BIFED’den Kazdağları’ndaki Altın Madenine Karşı Verilen Mücadeleye Destek 

Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali (BIFED), ekolojiyi odağına alıp yerli ve yabancı yapımlara ev sahipliği yaparak 6'ncı yaşına girdi. Bu yılki filmlerin ana temaları arasında maden ve taşocaklarına direnen yerel halkın mücadeleleri, asbest ve petrolün yarattığı sağlık sorunları, mülteciler ve iklim göçü, nehirlerin hidroelektrik santrallerine kurban ediliş öyküleri, genç iklim aktivistlerinin iklim adaleti için çözüm arayışları, iyi ve doğru tarımsal üretimin sürdürülemezliği, Samotraki adalarının turizme taban tabana zıt yaklaşımları ve bunların neticeleri yer alıyor. 

Bozcaada Belediye Başkanı ve aynı zamanda festivalin başkanlığını da yürüten Hakan Can Yılmaz ada halkının da katılımıyla gerçekleşen açılış töreninde yaptığı konuşmada Kaz Dağları’ndaki altın madenine karşı verilen mücadeleye destek verdi. Yılmaz, “Küresel felaketlerin yaşandığı, mevsimlerin, iklimlerin değiştiği, tabiatın onunla uyum içinde yaşamak yerine ona karşı koymaya çalışan insanoğlunu cezalandırdığı günlerdeyiz. İçinde yaşadığımız dünyanın tüm coğrafyasında artık tüketim sistemi hakim durumda. Hemen yanı başımızda, tüm yörenin oksijen, su ve birçok endemik bitki türünün kaynağı yani geleceğimiz olan Kaz Dağları altın madenlerine dönüştürülmeye çalışılıyor. Bizler ise bu coğrafya da önce ve özellikle vahşi turizmin yıkıcı etkilerini bertaraf etmek için kalıcı çözümler üretmeye çalışırken kekik tarlalarını talan edenleri, deniz hıyarı toplayanları, sıkıştırma yapanları, bilinçsiz avlanan gırgır ve trolleri kınarken bir başka coğrafyada AB ülkelerinde balıkçı gemileri bir günde 150 ton balık avlıyor. Gergedanlar, köpek balıkları, ayılar, afrodizyak üretimi ve bu takıntı için yok ediliyor.” açıklamasında bulundu. 

“İnsanoğlu tüm doğal kaynaklarını hunharca harcayarak kendi kıyametini maalesef kendi yaratıyor”

Bozcaada Kaymakamı İbrahim Gültekin ise “İnsanoğlu şatafatlı, daha lüks yaşamak için ormanlarını, nehirlerini, tüm doğal kaynaklarını hunharca harcayarak kendi kıyametini maalesef kendi yaratıyor. Bu ortamda bu kıyameti durdurmak için dünyada bir avuç insanın bunu durdurma çabası takdire şayandır. Bu bir avuç insanın küçük bir nüvesinin bugün Bozcaada’da olması da önemli bir davranıştır. Bu organizasyonun gerçekleştirildiği ortamda görev yapmaktan mutlu olduğumu ifade etmek isterim. Dünyadaki ve adamızdaki bu çabanın gerekli mercilerde dikkate alınmamasından dolayı genç bir idareci olarak kendi geleceğimden ve gelecek nesillerimiz adına da endişeli ve hüzünlü olduğumu da belirtmek isterim. Hepimizin bildiği Kızıldereli atasözündeki gibi; son nehir kuruduğunda, son ağaç kesildiğinde ve son balık tutulduğunda beyaz adam paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anlayacak sözü dünyadaki bir kıta ve kara parçası için söylense de, bugün tüm dünya için geçerlidir. Ümit ediyorum ki paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlamadan önce son ağacı kesmez, son nehri kurutmaz ve son balığı tutmayız. Tüm bu duygular ve düşünceler içerisinde, bu çığlığın duyulmasında ve festivalde emeği geçen organizasyon ekibine ve filmleriyle katkı sunan tüm dostlarımıza teşekkür ediyorum” sözleriyle BIFED’in taşıdığı misyonun önemine dikkat çekti. 

