“Kirazlıtepe’de Yaşanan Yıkım Bir Dönüşüm Değil, Sınıfsal Bir Meseledir”

Üsküdar’daki Kirazlıtepe Mahallesi’de yaşanan kentsel dönüşüm sonrasında, mahalle sakinleri haklarını birlikte aramak için bir dernek kurdu. Konuyla ilgili röportaj yaptığımız ‘Kirazlitepe Kentsel Dönüşüm ve Güzelleştirme Derneği’ yöneticilerinin şu ortak görüşü şöyle: “Kirazlıtepe’de yaşanan yıkım sadece bir dönüşüm değil, sınıfsal bir meseledir. Böylesine güzel yerlerde yaşayan kendi halinde olan emekçi kesimleri bu manzaraya layık görmeyen kesimlerin, yıllardır burada yaşayan mahalleliyi yerinden ederek şehrin dışına atma çabasıdır.” 

2015 yılında İstanbul’un Üsküdar ilçesinden bulunan Kirazlıtepe Mahallesi ‘Kensel Dönüşüm’ alanı ilan edilmişti. 2016 yılında da Avrupa’nın en büyük camisi olan Çamlıca Camii’nin projelendirilmesi aşamasında da özel proje alanı olarak ilan edilip hak sahiplerine % 60 pay verileceği söylendi. Şubat 2017’de TOKİ’nin devreye girmesiyle birlikte hak sahiplerinden tek taraflı muvafakat alınmaya ve Ağustos 2017’de yıkımlar başladı. Evleri yıkılan, yerlerinden edilen Kirazlıtepe ve Ferah Mahallesi sakinleri için zorlu bir süreç başlamış oldu. 

Yıkılan evlerinin yerine ev verileceği vadedilen mahalleliye, imzalatılan ucu açık bırakılmış muvafakatnameler suistimale açık maddeler içeriyor. Kentsel dönüşüm sonrasında yaşanan mağduriyetlerle birlikte mücadele etmek için mahalleli bir dernek kurdu: Kirazlitepe Kentsel Dönüşüm ve Güzelleştirme Derneği. Dernek yöneticileriyle kentsel dönüşüm sürecini ve yaşanan mağduriyetleri konuştuk. Görünen o ki; şehrin güzel manzarasında oturmak yıllardır aynı mahallede oturanlar için bir hak olarak görülmüyor. 

Kirazlitepe Kentsel Dönüşüm ve Güzelleştirme Derneği’ ne zaman ve hangi amaçla kuruldu? 

2015 yılında Türkiye ve Avrupa’nın en büyük camisi olan Çamlıca Camii’nin proje alanını yeri belli oldu. Kısa bir süre sonra cami inşaatının başlaması ile Üsküdar Belediyesi tarafından ilk önce cami etrafı 7 parsel ve 186.000 m2 ilk alan kentsel dönüşüm alanı ilan edildi. Bu gelişmelerden sonra Kentsel Dönüşüm Derneği 2016 yılında, önce 7 parsel temsilcilerinin oluşturduğu komisyon olarak göreve başladı. 2017 yılında hak sahiplerinin oy çokluğu ile dernek olarak resmileşen Kentsel Dönüşüm Derneği, bir Sivil Toplum Kuruluşu olarak faaliyetine başladı. Derneğimiz hak sahipleri ile Üsküdar Belediyesi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arasında görüşmeleri yapmak, hak sahiplerinin isteklerini yetkililere iletmek, gelen cevap ve görüşmeler hakkında düzenli aralıklarla toplantı yaparak şeffaf bir yönetim anlayışını prensip edinerek faaliyetlerini sürdürmektedir.  

Kentsel dönüşümden önceki Kirazlıtepe Mahallesi’ni anlatır mısınız? 

