Türkiye’nin İlk Etki Hızlandırıcı Projesinden STK’lara Dersler…

Dışişleri Bakanlığı’nın girişimiyle, UNDP Türkiye’nin yürütücüsü olduğu Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) için Etki Hızlandırıcı (SDG Impact Accelerator) projesi, ilk döneminde dijital kimlik ve sanitasyon sistemleri konusunda mültecilerin sorunlarına inovatif çözüm öneren girişimleri bir araya getirdi. Türkiye’nin ilk Etki Hızlandırıcı projesini, Ekonomi ve Dış Politika Araştırmaları Merkezi (EDAM) CEO’su Ussal Şahbaz ile konuştuk. Türkiye’den küresel işler çıkarmak için global networklere erişmek gerektiğini söyleyen Şahbaz, Etki Hızlandırıcı Projesi'nin bu amacı güttüğünü belirtiyor..   

Kamu, özel sektör ve uluslararası kuruluşların ortaklığında çok paydaşlı ortaklıklarla hayata geçirilen SKA İçin Etki Hızlandırıcı Projesi, Türkiye ve dünyada bu yönüyle bir ilk olma özelliğini taşıyor. Büyük ölçekli küresel sorunlara hızla, sürdürülebilir ve ölçülebilir çözümler bulma hedefi, SKA için Etki Hızlandırıcı projesini benzerlerinden farklı kılan diğer özellikler…

Proje, büyük sorunlara yerelden hareketle küresel düzeyde inovatif ve ölçülebilir çözümler üretilebileceğine dair, Türkiye’de sivil topluma ilham olabilir. Dahası, Türkiye’de STK’lar vizyonlarını yerelden küresele taşıyarak sosyal etki alanlarını genişletebilirler.     

“Türkiye’de Çok Az Global İş Yapılıyor”

SKA İçin Etki Hızlandırıcı projesini siz nasıl tanımlıyorsunuz? Proje neyi hedefliyor?  

Türkiye’de çok az global iş yapılıyor;  hep kendimize yönelik, iç pazara dönük işler yapıyoruz. Bu özellikle girişimcilik ve sosyal inovasyon işlerinde de böyle. Kafamızı kaldırılıp dışarıda ne olup bittiğine bakmıyoruz. Biz ilk defa Etki Hızlandırıcı projesiyle, “dünyada neler oluyor? Bunu Türkiye’ye nasıl taşırız? Türkiye’deki yatırımcıların dünyadaki işlere erişimini nasıl sağlarız? Dünyadaki yatırımcıların Türkiye’deki işlere erişimini nasıl sağlayabiliriz?” sorularına yanıt bulmaya çalıştık. Ve bunu elimizdeki fırsatları değerlendirerek, inovatif bir platformla yapalım dedik. Türkiye’nin önündeki fırsat da 4 milyon civarındaki mülteci idi. Bu konuya çok fazla kaynak akıyor ve tabii önemli bir insani konu… Dolayısıyla, mülteci konusuyla başlamak üzere, ama daha sonra az gelişmiş ülkelere yayılmak üzere “kurumsal bir yapı kurabilir miyiz?” diye yola çıktık. 

 SKA Etki Hızlandırıcı Projesinin fikir babası Mustafa Osman Turan:  kendisi Dışişleri Bakanlı’ğında Genel Müdür Yardımcısı. İkinci dönemde projenin sürdürülebilir şekilde yürütülmesi için bir vakıf kurulacak ve yeni başlıkla proje devam edecek. Biz böyle bir yapı kurduk. Bu projenin en önemli özelliği bu yapıda çok fazla paydaş olması…  Projede Bill ve Melinda Gates Vakfı var: Vakıf çok önemli bir uluslararası donör çünkü dünyadaki en büyük 4. Donör. Kapasitesi ile devletlerle yarışıyor ve önemli bir marka. Bize kaynak sağladılar. 