“Direnen, Daha İyi Bir Hayat İsteyen İnsanlar Olarak Maalesef Dünyada Hepimiz Aynı Durumdayız”

Koordinatörlüğünü Ethem Özgüven’in yürüttüğü festivalin ilk gününde Sivil Sayfalar’a konuşan BIFED’in yönetmeni Petra Holzer, geçen 6 yıllık süreçle ilgili duygu ve düşüncelerini şu sözlerle paylaştı:

“Zaten ekolojik değişimin içindeydik. Aktivizmi, sivil direnişleri de gördük. İnsan hakları olsun, çevre olsun hep yakından tanıklık ettik. Bu sefer bu ekolojik problemlerde 6 yıllık bir birikim görüyorum. Direnen, daha iyi bir hayat isteyen insanlar olarak maalesef dünyada hepimiz aynı durumdayız. Yalnız olmadığımızı da gördük. Benim kızım da BIFED ile büyüyor. Sessiz sessiz bu filmleri izliyor. Hayatını çok derin etkilediğini görüyorum. Tabii ki bu kuşağa hep umut bağlıyoruz ama aslında çok umutsuzlar ve onun için çok bağıracaklar ve hareket geçecekler. Biz ona umut dememeliyiz, onlara destek olmalıyız ve kendimiz değiştirmeliyiz.”

200’ü aşkın misafirin katıldığı açılış törenindeki konuşmaların ardından Slovenya yapımı “Hasarsız” adlı belgeselin gösterimi yapıldı.

Yerel, Bağımsız, Eşitlikçi Ve Ekolojik Bir Festival

60 ülkeden festivale gönderilen 450 filmden 14’ü Uluslararası Yarışma için finalist seçildi, 10’u Gaia Öğrenci Ödülü’ne aday gösterildi, 29’u Panorama bölümünde gösterilecek ve 7 belgesel özel gösterime girecek. Fethi Kayaalp adına verilen büyük ödül için yarışacak 17 filmden ikisi ise Türkiye’den. Ayşegül Selenga Taşkent’in “Ovacık” adlı filmi, 31 Mart seçimlerinin ardından Tunceli Belediye Başkanı olarak seçilen Mehmet Maçoğlu’nun, Ovacık Belediye Başkanı olduğu 2014-2019 yılları arasındaki dönemde, halkla birlikte ilaçsız tarım yaptıkları süreci bir dayanışma öyküsü olarak izleyiciye sunuyor. Racia Adar’ın “Ab-ı Hayat – Istranca” filmi ise Istranca Ormanları’nda saldırı altında olan taş ocaklarına; ekosistemi, ağaçları, suları ve hayvanları koruyan insanların öyküsü aracılığıyla bakıyor. 

Festivalin Uluslararası Yarışma Jürisi arasında Türkiye’den Ceylan Özgün Özçelik, Prof. Dr. Naci Güçhan; Yunanistan’dan Dimitris Koutsiabasakos, Karadağ’dan Maja Bogojevic, Almanya’dan Julia Lazarus; Gaia Öğrenci Ödülü Jürisi arasında ise Türkiye’den Lalahen Öcal ve Melis Birder, Almanya’dan Marvin Entholt yer alıyor. 

Çocuklar Ve Gençler De BIFED Heyecanını Yaşıyor

Çalışanların yüzde 75’inin kadınlardan oluştuğu BIFED, her yıl olduğu gibi bu yıl da çocuklara ve gençlere özel atölye programı hazırladı. Atölyeler kapsamında Talin Büyükkürkciyan ve Can Kuman, Greta Thunberg’den ilham alarak “iklim krizi”ne dikkat çekmek amacıyla doğaçlama müzik ve dans gösterisi gerçekleştiriyor. Ellis Bartholomeus ve İpek Şensılay‘ın hazırlayacağı “Hero mu Zero mu?” etkinliğinde ise çevre farkındalığı konusunda başlangıç seviyesinde olan karakter “Zero”dan çevre kahramanı “Hero”ya dönüşmek, çocuklar için hem çok eğlenceli bir oyun, hem de neler yapabileceklerini keşfedecekleri çok eğlenceli bir macera olacak.

