Toplumsal Hafıza Canlı Dursun Diye: KHK TV

KHK’lı olan ve şu anda muhabirlik yapan Büşra Taşkıran KHK TV’ti anlattı: “Yaşananları bir nevi raporlamak istedik. Bu insan hakları ihlali bakımından çok büyük önem taşıyor. Çünkü eğer bu düzeni değiştirebilecek bir şey yapamıyorsak, bu düzeni kayıt altına almalıyız.”

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında olağanüstü hâl (OHAL) kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işlerinden ihraç edilenler, toplumsal bir hafıza oluşturmak ve mağduriyetlerini gözler önüne sermek amacıyla YouTube üzerinden yayın yapan bir televizyon kanalı kurdu. Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü’nde öğretim üyesi iken KHK ile ihraç edilen Prof. Dr. Haluk Savaş’ın kurucusu olduğu YouTube kanalında birçok meslek grubundan KHK ile ihraç edilen yurttaşlar çalışıyor. Yayınlarında KHK mağdurlarının şimdi ne durumda olduğuna da dikkat çeken KHK TV’yi kanalın Ankara muhabirliğini yapan ve İdari Yargı Hakim Adayı iken 689 sayılı KHK ile ihraç edilip işinden olan Büşra Taşkıran ile konuştuk…

‘Yaşanan Mağduriyetleri Kayda Almak İstedik’

Toplumsal bir hafıza oluşturmak için ihraç olan ve olmayan bir grup insan olarak KHK TV için bir araya geldiklerini belirten  Büşra Taşkıran, “İnsanlar bu dönemde sorgusuz sualsiz işlerinden ihraç edildiler. Mahkemeye erişim hakları engellendi. OHAL komisyonları kuruldu ve bu dönemde sağlık güvencelerinden yararlanamadılar. KHK’lı olan koruyucu ailelerin elinden çocukları alındı. İnsanlar toplumdan soyutlandı ve ötekileştirildi. Bu yüzden biz de bu dönemde 3 yıllık OHAL döneminde yaşanan ve hala yaşanmakta olan bu süreci kayda almak istedik ve toplumsal hafızayı amaç güderek KHK TV’yi oluşturduk.” diye konuştu.

“Toplum KHK’lıları tanımıyordu” diyen Taşkıran şöyle sürdürüyor sözlerini: “İnsanlara bir cesaret vermek, ‘biz buradayız’ demek, ‘biz yaşıyoruz’ demek ve sivil ölüme itilen insanların aslında kimler olduğunu topluma, insanlığa ve tarihe de anlatmak için KHK Tv’yi oluşturduk ve bu şekilde yola çıktık.”

‘KHK’lı Veya KHK’lı Olmayan Herkese Kapımız Açık’

KHK TV’nin amacını anlatmaya devam eden Taşkıran, “KHK TV’ye röportaj vermek isteyen KHK’lı veya KHK’lı olmayan herkese kapılarımızı açıyoruz. Amacımız bu zaman dilimindeki hukuksuzlukları ortaya çıkarmak. Yani toplum bu insanların ne yaşadıklarını, iş bulamadıklarını, ötekileştirildiklerini, sivil ölüm yaşadıklarını, sosyal güvencelerinin olmadığını, iş bulma kurumundaki eğitimlerden yararlanamadıklarını, üniversitedeki doktora veya yüksek lisans tezlerindeki burslardan yararlanamadıklarını, üniversitelere öğrenci olarak dahi giremediklerini bilmiyorlar. Bunlar sadece birkaçı. Bunları dahi bilmiyor insanlar. Biz bunları anlatabilmek, topluma duyurabilmek, tarihe not düşebilmek, engelleyebilmek, susan insanların bu zulme katılmayan insanların seslerinin çıkacağı bir mecra olarak yola çıktık. Biz bu duruma “hayır” diyen insanların konuşabileceği, KHK’lı olsun veya olmasın bir mecra oluşturma amacıyla bu işe giriştik” dedi.

