyi siyah-beyaz olarak görme, sosyal normlardan sıyrılıp düşüncelerini filtresiz savunma ve kendini yaptığı işe adama imkanı veriyor. O yüzden çok farklı koşullarımız var. Zaten Greta olmak gibi bir amacım da yok. Ben Greta’nın karakterini değil, savunduğu idealleri benimsedim; tıpkı temiz bir gelecek için mücadele eden diğer arkadaşlarım gibi. Greta’ya benzemek istediğim bir konu varsa o da oluşturduğu farkındalık ve etki. Biz de Türkiye’de böylesi bir ses getirelim isterim.  

Aktivizm Sınıfta Değil Sokakta 

İklim krizine dair farkındalık ve bilgi düzeyine ilişkin olarak, kendine not vermeni istesem kaç verirsin?

Farkındalık konusunda tam not verebilirim fakat bilgi düzeyi konusunda elbette çok eksiğim var. Bunu ilerleyen yıllardaki üniversite eğitimimde telafi etmek istiyorum çünkü iklim krizi çok kompleks bir problem ve bence hükümetler temiz enerji projelerine çok daha fazla yatırım yapmalı. Teknoloji karbon emisyonlarını kesmek için kullanılmalı ve bu yol da aslında hem bilimden hem de bilimin arkasında birleşen politik düzenlemelerden geçiyor.

Gelecek yıl üniversite eğitimine başlayacaksın. Hangi alanda eğitim almak istiyorsun? Çevre sorunları konusunda akademik olarak uzmanlaşmak gibi bir amacın var mı?

Aslında bir önceki soruyla da bağlantılı olarak, üniversitede biyoloji okumak istiyorum. İklim bilimcisi olmak isterim tabi, fakat yalnızca bunla kalmayıp oradan edindiğim bilgilerle ekolojik politikaların geliştirilmesi konusunda da çalışmak istiyorum. Amerika’da şu anda tartışılan Green New Deal bunun çok güzel bir örneği. Bana kalırsa, bu tarz politik planları oluşturan ve uygulayan insanlar da bilimsel altyapıya sahip olmalı; iklim krizinin dinamiklerini kavramış insanlar olmalı. Ancak bu şekilde durumun ciddiyetini ve aciliyetini anlayıp yasaları bu doğrultuda tasarlayabilirler.

Nasıl tepkiler alıyorsun çevrenden? “Bir avuç genç toplanmışlar” diyenler oluyor mu? 

Liselerden çok güzel bir tepki ve geri dönüş aldık. Yazın Kargart’ta liseleri de iklim grevlerine katmak için ilk çağrımdan bu zamana gerçekten çok şey değişti. Üniversite başvurularım dolayısıyla Fridays For Future toplantılar katılamıyorum son dönemlerde ama o kadar güzel organize oldu ki, artık Türkiye’de 70’e yakınlar ve bana da ihtiyaç kalmıyor. Elbette gerek okulda gerekse okul dışındaki arkadaşlarım arasında Greta’yı Asperger’s sendromu, İsveçli olması , sosyokültürel olarak iyi düzeyde olan bir aileden gelmesi gibi sebeplerle eleştiren hatta ondan nefret eden insanlar da var. Onlara karşı Greta’nın da yaptığı gibi susmayı tercih ediyorum çünkü sonuçta TIME dergisi tarafından yılın en etkili insanı seçilen ve milyonlarca insanı sokağa dökmeyi başararak son yılların en büyük hareketinin lideri haline gelen Greta’ya yapılan eleştirilerin, hareketin başarısını gölgeleyemediği ortada. Ve unutmamak lazım ki kitabi bilgisine dayanarak değişimi dışarıdan eleştiren insanlar değil girişken olan, risk alan, kaybetmekten korkmayan, aktif olarak mevcut düzene karşı çıkanlar getiriyor. Sistemin bir parçası olmak zorunda hissettiğinden ancak toplumun sunduğu kurallar çerçevesinde eleştiri yapan insanlar değil. Eleştirmek kolay, değiştirmek daha zor. Yani aktivizm sokakta, sınıfta değil. Okuduğumuz kitaplar elbette gerekli ama artık yeterli değil. 