Eski adı Çakaltepe olan Kirazlı Mahallesi 1960’lı yılların sonundan başlayarak 70’li ve 80’li yıllarda aldığı göçlerle şu anki mevcut nüfusun çekirdeğini oluşturmuştur. Mahalle sakinleri zamanın kısıtlı imkanlarına rağmen mahallenin alt yapısını kendi kazma küreklerini kullanarak, imece usulüyle beraberce yapmıştır. Elektrik direklerinin dahi paralarını ceplerinden ödeyen mahalleli; sevgi, saygı ve komşuluk üzerine kurulu bir kültürü yaşatmaktaydı. Çamlıca eteklerinde İstanbul Boğaz manzarasına baştan sona hakim, Altın Boynuz Haliç ve adalar manzaralı, huzurlu, sakin ve şirin bir mahalleydi. Eski adı Çakaltepe olan mahallede yaşayan insanların gayreti ile gün geçtikçe güzelleşip Kirazlıtepe ismini almıştır.

Dernek olarak bu sürece nasıl katkınız oldu?

Kentsel Dönüşüm Derneği olarak ilk günden bu yana prensibimiz; en son komşumuz hakkını alana kadar yanında olup tüm hukuki ve yasal süreçlerinde yanında olacağımızdır. Komşularımıza; haklarının neler olduğu, bireysel ve kitlesel olarak neler başarabileceklerini, dernek çatısı altında toplanmanın avantajlarını, temsilci olarak seçilen yönetimin süreci daha hızlı, şeffaf ve adil bir anlayışla yürüteceğini anlatıyoruz. Hak sahipleri ve idare tarafında kolay bir temsil işlevine sahip olduklarını, hak sahipleri, hukukçularımız, mimar, mühendis, şehir planlamacıları ile oluşturduğumuz protokol ile hareket etmeyi ilke edinerek görüşmelerimizi bu plan dahilinde yapmaktayız bunu da tüm hak sahipleri bilmektedirler. 

Şu anda nasıl bir mağduriyet yaşanıyor mahallede? Tehditlere maruz kaldığınız doğru mu? 

Kirazlitepe’de yaşanan mağduriyetler maalesef hat safhada çünkü dolaylı yollardan tehditler alıyoruz. Mahallemizde her eve 15 gün içerisinde evlerini boşaltmazlarsa zorla tahliye edileceklerinin belirtildiği tebligatlar geliyor. Bunun dışında yaşam alanlarımız daraltıldı; esnaf ruhsatları iptal edildi, doğalgazımız kesildi, çöp konteynırlarımız toplatıldı, zaman zaman elektrik ve internet kesintileri yaşıyoruz. Ayrıca yıkılan binaların kanalizasyon giderlerinin kapatılmaması ve dışarı akması, düzenli yaşamını sürdüren kiracıların yerlerinden edilmesi ve en önemlisi yıkılan binaların molozlarının kaldırılmaması ve bu molozların solunum yoluyla asbest (kanserojen madde) salgılaması ve daha sayamadığım birçok bireysel mağduriyetler yaşanıyor burada. Bunların hepsi bizim için büyük bir tehdittir.

Kirazlıtepe üzerinde nasıl bir rant dönüyor? Bu işten kimler ve nasıl çıkar sağlayacaklar?

Kirazlitepe’deki rant çok büyük. Burası iki boğazı ve adaları net gören bir bölge. Burada rantı gözeten sadece tek taraf var. Burada kurulacak düzenden nemalanan ve erki eline almış olan mevcut idareciler rant peşinde. Direnen halk ise rant peşinde değil. Atalarının kendi emekleriyle mahalleye dönüştürdüğü ve mahalle kültürünü yaşamak isteyen, yerinden yurdundan edilmek istemeyen insanlar rant peşinde değil.

Farklı bir pencereden bakacak olursak Kirazlıtepe’de yaşanan yıkım sadece bir dönüşüm değil sınıfsal bir meseledir. Böylesine güzel yerlerde yaşayan kendi halinde olan emekçi kesimleri bu manzaraya layık görmeyen kesimlerin, yıllardır burada yaşayan mahalleliyi yerinden ederek şehrin dışına atma çabasıdır. Bu proje insanları dağıtarak bireyselleştirip, kollektif bir toplumu yok edip erk’i elinde bulunduran, toplumu değil, sadece kendisini ve kendisinden olanı besleyen tekçi anlayışlara biat ettirme projesidir.

