“Yeşerteceğimiz Her Fidan Bir Gül Bahçesine Dönüşecek”

2008 yılında Toplum ve Kuram dergisinin çıkarılmasıyla temellerini atan ve zaman içerisinde sosyal, siyasal ve iktisadi araştırmalar yaparak kurumsallaşan Zan Vakfı, özellikle gençlerin ve çocukların eğitimine önem verdiğini söylüyor. Vakfın yönetim kurulu üyesi ve eğitim destek program koordinatörü Cihat Çağırıcı, amaçlarının çocukların ve gençlerin yaşadıkları travmatik dönemi  onların yaşam koşullarını ve dirençlerini zayıflatmadan güçlü bir irade göstererek bu darboğazdan çıkabilmelerine olanak sağlamak olduğunu söylüyor.

Kuruluş hikayenizden bahsedebilir misiniz? Ve isminden tabi ki ismi nereden geliyor? Neden kurdunuz bu vakfı?

Zan Sosyal Siyasal ve İktisadi Araştırmalar Vakfı, Ekim 2014 tarihinde kuruldu. Ancak fikri ve pratik temellerinin atılması 2008 yılına kadar uzanmakta. Kürtlerin ve Kürt meselesinin Türkiye akademisinde ve siyasal tartışma zeminlerinde doğru ve hakkaniyetle yer almadığına dair eleştiriyle bir araya gelen bir grup genç akademisyen ve araştırmacının 2009 yılında yayın hayatına başlayan Toplum ve Kuram dergisini çıkarmayla bu temel atıldı. Derginin yanı sıra, zaman içerisinde seminer, panel, eğitim çalışmaları, konferanslar düzenleyen grup; faaliyetlerini geliştirmek, çeşitlendirmek ve kurumsal bir çatı altında toplamak gayesiyle genişleyerek Zan Vakfını kurdu.

Neler yapıyorsunuz, çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? Nasıl bir boşluğu dolduruyorsunuz ?

Diyarbakır merkezli kurulan Zan Vakfı, Toplum ve Kuram dergisinin yarattığı bilgi üretimi ve eğitim geleneğini sivil toplum alanının sosyal politikalar-projeler oluşturma ve uygulama dinamiğiyle birleştirerek toplumsal yaşama ve değişime etki etmek amacı taşıyor. Nitelikli bilginin üretilmesi, dolaşıma sokulması ve yaygınlaşmasının yanında her kademede eğitim faaliyetinin organize edilmesini amaçları arasında sıralayan Zan Vakfı, gençlerin ve çocukların eğitimine özel bir önem veriyor. Her kademede okullar oluşturmaktan, ihtiyacı olan öğrencilere burs vermeye; bugünün sorunlarını sosyal, siyasal, iktisadi, kültürel açılardan tahlil etmeye, tarihi ve hafızayı açığa çıkarıp sorgulamaya, tespit ettiği sorun alanlarında gücü oranında sosyal projeler üretip müdahale etmeye varan hedefler içerisinde kendini bir enstitü olarak örgütlemeye çalışmakta.

Ayrıca Diyarbakır’da siyasi ortamın yaratmış olduğu toplumsal bunalım, özellikle çocuklar ve gençler üzerinde olumsuz etkilere neden oldu. Bu alanda çalışma yürüten kurumların azalmasıyla beraber sosyal politikaların/projelerin üretilmesi acil bir gündem olarak karşımıza çıkıyor. Bu bağlamda Zan Vakfı tüm bu toplumsal, siyasal koşulların ağırlığı altında eğitim ve öğretimini sürdürmeye çalışan çocuk ve gençlere yönelik “ZAN Vakfı Eğitim Destek Programı”nı hazırladı.

