Bir Kolektif Koşu: Yardımseverlik Koşu’su Pazar Günü

Pazar günü (3 Kasım) İstanbul Maratonu içinde gerçekleşecek olan “Yardımseverlik Koşusu”, bu yıl 11. kez yapılacak. Bu yöntemle STK’ların bütçesinin yüzde 30’u gönüllüler tarafından toplanmış oluyor. Katılımcılardan ve sivil toplum dünyasının içinden biri olan, Pınar İlkiz’e tecrübe ve gözlemlerini sorduk.

Koşu gibi dayanıklılık gerektiren sporlar aracılığıyla sivil toplum kuruluşları için bir tür kaynak geliştirme metodu olan ve dünyada da uygulanan “Yardımseverlik Koşusu” Türkiye’de ilk kez bundan 11 yıl önce, yani 2008’de koşuldu. Adım Adım Oluşumu’nun yaygınlaştırdığı “kolektif yardımseverlik koşusu”nda yapılan bağışlar, 2017’de 13 milyon TL’ye ulaşmış durumda. adimadim.org’a göre, bu yöntemle, bazı sivil toplum örgütleri kaynağının yüzde 30’unu toplayabilmiş.

Pınar İlkiz

Kişiler Duyurularını Kendileri Yapıyor

Bu yıl, pazar günü (3 Kasım) gerçekleşecek olan 41. İstanbul Maratonu içerisinde gerçekleşecek olan Yardımseverlik Koşusu’nda gönüllüler ulusal veya uluslararası koşu/triatlon/duatlon/bisiklet/yüzme gibi yarışlara katılmadan önce duyuru ve çağrılarını kendi aile, dost ve tanıdık çevrelerine e-posta aracılığıyla duyuyorlar. Duyurularında destekledikleri STK’ların projelerine bağış çağrısında bulunuyorlar, ve  bu bağışlar doğrudan ilgili sivil toplum kuruluşunun proje için açılan resmi banka hesabına yapılıyor.

Kolektif Koşu Ruhu Maratonda

Yardımseverlik Koşusu’nu, hem sivil topluma yakın olan, hem de bu deneyimi tecrübe eden Pınar ilkiz’e sorduk. Pınar, ilk kez geçen yıl Kanserli Çocuklara Umut Vakfı için 10 km. yürümüş. Yürümüş, çünkü dizinde bir sorun var ve bu soruna karşın, yapılan “kolektif koşu”ya katılma sürecinde etkisi olan şeyin işin mutfağındaki ruhu görmüş olması olduğunu anlatıyor. “İşin mutfağını, dönem başkanından antrenörüne herkesin gönüllü çalıştığını görünce çok etkilendim. Bu sizi ister istemez etkiliyor, çünkü bu bir ruh ve bir parçası olmak istiyorsunuz. Zaten sivil toplumda çalışmış ve şimdi sivil toplum kuruluşları ile çalışan biriyim ve ‘Daha fazla ne yapabilirim?’ diye sormaya başladığım anda yolum Adım Adım ile kesişti.” diyor.

Hikâyesi şu; Pınar, önce Türkiye’de yardımseverlik koşusu yapmanızı sağlayan bir yapı olan Adım Adım’ın kurucularından Itır (Erhart) ile tanışmış, sonra diğer kurucu Renay ile. Birlikte neler yapabileceklerini konuşurlarken, şimdi dönem başkanı, o dönemde de  Marka ve İletişim Koçu olan Kıvanç (Ergun) ve zamanla ekibin geri kalanı da gelmiş. Bu yapı ile tanışmaya başlayıp, işin mutfağını görünce ekibin parçası olmak istemiş.

“Adım Adım, Çok Katmanlı Bir Yapı”

Pınar “Tabii Adım Adım dışında da yardımseverlik koşusu yapabilirsiniz ama Adım Adım, yardımseverlik koşusuna ruh katan çok katmanlı bir yapı. Ben 10 yılını devirmiş bu yapının bu anlamda çeperinde duruyorum ama her hafta antrenmanları, arada yoga, pilates gibi etkinlikleri, makarna partisi, after partisi derken koşanların birbirini motive etmesi de kolay oluyor. Hele de şu anda Türkiye çapında yardımseverlik koşusu, yüzmesi, vb. yapabileceğiniz yedi etkinlik varken.” diye anlatıyor.

İlkiz,  İstanbul Maratonu’na bu yıl Buldan Eğitim ve Dayanışma Vakfı için katılacak. “Üniversitede okuyan kız öğrencilerine burs desteği için yürüyeceğim köprüyü çünkü #KızımızOkuyacak” diyor.

“ ‘Orada Bir Köy Var Uzakta’ Algısını Kırma Yolu”

Türkiye’nin ilk sivil toplum ajansı pikan’ın kurucularından da olan Pınar, pikan’ın bir takımı olduğunu anlatıyor. “Bu sene HAÇİKO, Maya Vakfı, Buldan Vakfı, Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı, Kadın Dayanışma Vakfı, Türkiye Alzheimer Vakfı ve Uçan Süpürge için koşuyoruz. Hepimiz tek bir kuruma koşsak belki daha etkili bir destek sağlayabilirdik ama pikan’da çalışan herkes sivil toplumdan gelmiyor. Hal böyle olunca içimizden birinin bile çevresine “sivil toplum”un varlığını bir şekilde göstermesi, o kuruluşun adını o insanlara duyurması çok önemli hale geliyor. Sivil toplum kuruluşlarının birçokları için “Orada bir köy var uzakta” olma halini de kırmak için iyi bir yol.” ifadelerini kullanıyor.

Değişimin Parçası Olmayı Hissetmek

Geçtiğimiz yıl “yürüyen” Pınar’a deneyimlerini soruyoruz. Kısaca “yorucu ama keyifli” diye tarif ediyor duygusunu. Önerisi, kurumun yardımseverlik koşusu yapması için somut hedeflerinin olması yönünde. “Şu kadar kız öğrenciyi okutmak istiyoruz ya da bir kız öğrencinin burs tutarı şu kadardır gibi” yani. Bu nedenle katılımcı da kendisine hedef koyuyor. Son olarak ise değişime vurgu yapıyor; Bazen ekip arkadaşlarınızla tatlı bir rekabete giriyorsunuz. Ama hepsi sonunda bir kurum adına bağış toplamak için. Değişimin bir parçası olduğunuzu hissediyorsunuz ve bunu yaparken de takım olmak, bir spor faaliyetinde bulunmak da cabası.

 Bu yılki koşu için toplam 79 STK destekelenecek.. Bunların arasında  ALİKEV (Ali İsmail Korkmaz Vakfı), AÇEV (Anne Çocuk Eğitim Vakfı), Tarlabaşı Toplum Merkezi gibi vakıflar da var. Desteklenecek olan kuruluşlar eğitim, sağlık, bilim ve teknoloji, hayvanlar, kültür, sanat, spor gibi alanlardan olabiliyor.

Detaylı bilgi için; https://ipk.adimadim.org/nedir