Büyükada Davası’nda Savcıdan Başa Döndüren Mütalaa

Büyükada'daki bir eğitimde gözaltına alınan 11 İnsan hakları savunucusuyla ilgili İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen duruşmada mütaalasını açıklayan savcı, Taner Kılıç dahil 6 insan hakları savunucusunun "terör örgütü üyeliği" ile "terör örgütüne üye olmamakla beraber yardım" suçlamasıyla cezalandırılmasını istedi.

İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen duruşmada, 11 insan hakları savunucusunun yargılandığı davayla ilgili savcı, Af Örgütü Onursal Başkanı Taner Kılıç’ın örgüte üyelikten, Günal Kurşun, İdil Eser, Özlem Dalkıran, Nejat Taştan ve Veli Acu’nun üye olmamakla birlikte örgüte yardımdan cezalandırılması, yargılanan diğer 5 kişinin de beraatini talep ettiği mütalaasını verdi. Avukatlar, polis fezlekesiyle mütalaa hazırlanamayacağını ve suçlamaların çürütüldüğünü belirterek itiraz ederken, dava, 19 Şubat 2020’ye ertelendi.

Taner Kılıç, İlknur Üstün, Nejat Taştan, Günal Kurşun ve Nalan Erkem’in hazır bulunduğu davaya, hak savunucusu örgütlerin temsilcileri katıldı.  Duruşma öncesinde yapılan ortak açıklamada beraat talebi dile getirilerek, “Biz insan hakları savunucularının beklentisi, kamu adına hareket eden savcının yine kamu adına bu haksızlığa ve ortaya çıkan eziyete artık son vermek adına beraat talebinde bulunması ve davanın böyle sonuçlanmasıdır. İnsan hakları savunucuları olarak tek talebimiz arkadaşlarımızın en doğal hakkı olan özgürlükleridir.” denildi.

Af Örgütü: ‘Talep Kabul Edilemez’

Duruşmanın ardından bir açıklama yapan Uluslararası Af Örgütü Avrupa Direktörü Marie Struthers, “Bugün tüm kanıtları görmezden gelerek 15 yıla kadar hapis cezası isteyen bu kötücül mütalaa mantıkla izah edilemez” dedi. Struthers, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Taner, İdil ve diğer dört insan hakları savunucusuna yöneltilen terör suçlamalarının haksızlığı geçen dokuz duruşmada defalarca kanıtlandı ve bugün, tıpkı en başından beri olduğu gibi, 10 hak savunucusu ile Taner’in yalnızca yürüttükleri insan hakları çalışmaları nedeniyle yargılandığı açıkça ortaya konuldu. Hak savunucuları beraat etmelidir.”