Projede Türkiye’den 2 özel sektör kuruluşu var: Eczacıbaşı Holding ve Limak Holding. Ezcacıbaşı Holding  ile Gates Vakfı’nı, yani bir global kuruluş ile yerel teknoloji şirketini bir araya getirdik. Bunları start-up şirketlerle beraber çalıştırdık. Bu da önemli bir inovasyon oldu. Ayrıca çok uluslu örgütlerden, projenin yürütücüsü UNDP Türkiye ile Dünya Gıda Programı (World Food Programme) yer alıyor. Bunlar, mültecilere yönelik önemli işler yapan kuruluşlar. Kamudan, projenin fikrini ortaya koyan Dışişleri Bakanlığı vasıtasıyla Türkiye var. Özetle, projenin bir tarafında devlet, bir tarafında uluslararası kuruluşlar, bir diğer tarafında özel sektör var.  Katar Kalkınma Fonu da projeye yeni dâhil oldu. Başka devletler de projeye ilgi gösteriyorlar. 

SKA İçin Etki Hızlandırıcı projesinin Türkiye’de somut çıktıları neler olacak?

Biz bu proje ile “dünyadan Türkiye’ye start-up getirebilir miyiz?” diye baktık ve getirdik. “Türkiye’de bu start-up şirketlerin işlerini büyütecek bir program yapabilir miyiz?” diye baktık ve bunu da yaptık. Bu aşamalardan sonra, projenin sonunda, dijital kimlik ve sanitasyon çözümleri konularında seçilen 2 takım ile şimdi pilot projeler yapılacak. Seçilen bu iki proje, yatırım alabilir. Bu, Türkiye’de etki yatırım eko-sistemi kurulmasının başlangıcı olabilir.  

Ancak, etki yatırımı denilen bir eko-sistemin kurulması için önce fon kurmamız gerekiyor. Bu fona hem Türkiye’den hem küreselden kurumlar dâhil olacak. Bir fon kurulması için ise öncelikle yatırım yapılacak işin olması lazım;  ardından bir takım kurulması ve sonra yatırımcıların olması lazım.   

Biz öncelikle yapılacak işi kuruyoruz. Sonra yatırımcılar ve takım kurulacak. 2020 yılında, bu yapıyı sürdürülebilir kılmak için bir vakıf kuracağız. Vakıf, bu programı yürütecek. Fon ise yatırım yapacak. Yani, vakıf ve fon ayrı yapılar olacak.    

Yani, SKA İçin Etki Hızlandırıcı somut olarak Türkiye’de ne yapmayı hedefliyor?   

Etki Hızlandırıcı projesinin temel felsefesini 3 ayakta açıklayabiliriz :    

1-Türkiye’ye mültecilere yönelik iş yapan inovatif şirketleri dışarıdan getirmek: küresel ve yerel tecrübeyi bir araya getirmek

2-  Türkiye’de ve dünyada konuşulan SKA konularına yönelik inovasyon ve ilgi oluşturmak; küresel sorunlara çözümleri dayatmak yerine, yerelde çözüm aramak ve  yerelde bulunan çözümleri daha sonra küresele yaymak (bottom-up approach)  

3- Türkiye’nin yumuşak gücünü (soft power) dünyada bu vasıtayla artırmak 

Şimdi biz yeni dönemde, 2020 yılı başından itibaren, Bangladeş’te en az gelişmiş ülkelere yönelik bir etki hızlandırıcı programı yapacağız. Yeni dönemde, Birleşmiş Milletler’in Gebze’de kurduğu Teknoloji Bankası ile beraber programı yürüteceğiz. Saha çalışmaları Bangladeş’te, diğer çalışmalar Türkiye’de yürütülecek.   

Etki Hızlandırıcı projesini  farklı ya da özgün kılan nedir?

2010’larda start-up şirketlerine ilgi arttı. Herkes dijital işlerin başarısını gördü ve yeni start-up şirketleri ortaya çıktı: Uber gibi örnekler çoğaldı. Sonra, büyük şirketler bunların başarısını gördü ve start-up gibi davranmaya, onlarla beraber işlerini genişletmeye çalıştılar. Şimdi geldiğimiz aşamada ise “acaba dünyadaki büyük sorunları çözmek için, SKA gibi büyük küresel sorunları çözmek için, devletlerle, büyük şirketlerle start-up şirketleri bir arada kullanarak misyon odaklı inovasyonlar yapabilir miyiz?” sorusu gündemde… İşte biz de SKA Etki Hızlandırıcı projesi ile buradaki en yeni seçeneği hayata geçiriyoruz.   

SKA İçin Etki Hızlandırıcısı’nın UNDP Hızlandırma laboratuvarlarından farkı ne? 