Evlerinden çıkarılan insanlar şu anda nerede yaşıyor?

Belli bir kısmı TOKİ’nin 170 konutluk rezerve ettiği konutlarda kalıyorlar geriye kalan çoğunluk kesimin her biri bir yana dağılmış ve kirada oturmaktalar. Ancak onlarında birçoğu tedirginler çünkü tapularınızı devretmezseniz binaların yapımına başlayamayız denildi ve tapularına kadar her şeylerini bakanlığa devretmiş durumdalar vaatlerde ucu açık bırakılmış maddelerle hak kaybına uğrayabilirler. 

Kirazlıtepe Mahallesi’ne ne vadedildi? Bu haklar verildi mi?

Mahalle halkına vaadedilen sözler yerine getirilmedi. İlk başlarda “Kimsenin kümesini bile zorla yıkmayacağız.” dediler. Herkesin evine karşılık ev vereceklerini belirterek yola çıkan bir Üsküdar Belediyesi vardı. Oysa ki sunulan muvafakatnamede hiç kimsenin yeri belli değil ve ucu açık bırakılmış maddeler var. Dernek olarak projeye dair sözlü vaadler yerine hukuki olarak güvence altına alınması taleplerimiz Üsküdar Belediyesi Başkanı tarafından kabul edilmemektedir. 3 senedir Üsküdar Belediyesi tek bir proje göstermiş değil. Örnek bir maddede öngörülemeyen bir sebepten proje gerçekleşmez ise mülk sahibine metrekaresini 3 BİN TL’den parasını ödeyeceğini belirtiyor. Öngörülemeyen sebepler nelerdir belli değil. Bir başka maddede ise idarenin projede değişiklik yapma hakkına sahip olduğu yazıyor. Bu hakkı da şöyle kullanmış oluyor; işe başladıklarında binaların kat yüksekliğinin 6 olacağını söylemişlerdi şimdi ise yeni yapılan Çamlıca Camii’nin silüeti bozulmasın diye 3 kata düşürülmüş. Bu durumda eksilen haklar söz konusu olacak ve bu haklar hep hak sahiplerinden eksilecek. Yarın buraya konut da yapılmayacak diyebilirler belirttiğim maddeye dayanarak. Yani aslında ortada vadedilen bir şey yok.

Mahalle Sakinleri bu sürecin nasıl bir son bulmasını istiyor?

Mahalle sakinleri ve Kirazlıtepe Kentsel Dönüşüm Derneği ile oluşturduğumuz projede bazı isteklerimiz var. Bunlar; yerinde yapılacak haklarımızı garanti altına alındığı resmi ve izinleri alınmış proje, noter onaylı hukuki bir sözleşme, hak edişlerin adil dağıtımla yapıldığı, projenin başından bitimine kadar temsil ve proje üzerinde eksik yanlışlara müdahale edecek bir teknik ekip istiyoruz. Ayrıca yaşanabilir mahalle kültürüne uygun, yoğun iç içe girmemiş, çok katlı olmayan ve yeşil yaşam alanları ile örnek bir proje istiyoruz. Bu anlayış içerisinde yapılacak bir projeye desteğimiz yoğun olacaktır.

“Haklarımız Garanti Edilene Kadar” evlerimizi yıktırmıyoruz mücadelesi başlattınız, bu mücadele kampanyasından olumlu sonuçlar elde ettiniz mi?

Belediyenin ilk günden bu yana yıktığı tüm evler hukuka aykırıdır.

Hak sahiplerine konu hakkında evlerini terk etmemelerini ve hukuksuz yıkıma asla izin vermemeleri hakkında gerekli olan bilgiler verilmiştir. Evleri yıkılan insanlar yarın pişman olup vazgeçmeleri halinde haklarının geri dönüşünün telafisinin olmayacağı konusunda detaylıca bilgi sahibi oldular. Bu bilgilerden sonra geri dönüşü ve garantisi olmayan bir projede yer almayacaklarını ifade edip imza vermekten çok büyük oranda vazgeçtiler. 

Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’in “İnsanları Zorla Yurdundan Etmeyeceğiz” sözüne rağmen Kirazlıtepe’de sözleşmeye imza vermeyen ailelerin evleri satışa çıkarıldı ve mağdur oldular bu durumda her hangi bir düzelme yapıldı mı?

Bu projenin bu durumda olmasının ve içinden çıkılmaz bir hale gelmesinin sorumlusu Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ve ekibidir. Projenin başlamasından bu yana geçen süreçte insanlara sürekli sözlü beyanlara ve tek taraflı içi boş kendileri lehine olacak şekilde bir muvafakatname imzalatıp adil olmayan bir dağıtım anlayışı ile yaklaşıyorlar.

Bu noktada istedikleri sonuçları alamayınca da çeşitli hile, hülle ve psikolojik baskı uygulayarak hukuki anlaşma yerine korkutma yolunu tercih ediyorlar. İnsanların ellerinde tapuları olmasına rağmen Hilmi Türkmen, parsel küçültme oyunları yaparak bazı parsellerde %40 ya da %17 terk kamu terki alarak, hile yoluyla insanların tapularının bir bölümünü gasp ediyorlar. Bu neticede de, “Biz filanca parselde üçte iki  çoğunluğu sağladık.” diyerek bakanlıkla beraber tebligatlarda bulunarak 15 gün içinde taşınmanızı istiyorlar. “Bize devretsin ya da satışa çıkaracağız” şeklinde insan rızası olmadan gönüllü dönüşüme mecbur bırakmak istiyorlar.

Parsel oyunlarından sonra gelen tebligatlara hak sahipleri itiraz etmiş ve ‘Yürütmeyi Durdurma Kararı’ çıkmıştır. Buna rağmen hukuksuzca ve ruhsat izninin nereden alındığı bilinmeyen, ne olduğu belli olmayan bir inşaat devam ediyor. Doğalgazları kesilen hak sahiplerine verilen cevap o bölgede yaşayan insanların olmadığı idare tarafından kendilerine verilen bilgi dahilinde kestikleri yönünde olmuştur. Bu duruma Kentsel Dönüşüm Derneği’nin tüm üyeleri, hukukçumuz ile birlikte toplu olarak yaptığımız itiraz sonucunda yapılan hukuksuz ve insanları yok sayan bu işlem normale dönmüştür. Tabi bunu yapan idare hala bildiğini okuyor.

Mahalle sakinleri tüm hakları verilmiş bir şekilde ne zaman evlerinde oturabilecekler? 

Kirazlıtepe Mahallesi’nde yaşayanlar tüm hakları verilmiş bir şekilde yeni yapılan evlerinde oturmaları için 3 ana başlığın yerine getirilmiş olması lazım. Birincisi; plana uygun ve uygulanabilir bir proje olması lazım. İkincisi taraflar arasındaki sözleşme, üçüncü ve son olarak da eğer projeler gerçekleşmez ise cezai işlem uygulanması gereklidir. 

Bunlar olursa insanlar yerinde kalabilir, ama uygulanmıyor. Evlerini veren insanlar, kendi mülklerinin yasal sahipleriydi fakat ucu açık bırakılmış muvafakatnameye attıkları imzalar sonucunda birçok hak kaybına uğrayabilirler. Bu durum Kirazlıtepe’yi dönüştürmeye çalışanların inisiyatifine kalmış bir durum artık. Üç senedir yaşatılan onca olaydan sonra karşımızdakilerin samimi olmadığı açık beyan ortadadır. Yaşananlara dayanarak söylüyoruz ki ev sahipleri güvenlerini yitirmiş durumda. Ses çıkarmamalarının sebebi de kiralarını alıyorlar olmaları. Ancak şu da unutulmamalı; resmi kurumlar yasal olarak 36 ay kira öder ibaresi var yasada, sonrasında ne olacağı meçhul yani isterse ödemeyebilir. Bu durumun Fikirtepe, Sarıyer ve Gaziosmanpaşa gibi yerlerde yaşanmış somut örnekleri var. Nasıl mağduriyetler yaşandı biliyoruz.