Burada amaç çocukların ve gençlerin yaşadıkları travmatik dönemi  onların  yaşam koşullarını ve dirençlerini zayıflatmadan güçlü bir irade göstererek bu darboğazdan çıkabilmelerine olanak sağlamak. Kürt  toplumunda  ağır travma etkisi bırakan bu durumlar ile başa çıkabilmenin yolu çocuklar ile oluşturulan sevgi bağını güçlü kılacak böylesi kurumların büyümesi ve çoğalması. “ZAN Vakfı Eğitim Destek Programı” maalesef tüm bu zorluğu yaşayan çocuklara, ailelere destek olamama ve daha önce üniversite öğrencilerine sağlanan fonların durdurulması nedeniyle gençlere ulaşamama sıkıntısı yaşıyor. Bizim buradaki amacımıza katkıyı sağlayan siz değerli insancıl ruhu yaşamış bu sevgiyi ve acıyı iyi bilenlerin dayanışması vesilesi ile sürdürülmekte.

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki bizim geleceğimiz olan bu çocuklara elimizden geleni değil hatta elimizden gelmese bile yapabileceğimiz en iyi olanakları sunabilmeliyiz. Unutulmamalıdır ki onlara vereceğimiz bir fidan bir gül bahçesi olarak karşımıza çıkacak. Aynı acılardan geçmiş bizlerden başka çocukların sessiz çığlıklarını kim duyabilir kim bilebilir? Bugünse yaşadığımız bu refahı çocuklar ve gençlerimizle paylaşabilmeli, bu ruhani görevimizi en içtenlikle yerine getirebilmeli ve aramızdaki köprüyü güçlendirebilmeliyiz. 

Vakıfta kadın erkek eşitliği var mıdır? Toplumsal cinsiyet eşitliğini gözetiyor musunuz?

Vakıf gönüllülerimizin ve burs verdiğimiz öğrencilerin %70 kız öğrenci olmak zorunluluğu var. Eğitim destek programımız bünyesinde de şuan itibariyle 40 öğrenciye burs vermekteyiz ve bunun %70 en az kız öğrencilerden oluşuyor. 

İşbirliği yaptığınız kurumlar var mıdır?

Aslında çocuk denince iş birliği yapmamak mümkün mü? Biz her çocuk ile aslında işbirliği içindeyiz. Kurumumuz çocuk çalışmalarında en son Mezopotamya Caz  Müzik ve Dans Kültür Derneği ile Mikro Fon projesi kapsamında Genç  Kareograflar etkinliğini gerçekleştirdi. Burada 15 çocuk 4 gün gibi kısa bir zaman içerisinde toplu çalışma ile bir etkinlik gerçekleştirdik. Etkinliklerimiz ‘ZanVakfı’ instagram hesabında paylaşılmakta. Zan vakfı olarak Diyabakır da bir çocuk ağı kuruldu biz de geç oldu güç olmasın diyerek katıldık. Diyarbakırlı çocuklarımıza faydası dokunacak her proje de yer alacağız. Güç birlikte olursak güçtür.

Kendi ilinizde sizinle aynı alanda çalışan başka dernekler-vakıflar  var mı  birbirinizden haberdar misiniz birlikte çalışabiliyor musunuz?

Zan vakfı gibi bu çocuklardan gelen eğitmen kadrosu gibi bir kadro olduklarını hiç duymadım. İnanır mısınız bizim tüm eğitmenlerimiz bu çocuklar, şimdi bunlardan biri, yani ben Eğitim Destek Programı Koordinatörlüğünü yapıyorum. Rehberlik hizmetini, sağlık ilk yardım eğitimi veya sosyal etkinlikler ya da okul dersleri konusunda çalışmalar hemen hemen tüm çalışmalarımız bu çocuklardır zaten bu yüzden bugüne kadar hep başarıyla yürüyoruz. Şimdi bu çocuklardan doktor, öğretmen, hemşire vs.. birçok branşta mezun da vermiş oluyoruz. Zan Vakfı hep var olan bir vakıf. Yeni kurulmuş değil ki ama yine söylüyorum maalesef ki maddi imkansızlıklar her kurum gibi bizi de yıpratıyor ve çalışmalarımızı kıt kanaatle yerine getiriyoruz. Tüm eğitmenlerimiz gönüllü çalışan hatta maddi destek de gönüllü eğitmenlerimiz yapıyor.