UNDP, dünyada 40 tane hızlandırma laboratuarı kuruyor ama bunlar paydaşları bir araya getirmeye çalışıyorlar. SKA İçin Etki Hızlandırıcı projesinde bizim yaptığımız aslında uluslararası bir network kurmak… UNDP’nin laboratuarlarının çok ötesinde… Türkiye’de ilk ve dünyada da bu mimaride, çok paydaşlı bir proje yok. Benzer şeyler var ama bu yapıda başka bir örnek yok.   

Türkiye’nin etki hızlandırma ve inovasyon kapasitesi hakkında ne söylersiniz? 

Türkiye’nin kapasitesi var ama Türkiye’de hiç kimse global düşünmüyor. Sadece biz kendi sorunlarımızı çözen işlere odaklanıyoruz. 80 milyonu düşünerek yapılan işler büyüyemez ve küresel sorunlar bu yaklaşımla çözülmez. Türkiye, dünya nüfusunun ve ekonomisinin sadece yüzde 1’ini oluşturuyor. Türkiye’den küresel işler çıkarmak için global networklere erişmek lazım. Etki Hızlandırıcı projesi bu amacı güdüyor.   

İlk dönemi kapattınız. Etki hızlandırıcı projesi, süreç ve sonuçları açısından başarılı mı?  

14 ülkeden 150’den fazla başvuru oldu. Biz içlerinden 35 tanesini seçtik ve bunlardan 15 tanesi süreci tamamladı.  Sürecin sonunda, aralarından 2-3 tanesinin yatırım yapılabilir olacağını düşünüyoruz. Bunu göreceğiz. Dünyanın farklı ülkelerinden 3 ay boyunca bu kadar başvurunun projeye katılımı ve geldiğimiz aşama gayet tatmin edici ve başarılı. 

SKA için Etki Hızlandırıcı, Tüm Dünyaya hitap Eden Bir Proje 

SKA için Etki hızlandırıcı küresel bir model olabilir mi?

Olabilir tabii. Türkiye burada bir merkez sadece… Biz hep dünyayı düşünerek hareket ettik. Bu, tüm dünyaya hitap eden bir proje…

SKA için Etki hızlandırıcı projesine sivil toplumu ne kadar dâhil ettiniz? 

Sivil toplumun mültecilere ilişkin önemli tecrübesi ve bilgisi var ; biz de bundan istifade ettik. Birçok konuda STK’larla işbirliği yaptık. “Start-up kafa yapısı ve dünyada ölçeklenebilir inovasyon nasıl yapılır? Bir yerde başlayan küçük bir deneme nasıl bütün dünyaya yayılır?” Türkiye’de STK’lar bu konulara vakıf değiller. Bunlar Türkiye’ye ve sivil topluma yabancı konular. Projeye dâhil ettiğimiz STK’lar, biraz bunları deneyimlemiş olabilir.

EDAM’ın etki hızlandırma konusunda görüş oluşturma ve Türkiye’de karar alma süreçlerine katkıda bulunma amacı var mı? 

EDAM bir dernek statüsünde ancak bir aslında bağımsız bir düşünce kuruluşuyuz. Bir düşünce kuruluşu olarak EDAM’da biz araştırma ve politika diyalogu yapıyoruz. EDAM global etki yatırımı konusunda Türkiye’de kapasite oluşturmaya çalışıyor. Karar alıcıları etkilemek için bilgi açısından saygınlık oluşturmak ve bunu doğru anlatabilmek lazım. Biz ikisini de yapmaya çalışıyoruz. Bizim başkalarından farkımız şu: biz kendi tecrübelerimize binaen bunu yapıyoruz. Biz, içinde bulunup yaptığımız işlerin politikasını-siyasasını oluşturuyoruz ve kamu politikası ile nasıl desteklenmesi gerektiğini, kamudaki tecrübelerimizle bir araya getirerek söyleyebiliyoruz. 

Bir düşünce kuruluşu olarak EDAM’ın sivil topluma bakışı nasıl? 

İMECE adlı kuruluş, çok güzel ölçeklenebilir işler yapıyor. Türkiye’de sivil toplumun da, dünya çapında ölçeklenebilir büyük projeler yapması mümkün.  Bir yerde deneyip, o çözümü başka yerlere de, küresele de taşıma kapasitesi var. Türkiye’de sivil toplum, inovatif ve küresel düzeyde ölçeklenebilir işleri yaparak öğrenebilir. EDAM, dış politika ve savunma başlıklarında birçok STK ile beraber çalışıyor.