Toplantı, Bilgi Üniversitesi’nden Orkun Doğan’ın Marmara Havzası’na yönelik yaptığı araştırma kapsamında gerçekleştirdiği sunuşuyla başladı. Doğan, Çanakkale’nin demografik özellikleri, göç kapasitesi, tarım arazileri, tarımsal yapısı ve tarımsal ürün çeşitliliğini anlattı. Çanakkale’nin yaşanabilirlik anlamında en mutlu kent seçildiğini ve bu nedenle bolca göç aldığını belirten Doğan, bu durumun Çanakkale’nin üretim ve emek rejiminde dönüşüm yarattığını vurguladı.

İkinci oturumda, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden Kenan Kaynaş tarım politikaları ve üretim süreçlerini, Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Murat Kapıkıran ise gıda politikaları ve tüketim süreçlerini anlattı. Kaynaş, Türkiye’de tarım alanındaki kamu politikalarının en önemli eksikliğinin üretim planlamasının yapılmaması olduğunu vurgularken, bazı belediyelerin üretici birliklerini destekleyerek bu açığı kapatmaya çalıştığının altını çizdi. Türkiye’de bir tarım politikası olmadığını belirten Prof. Dr. Kaynaş, “Varsa da uygulanmıyor. Bugünkü Tarım Bakanlığı’nın izlediği politikada büyük sermayeye yönelik uygulamaların yapıldığını görüyoruz” dedi. “Üretimde kalite ve verimliliği arttırarak, imaj yaratmamız gerekiyor” diyen Kaynaş, “Fakat ne yazık ki bu imajı yaratamadık. Üretim planlamasının yapılması gerekiyor. Bakanlığın atıl yapısından kaynaklı olarak devlet üretim planlaması yapamıyor. Bunu bakanlığın yapması ve üretici birliklerine bildirmesi gerekiyor. Örneğin Çanakkale ilinde soğan, sarımsak, fasulye yetiştirilir, Balıkesir’de domates yetiştirilir gibi yönlendirmesi, sonrasında desteklemesi lazım.” ifadelerini kullandı. Kaynaş’a göre kamu politikalarının yönelmesi gereken noktalar; üretimde kalite ve verimliliğin artması, dünya pazarlarına rekabete uygunluk, üretimde istikrar, dış ticaretin artması için yapılacak çalışmalar, çevreye saygılı sürdürülebilir üretimin geliştirilmesi, ürün hallerinin geliştirilmesi, verimli üretici birliklerinin kurulması, gıda güvenliğinin sağlanması ve gıda güvenliği ile ilgili yasaların etkili şekilde kullanılması ve tüketicinin bilgilendirilmesi. Kapıkıran ise, yeni nesil kooperatifçilik ve sosyal dayanışma ağlarının üzerinde durdu.

Son oturumda ise Volkan Akkuş’un moderasyonunda yerel ve bölgesel kamu politikaları süreçlerine etkin yurttaş katılımını, strateji ve yöntem işbirliği olanakları konuşuldu.. Bu bölümde üretimi denetleyen, gıda güvenliğini gündemine alan, pazarlama ve markalaşmayla ilgilenen kamu kurumları ortaya çıkarılarak, sorunlu başlıklar ve muhataplar belirlendi. Mevcut yasalar ve mevzuatlar gereği kamu idaresinin küçük üreticiye hangi konularda ve koşullarda destek verdiği, doğrudan ilgili görünmeyen hangi kurumların gıda politikalarını dolaylı olarak yönlendirdiğini ve tüketicinin gıda politikalarına yönelik kontrol mekanizmalarına erişimi de değerlendirildi.