Nasıl ayakta kalıyorsunuz , sürdürülebilirliği nasıl sağlıyorsunuz ?

Bu program da mezun olmuş eğitmenlerimizin desteği büyük, buradan tüm eğitmenlerimize yürekten teşekkürü  borç biliyoruz. Ayrıca fonlar ve projelerle ayaktayız. Her kurum fonlara ihtiyaç duyduğu gibi biz de duyuyoruz. Bizim için en büyük sürdürülebilirlik burada yetişen çocuklar ileride kendileri gibi olan çocukları unutmaması ve burada aile bilincinin her zaman varlığını hissettirdiğidir. 

Diyarbakır’daki gençlerin ve/veya çocukların ne gibi sorunları ve ihtiyaçları var. Özellikle sivil toplum bağlamında değerlendirmenizi istiyorum.

En büyük sorun eğitim açlığı olarak görüyorum. Diyarbakır çocukları ve gençleri ile çok zengin bir kent. Biz gücü elinde bulunduran Diyarbakırlı İş İnsanlarımıza sesleniyoruz gelin bu zenginliğe sahip çıkalım, maalesef sahip çıkamadığımız çocuklar ve gençler; 

  1. Madde bağımlılığı
  2. Çocuk işçiliği
  3. Eğitim yetersizliği
  4. Sosyal aktivite yetersizliği
  5. Psikolojik destek yetersizliği
  6. Maddi yetersizlikler
  7. Aile ihmali
  8. Aile suiistimalleri
  9. Özgüven eksiklikleri gibi

Ve bu çocuklarımız ileride suça meyilli olduklarında çaresiz kaldıklarında tüm suçlu yine çocuklar olmuş oluyor, bunu reddediyoruz. Tüm suçlu bu çocuklara el uzatabileceği imkanı olduğu halde bunu görmezden gelmek. Biz her zaman her çocuğun gül bahçesine dönüşmesine olanak sağlamaya devam edeceğiz. Ama her çocuğa yetişemiyoruz. Umudumuzu büyütmeye davet ediyoruz. Gelin her bir çocuğun bir umudu da siz olun.

Çocuk çalışmaları dışında neler yapıyorsunuz ? Toplum ve Kuram dergisi çıkmaya devam ediyor mu?

Türkiye ve Ortadoğu toplumları üzerine sosyal, siyasal ve iktisadi bilimlerin tüm alanlarını kapsayan, bu alanların disiplinler arası bir anlayışla ele alındığı her türlü konu hakkında bilimsel akademik araştırmalar yürütmek ve bu çalışmaların yürütülmesine katkıda bulunmak, sosyal bilimler alanında çalışmayı hedefleyen yeni kuşakları teşvik etmek ve söz konusu başlıklar altında çalışma yürüten bilim insanları arasında bir köprü oluşturarak koordinasyonu sağlamak amacıyla çıktığımız bu yolda bir çok başarıya imza attığımızı düşünüyoruz. 

Zan eğitim destek programı bünyesinde şuan 25 lise öğrencisi 4 ilkokul ve11 ortaokul öğrencisine toplamda 40 öğrenciye burs desteği verilmekte. 

Kurum olarak: Ezidilerin yaşadığı çoğrafya, inanç sistemleri, göç yolları , kaldıkları mekanları ve yarın düşleri kendi anlatımlardan yola çıkarak verilmeye çalışılan Kanatların Gölgesinde ‘Şengal Dile Gelirse‘ kitabı, Ezidilerin 73. Fermanı Şengal Soykırımı ve Yüzyıllık Ah 1915 Diyarbekir basımlarını gerçekleştirti. Halen Toplum ve Kuram (12 sayı yayınlanmıştır) dergilerini basmaya devam etmekteyiz.

