“Yerel Yönetimlere İnsanlar Siyasi Görüşlerine Bakmadan Başvuruyor “

Yerel yönetimlerin güçlendirilmesinde yerel yönetimler sivil  toplum ilişkisinin yeterli olmadığını, sivil toplum kuruluşlarının bu anlamda uzmanlığı ölçüsünde bilgi aktarımı yapması gerektiğini ifade eden İlke Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Yusuf Alpaydın ile yerel yönetimlerin eğitime katkısı ve etkisini konuştuk. 

Yerel yönetimlerin eğitim alanındaki mevcut çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yerel yönetimler görebildiğim kadarıyla eğitim alanında birkaç türde faaliyet gerçekleştiriyor. Bunlardan ilki okulların bakım onarım ve donanımlarına yapılan katkılar. İkincisi İSMEK ve diğer belediyelerde benzeri yapılanmalar olan yetişkinlere yönelik meslek ve hobi amaçlı eğitimler. Bunu dışında da yine bilgi evleri gibi çocuk ve gençlere okul saatleri sonrasında açılan ve okul dersleriyle ilgili destek eğitimler sunan organizasyonlar öne çıkıyor. Şüphesiz tamamı belirli toplumsal ihtiyaçlardan hareketle geliştirilmiş önemli faaliyetler. Önümüzdeki yıllarda belediyelerin bu tür hizmetleri artırarak devam ettireceğini düşünüyorum.

Bu çalışmaların daha etkin olması için neler yapılmalı?

Belediyelerde ulaşılan kişi sayısı çok önemli olabiliyor. Bu nedenle zaman zaman sunulan çalışmaların kalitesi oldukça düşük kalabiliyor. Öncelikle sayı takıntısından kurtulmalı yerel yönetimler. Bunun haricinde herhangi bir eğitim başarılı olması için gerekli olan planlılık, nitelikli eğitmen, nitelikli kaynak, nitelikli mekan gibi koşulların sağlanması gerekir. Örneğin, bu eğitim hizmetlerini yapacak kişilerin istihdamında liyakat yerine kayırmacılık olursa bütün sistem çökecektir. 

Eğitim çalışmalarının kapsayıcılığının geliştirilmesi için yapılması gerekenler?

Toplum sunulan hizmetlere oldukça duyarlı. Kaliteli bir hizmet sunulduğunda belediyenin hangi siyasal grup tarafından yürütüldüğüne bakılmaksızın insanlar bu hizmetlerden faydalanmak için talepte bulunuyor. Yani kaliteli bir hizmet sunulduğunda toplumun tüm kesimlerini daha kolay kapsayabiliyor. Bir de tabii ki hizmet birimlerinin belirli merkezlerde toplanması yerine coğrafi olarak dengeli bir şekilde dağılması hizmetlere erişimi kolaylaştırarak kapsayıcılığı da artırıyor.

Yerel yönetim, çocuk, eğitim başlığı size hangi çalışmaları çağrıştırıyor.

Yerel yönetimler eğitim kurumu değiller. Ancak eğitime destek açısından stratejik bir öneme sahipler. Belediyeler şehirlerin yönetiminden sorumlu olduğuna göre öncelikle şehirlerimizin daha öğretici hale gelmesine katkıda bulunabilirler. Ülkemizin her şehri, tarih, kültür ve yaşanmışlıklara sahip. Şehirlerin bu tecrübeleri, değerleri çocuk ve gençlerle onların dilinden konuşarak buluşabilirse şehirlerimizin kendisi açık hava okullarına dönüşmüş olur. Yerel yönetimler öncelikle bu alana odaklanmalı.

Kurumunuzun yerel yönetimlerle eğitim  başta olmak üzere çocuk alanında yaptığı çalışma ve projeler var mı?

Evet var. Üsküdar Belediyesi Bilgi Evlerinde dini ve ahlaki gelişimi geliştirmeye dönük bir eğitim programının oluşturulması konusunda belediye ile ortaklaşa bir çalışma yürüttük. Bilgi evlerinden seçilen öğretmenlere eğitici eğitimleri yaptık. Ardından proje bilgi evleri tarafından bizden destek almadan yürütülebilir hale gelinceye kadar öğretmenlere mentörlük desteği verdik. Şu anda bizim desteğimiz olmadan bu projeyi yürütüyorlar. 

Sivil toplum ve yerel yönetimlerin eğitim konusunda işbirliği konusundaki  mevcut durumu nasıl değerlendiriyorsunuz, neler yapılması gerekiyor? 

Sivil toplum ruh demek, heyecan demek, şevk demek, adanmışlık demek. Nitelikli ve karşılıklı faydalanmaya dönük işbirlikleri yerel yönetimlerin hizmet birimlerine ciddi katkılar sağlayabiliyor. Halihazırda çoğu zaman STKlar daha çok yerel yönetimlerden bir şeyler talep eder konumdalar. Faaliyetlere lojistik destek, sponsorluk, mekan kullandırma gibi talepler öne çıkıyor. Bu nedenle STKlara yönelik olumsuz bir takım yargılar da oluşmuş gibi gözüküyor. Nitelikli bir işbirliği sağlanabildiğini de düşünmüyorum. Bence burada sorumluluğun büyük kısmı STK’lara düşüyor. STK’lar belirli alanlarda ihtisaslaşmaya ve ürettikleri bilgi ve deneyimleri daha aktarılabilir bir hale getirmeye gayret ederse işbirliği zemini güçlenecektir.