Çocuklara yönelik gösterimleri yapılacak olan “Felip ve Kara Şehir”, “Thomas ve Korduni” – Arılar Filleri Kurtarıyor adlı filmlerin yanı sıra “Anke Atamer Çocuk Programı” ile çocuklar eğlenerek ve oynayarak keşfetmeyi, yaratıcılıklarını geliştirmeyi öğrenecek. Program kapsamında Sinek Sekiz Yayınevi’nden İrem Çağıl, “Yediklerimiz Nasıl Yetişiyor?” başlıklı atölyede çocuk kitabı “Bostancı Burçik”den bölümler okuyacak. Oyuncu ve tiyatro eğitmenleri Tamer Karataş ve Caner Karataş ise “Geri Dönüşüm ve Ritm”, “En İyi Oyun Arkadaşım Doğa” ve “Geleneksel Oyuncak Atölyesi” ile doğal köy ortamındaki malzemelerle çocukların kendi oyuncalarını yapabilme becerilerini ortaya çıkaracak. 

“Bu Dünyayı Siz Kirlettiniz, Biz Değil”

BIFED izleyicilerinin her yıl merakla bekledikleri festival çantalarından çocuklar için de tasarlandı. “Geri Dönüşüm Yap Dünyayı Kurtarmaya Yardım Et!” yazılı sırt çantasının tasarımı, iklim krizini durdurma çağrısı yapan 9 yaşındaki iklim aktivisti Talya Özgüven’e ait. Sivil Sayfalar’ın sorularını yanıtlayan Özgüven, “Şu anda geri dönüşüm doğru yapılmıyor, yine çöp oluyor. O yüzden ben de böyle bir resim çizdim. Geri dönüşümü doğru yaparsak dünyayı kurtarabiliriz. Bu dünyayı siz kirlettiniz, biz değil. Hiç çöp üretmeden yaşayamıyoruz çünkü her şey çöp olmuş. Eskiden, Taş Devri’nde hiç plastik yoktu. Kemik de sonradan fosilleşiyordu. Önemli olan çok az çöp üretmek, ürettiğimiz çöpleri de bir şekilde geri dönüştürmemiz gerek. Yaşıtlarım az çöp üretsin.” dedi. 

2019 Ödül Heykelciğinde Plastik Tüketimine Vurgu

BIFED’in yarışma kategorilerinde dereceye giren filmlere verilen ödüller, her yıl farklı bir sanatçı tarafından tasarlanıyor. Bu yıl ödül heykelciklerinde deniz odunu denilen, kesilerek ya da doğal bir şekilde gövdesinden koparak denize ulaşan ve zamanla aşınan, farklı türlerden ağaç dalları kullanıldı. Dalların içinde kullanılan plastik malzeme dikkat çekiyor. Ödülü tasarlayan Gizem Dila Kars, “Ağacın gövdesini yarıp içinden geçen plastik materyal, geri dönüşümsüz malzemelerin doğaya verdikleri zararı ve doğanın nefesinin kesilmesine nasıl sebep olduklarını bize çarpıcı bir şekilde gösterirken, aynı zamanda doğanın yaşamaya devam edebilmek için ne kadar kararlı olduğunu da vurguluyor.” sözleriyle çalışmasını açıklıyor. 

BIFED’den Katılımcılara Ekolojik Çağrı: Yol Arkadaşım Olur Musun?

BIFED bu yıl “Yol arkadaşım olur musun” çağrısı ile kendi aracıyla festivale gelenlerin araç arayanlarla haberleşerek yol arkadaşı olmasını teşvik ediyor. Festival yönetimi, katılımcılarından, kendi matara ve kahve kupalarını getirerek kağıt bardak ve plastik şişe kullanımını en az indirilmesine katkı sunmasını da istiyor.

Salhane ve Halk Eğitim Merkezi’nde gösterimlerin yapıldığı BIFED, her sene olduğu gibi bu yıl da festivale katılan filmlerden ve izleyicilerden katılım ücreti almıyor. Festival programına, katılımcılara indirim sunan festival dostu mekanlara, festival filmleri ve etkinliklerle ilgili detaylı bilgilere web sitesinden ve sosyal medya hesaplarından ulaşabilirsiniz. 

Kurulduğu 2014 yılında International Green Film Network’e kabul edilen ve bu kuruluşun Türkiye’deki tek üyesi olan BIFED, Türkiye ve diğer ülkelerden gelen başvuruları değerlendirerek seçilen filmlerin gösterimlerini 6 yıldır aralıksız olarak Bozcaada’da sanatseverlerle buluşturuyor. BIFED 2019 ödülleri 12 Ekim Cumartesi günü sahiplerini bulacak.