Sivil toplumun en büyük sorunu nelerdir? Önünüze nasıl engeller çıkıyor ve bu engelleri nasıl aşıyorsunuz ?

                 1- Toplumsal huzursuzluk

                 2- Bencillik

                 3- Siyasal gerginlikler

                 4- Gönüllü katılımın yetersizliği

                 5- Toplumdan uzak yaşayış anlayışı yaygınlaşıyor.

                 6- Çatışma ortamı ve duyarsıszlık

                 7- Sosyal aktivite eksikliği

                 8- STK’lar arası ilişki bozukluğu

Biz kurum olarak oluşabilecek bu sorunları en aza indirgemeye ve bu durumların çocukları etkilemesine izin vermeyerek çalışmalarımızı hassasiyetleri de gözeterek yapmaktayız. Faaliyetlerimiz çoğunlukla sanatsal etkinlikler ve geziler yapılarak çocukların sosyal aktivite ihtiyaçlarını yerine getirmekteyiz. STK olarak yapılacak ortak sanatsal etkinliklere ihtiyaç olduğu açık. Herkesin kabuğuna çekilmesinden ziyade ortak etkinlik ve faaliyetlere imza atmaya ihtiyacımız var.

Özellikle çocuk alanında faaliyet yürüten kurumlar olarak ortak ağ da çalışmalara ve çocukların kaynaşması ve sosyal alanlarda yetişmesi için düzenli olabilecek ilgi alanlarını keşfetmeye yönelik çalışmalara yoğunluk verilmesi gerekmekte. 

Maddi imkansızlıklar evet var maalesef ama biz bunu bahane edip kabuğumuza çekilmek yerine mücadele etmeye devam etmeli ve çocuklara alan açarak ileriye dair huzur ve inanç aşılamalı ve bunu hissettirebilmeliyiz. Toplumun şuan en çok şhtiyacı olan şey huzur. Bunu önce biz kendimiz çocuklara sağlamalıyız ve bunun büyümesinde aktif olarak rol almalıyız. Biz kurum olarak çocuk çalışmalarında hiçbir ayrım gözetmeden ve gelişime aç çocuk yetiştirmekten asla geri durmayacağız. Son olarak burada tüm Diyarbakırlı İş İnsanlarımıza seslenmek istiyoruz gelin hep beraber bir fidan ekelim ve bir gül bahçesine dönüştürelim. Eğitim Destek Programımızı büyütmeye ve geliştirmeye sizlerle daha çok çocuğa ulaşalım. 

Gelecek planlarınız nelerdir?

Ofisimizi tarihi bir mekan da çocuk evi projesi haline getirmek, burada ki çocukların her tür eğitim atölyelerinin olduğu, oyun odalarının olduğu ve çocukların rahatlıkla ulaşabileceği stres ve yorgunluğu bedensel ve ruhsal anlamda kendini ev huzurunu bulabileceği bir mekan kurma planımız vardır. Burada en az bir uzman psikolog ve rehberlik eğitmenin olacağı çocuklara yol göstereceği bir alan olacaktır.  Bunun içerisinde mekan bulma arayışımız ve mekanı restore etme çabalarımız sürüyor. Fakat zor süreçler içerisinde geçtiğimiz bir dönemdeyiz ve bu planımız şuan hayale dönüşmüş durumda maalesef ki yetersiz fon ve imkansızlıklar bunu gösteriyor. Gerçeğe dönüştürmek hepimizin elinde hadi gelin hep beraber bu hayalimizi gerçekleştirelim demek istiyorum. Çocukların bir fidan olduğunu unutmayalım. Yeşerteceğimiz her fidan bir gül bahçesi olacağını unutmayalım. Geleceğimizin inşası çocuklardır.