Yerelde Farkındalık Kampanyası İçin İşbirliği Çağrısı 

Anadolu kentlerinde yaşayan ve eğitim olanakları sınırlı genç arkadaşlara nasıl ulaşmayı ve onları iklim krizi konusunda nasıl bilinçlendirmeyi düşünüyorsunuz? 

Aslında Anadolu’da yaşayan gençlerden de bize ulaşan ve kendi bölgesinde FFF başlatan bir sürü arkadaşımız var. Daha büyük ölçekte bir farkındalık kampanyası için Anadolu turuna çıksak ve köy okullarına iklim krizini anlatsak çok güzel olabilir. Ama bu tarz bir projemiz henüz yok, fikirlere açığız 🙂

Yurt dışında katıldığın toplantılarda Batılı ülkelerin gençlerinin çevre bilinci ile bizim ülkemizdeki ve diğer Batılı olmayan ülkelerdeki gençlerin bilinç seviyeleri arasında bir fark gözlemleyebildin mi?

Gençlerin farkındalığı olarak fazla bir fark gözlemlemedim açıkçası. Burada da harekete müthiş destek olan bir sürü bilinçli arkadaşım var; her gün aramıza yeni insanlar katılıyor. Ama belki onların bu farkındalığı aksiyona dönüştürmeleri daha kolay. Ve karşılığında çok daha büyük değişiklikler gözlemleyebiliyorlar. Bizim aktivizmimizdeki en büyük problemlerden birisi de ufak değişiklikleri bile çok sonra görüyor olmamız. Örneğin Türkiye, bu kadar aksiyona rağmen hala iklim acil durumu ilan etmedi. Oysa Avrupa Parlamentosu ilan etti. Böyle bir fark olduğunu düşünüyorum. Bizde “nasıl olsa işe yaramıyor, pes edeyim” demek çok daha olası ama biz elbette kolay yolu seçmeyeceğiz.

FFF Türkiye ağı ve içinde olduğun diğer ağlara katılmak isteyen gençler, size nasıl ulaşabilir ve katılabilir?

Fridays for Future Instagram ve Twitter hesapları üzerinden bize yazmaları yeterli. Okullarından başka bir temsilci yoksa onları temsilciler grubuna ekliyoruz. Böylelikle kaç lisenin dahil olduğunu saptamamız ve iletişim daha kolay oluyor. @selin.goren instagram adresinden direkt bana da yazabilirler.

Herkes İklim Aktivisti Olmalı

Gençlere, yetişkinlere iletmek istediğin bir mesaj var mı? 

Yılbaşına az kaldı. 2020’ye giriyoruz. 2030’a son 10 yıl var. Ve bu 10 yıl içindeki kararlarımız aslında dünyanın kaderini belirleyecek. Aslında dünyanın da değil, insanlığın. Çünkü dünya bizden çok daha güçlü ve biz doğayı tahrip ederken aslında kendi sonumuzu hazırlıyoruz. Yoksa, doğa kendini onarmayı bilir. O yüzden, bencil olan insanların bile doğayı umursaması lazım, çünkü aslında insanlığın geleceğini belirleyen bir konu bu. Lütfen bunu fark edin! Ve bir sonraki grev çağrımıza katılın. 20 Eylül’de tüm Türkiye’de 10000 kadar insanı sokağa çıkarmayı başardık. Eğer yeterince fazla insan sokağa çıkarsa, karar alıcılar bizi fark etmek zorunda kalacaklar. Daha fazla saklanacak yer olmadığında da taleplerimizi yerine getirmek ve net sıfır karbon emisyonuna geçmek, adil geçişle adım adım yeşil işlere alan açmak zorunda kalacaklar. Ama bunun olması için herkesin birer iklim aktivisti olmasına ihtiyacımız var. Herkesin bizle yürümesine ihtiyacımız var.