Mağdurlara Cesaret Veriyor

Yayına yaz ayında  başlayan KHK TV henüz birkaç aylık geçmişe sahip ancak yine de yaptıkları çalışmaların sonucu olarak olumlu tepkiler aldıklarını söylüyor Taşkıran, “Çok güzel tepkiler alıyoruz. Yani sosyal medyadan çok güzel dönüşler alıyoruz. Dışarıda her gün bir kişi önümü kesiyor ve ‘ben sizi izledim’, ‘röportajlarınızı izledim’, ‘bize umut, cesaret verdiniz’, ‘kendimi daha iyi hissediyorum’ diyen çok fazla insan oldu. Devam etmemizi ve daha fazla insanı çekmemizi istiyorlar. Özellikle siyasilerden bu işe destek vermeyen insanlara ‘şuna teklif ettiniz mi?’, ‘kabul etti mi röportajı’ diyen çok fazla insan var. Özellikle Ak Parti’den, İyi Parti’den, CHP’den röportaj yapmamızı ve bu insanların tepkilerini merak ettiklerini söylüyor izleyiciler. Tepkiler çok güzel. Cesaret verdiğimiz genelde duyduğumuz kelime.”

‘Susmak Bir Eylem Değil’

“Değerli insanların KHK ile işten atıldığını topluma göstermeye çalışıyoruz” diyen Taşkıran “Hala toplum ve insan kaygısı taşıyan insanlar ve topluma yararlı olmak isteyen insanların çırpınışlarını kayıt altına alıyoruz. Bir KHK’lı yalnız olmadığını hissedebilmek için, yanında dayanışabileceği insanların varlığını anlayabilmek ve ulaşabilmek için bizi izlemeli. Diğer insanlar da bu yapılanlara karşı susarak KHK’lıların yanında durulmayacağını fark edebilmeleri için izlemeliler. Yani susmak bir eylem değildir. Susmak sadece bu hukuksuzluğu yapan kesimin güç kazanmasına yardımcı oluyor. Bizi izleyerek bile bize destek olabilirler. Bu hukuksuzluğa destek vermediklerini fark edebilir, anlatabilirler” diye konuştu. 

Ölüme Terk Edildiler…

KHK’lıların yaşadıkları mağduriyetleri de şöyle sıralıyor Büşra Taşkıran, “Hiçbir yerde iş bulamıyor KHK’lılar. Özel sektörde işverenler SGK kaydında KHK’lı olduğu gözüken işten çıkarıldığı görülen bu kişileri işe almak istemiyor. Çünkü vergi denetmenlerinden, devletin ona baskı yapacağından korkuyor ve işe almıyor. Yüksek lisans ve doktoraya kabulümüz çoğu üniversitede olmuyor. Yüksek lisans ve doktora bursu alabilmek için çoğu üniversitede KHK’lı olmaması şartı konulmuş mesela. KHK’lı koruyucu ailelerin yani evlatlık edinen ailelerin ellerinden evlatları alındı. Bu çok büyük bir ihlal. Düşünsenize, 15 yaşına kadar size ‘anne’ demiş, ‘baba’ demiş bir çocuk, bir anda elinizden alınıp yetiştirme yurduna geri gönderiliyor. Belki de başka bir aileye evlatlık olarak veriliyor. Bunun haricinde KHK’lı engelli arkadaşlarımız var. Bunların sayısı 2 bin ila 3 bin arasında. Bu insanlar öncelikle engelliler. Normal bir KHK’lı iş bulamazken engelli bir KHK’lının, engellinin halini siz düşünün. Bu insanlar engelli maaşı alamıyorlar. İş bulamıyorlar. Zaten dezavantajlı bir grup. Ölüme terk edildiler. Toplum size öteki olarak bakıyor. Gittiğiniz bir yerde KHK’lı dediğiniz zaman bakışlar devrilebiliyor. İnsanlar sizinle konuşmak istemeyebiliyorlar. Bu aslında tamamen devletin onlara karşı, bize yakın davranırlarsa zarar görürüz düşüncesinden kaynaklı.”

‘Düzeni Değiştiremiyorsak En Azından Kayıt Altına Alalım’

YouTube üzerinden yayınlarına ulaşabileceğiniz KHK TV, röportaj yapmak isteyenlere de çağrı yapıyor. Büşra Taşkıran son olarak “Yaşananları bir nevi raporlamak” olarak değerlendiriyor KHK TV’yi ve ekliyor, “Bu insan hakları ihlali bakımından çok büyük önem taşıyor. Çünkü eğer bu düzeni değiştirebilecek bir şey yapamıyorsak, bu düzeni kayıt altına almalıyız. Kayıt altına alarak da bu ihlallerin gelecekte daha sorgulanabilir olması ve bir daha gerçekleşmemesi için bir adım atmış oluruz”.