Çevreci Enerji Derneği’nin Acil Talebi:
“Yenilenebilir Enerji Yatırımlarının Teşviki Netleşmeli”

Çevreci Enerji Derneği Başkanı Tolga Şallı ile derneğin gündemi, düzenlediği faaliyetler ve yürüttüğü projeler hakkında söyleştik. Şallı, dernek olarak yenilenebilir enerji kaynaklarını etkin kullanmak, bu kullanımın yaygınlaştırılması ve geliştirilmesine katkı sağlamak böylelikle gezegenin yaşam hakkını savunmak adına kurulduklarından bahsediyor.

Çevreci Enerji Derneği’nin kuruluş fikri nasıl gelişti? Neden İzmir?

İklim krizi ile mücadelede en önemli gücün yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretmek olduğunu biliyoruz. Tabi bunun yanında enerji verimliliği, atık yönetimi gibi kavramlar da önem arz etmekte. Ancak İzmir’de yenilenebilir enerjinin önemini anlatan, iklim krizi ile mücadelede projeler üretebilen aktif bir sivil toplum kuruluşunun olmadığını fark ettik. Asıl kuruluş nedenimizin bu olduğunu söyleyebiliriz.

 

Savunuculuk faaliyetlerinizi güçlendirmek adına neler yapıyorsunuz? 

Bir şeyi savunabilmek için onu iyi bilmek gerekiyor. Tüm idari, hukuki ve teknik süreçler hakkında bilgi sahibi olmadan savunuculuk faaliyetleri topluma zarar vermekte. Hatta maalesef yenilenebilir enerji hakkında bile hala yanlış bilgiler dolaşmakta. Bu yüzden, gerçek bilgileri halkımızla paylaşabilmek adına birçok etkinlik düzenledik. Sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanmaya çalışıyoruz. 

İşbirliği içerisinde olduğunuz kamu, özel ve sivil toplum kuruluşları var mı? Nasıl projeler yürütüyorsunuz?

Sivil Toplum sektörü programı altında yürüttüğümüz “Sürdürülebilir Çevre ve Enerji” isimli projemizde, proje iştirakçimiz İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü. Projenin amacı; özellikle çevre ve enerji alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının idari ve teknik kapasitelerinin geliştirilmesi ile ilgili. Sivil Toplum Diyaloğu programı altında yürüttüğümüz “Sürdürülebilir Kalkınma için Sürdürülebilir Sivil Toplum Diyaloğu” projemizde ise İtalya’dan Kyoto Club ortağımız, Bologna Belediyesi ve Karşıyaka Belediyesi ise iştirakçilerimiz. Bu projenin amacı; AB Müktesebatı Çevre faslı altında bulunan alt başlıklarda (Doğa koruma, iklim değişikliği, yatay mevzuat, kimyasalların kontrolü, hava kirliliği, su kalitesi) sivil toplum aracılığı ile iyi uygulamaların ülkemize entegre etme çabası. Proje süresi 15 ay olup 01 Nisan 2019 tarihinde başlandı ve 30 Haziran 2020 tarihinde sona erecek. Özellikle çevre ve yenilenebilir enerji alanında çalışan sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yapmaya çalışıyoruz.

Enerji kaynaklarının kullanımı konusunda bilinçlendirmeye katkıda bulunmak ve paylaşmak, toplumun ve sektörün bilgi ve farkındalık düzeylerini yükseltmek amaçlarıyla düzenlediğiniz faaliyetler nelerdir?

Günümüzde tüm dünyayı ilgilendiren en önemli konu iklim krizi.  Başa çıkabilmek için de yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği en öncelikli konular. Ülkemiz yenilenebilir enerji kaynakları bakımından zengin bir ülke. Özellikle; rüzgar, güneş ve biyogaz kaynaklarımızın daha fazla ve etkin kullanılması gerekmekte. Ancak, daha önce aktardığımız gibi yenilenebilir enerji hakkında yanlış bilgiler, bu kavramların önemini azaltmaya neden olmakta. Bilim insanları aracılığıyla halkımıza doğru bilgileri paylaşmaya çalışıyoruz. Yürütmekte olduğumuz projelerle, çevre ve enerji alanında çalışan STK’ların kapasitelerini arttırmaya ve özellikle Avrupa Birliği ülkelerindeki iyi uygulamaları ülkemize aktarmaya çalışıyoruz.

Dernek sürecinde, savunuculuk faaliyetlerinizde sizi en çok zorlayan meseleler hangileri?

Savunduğumuz konunun ne kadar hayati bir konu olduğunun farkındayız. Ancak toplumların yaşamadıkça öğrenememe gibi bir sorunu var. Bu yüzden bireyin ya da toplumun yaşayacağı olumsuzlukları anlatmakta zorlandığımızı söyleyebiliriz. Ancak oldukça fazla ilerleme kaydedebildik. En azından kavramsal olarak yenilenebilir enerji, iklim krizi gibi kavramlar toplum tarafından kabul edilebilir noktaya geldi.

Sizce gelecek nasıl bir tablo çiziyor? Türkiye’de tablo nasıl? Ülkemizde temiz, yeşil ve yenilebilir enerji kullanımının yaygınlaşması için atılması gereken adımlar neler?

Bir karamsarlık var. Ancak umudumuz olduğu sürece, bilimsel çalışmalar yapıldığı sürece ve uygulanabilirlik arttıkça, gelecek daha iyi olacaktır. Ülkemizde özellikle son 10 yılda yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi arttı. Artmaya da devam ediyor. Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı kurulu gücünün 2024 yılında geçen yıla göre yüzde 50 artarak 63 gigavata ulaşacağı öngörülüyor. Bu artışla Türkiye, Avrupa’da en fazla yenilenebilir enerji kapasitesi bulunan 5 ülkeden biri olacak. Atılması gereken en önemli adım ise yenilenebilir enerji yatırımlarının teşvik mekanizmasının netleşmesi. Çünkü YEKDEM denilen mekanizma 2020 yılı sonu itibariyle bitecek. Yatırımların finansal sürdürülebilirliğinin artması ve finans kaynaklarına daha rahat erişimi yatırım motivasyonunu ve finansal riskleri minimize edecektir.

Eklemek istediğiniz başka bir nokta var mı?

Ülkemiz, doğasıyla, tarımıyla sanayisiyle, turizmiyle, enerjisiyle en önemlisi insanıyla yüksek bir değerler zincirine sahip. Kaynaklarımızın planlı ve verimli kullanılması halkımızın daha refah bir yaşantı sürmesine neden olacaktır. Bu doğrultuda; sivil toplum sektörünün gelişmesi; yerel yönetimlerin, kamu idarecilerinin, yatırımcıların daha etkin kararlar almasına destek olacaktır.