Hemşehri Deyip Geçme: Hemşehri Derneklerinin Türkiye Sivil Toplumundaki Yeri

İçişleri Bakanlığı’na bağlı Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğü’nün sitesine göre Türkiye’de faal olan hemşehri derneklerinin sayısı 15 bin 941. Bu sayı, faal olan tüm derneklerin yüzde 7.2’sini oluşturuyor. Hemşehri dernekleri Türkiye sivil toplumunda nicel olarak büyük bir yer kaplıyor. Bu dosya çalışması ise hemşehri derneklerinin oynadığı nitel rolü incelemeyi amaçlıyor.

Türkiye’de 1950’li yıllardan itibaren kırdan kente gerçekleşen yoğun göç, şehirlerde “hemşehrilik” adı verilen kültürü yarattı. Göçün büyük oranda tamamlandığı günümüzde, hemşehrilik kültürü hala devam etmekte. Bu kültürü koruyan hemşehri dernekleri ise sivil toplum içerisinde özgün bir yere sahip.

İçişleri Bakanlığı’na bağlı Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğü’nün sitesine göre Türkiye’de faal olan hemşehri derneklerinin sayısı 15 bin 941. Bu sayı, faal olan tüm derneklerin yüzde 7.2’sini oluşturuyor. Hemşehri dernekleri Türkiye sivil toplumunda nicel olarak büyük bir yer kaplıyor. Bu dosya çalışması ise hemşehri derneklerinin oynadığı nitel rolü incelemeyi amaçlıyor.

Geçmişte Mersin Üniversitesi’nde Kamu Yönetimi bölümünde öğretim görevliliği yapan Ulaş Bayraktar, kaleme aldığı “Formalleşen Hemşehri Dayanışma Ağları” adlı makalesinde, görüşme yaptığı hemşehri derneği yöneticilerinin hemen hepsinin kuruluşlarını her şeyden önce birer “kültür platformu” olarak algıladığını söylüyor:

“Amaçlarının, memleketlerine ait kültürü kendi aralarında yaşatmaya çalışmanın ötesinde, yeni kuşaklara ve ‘yabancılara’ tanıtabilmek için çeşitli faaliyetler yürütmek olduğu hemen hemen her dernekte çok benzer ifadelerle duyduğumuz bir saptamadır.”

Bugün Çankırı Karatekin Üniversitesi’nde çalışan Doç. Dr. Gürbüz Özdemir, “Tampon Mekanizmadan Siyasal Aktörlüğe” adlı makalesinde hemşehri derneklerinin siyasi rollerine dikkat çekiyor. Kırdan kente göç etme sürecinde, insanların şehirlileşmesinde bir adım olarak ‘tampon mekanizma’ işlevi gören hemşehri dernekleri Özdemir’e göre; “demokrasiye katkı yapabilecek potansiyele sahip bir ‘siyasal aktör’ konumuna gelmişlerdir.”

Akademi dünyasında hemşehri derneklerine, sivil toplum içerisinde bir önem atfedilse de sivil toplum dünyasıyla bu dernekler arasında bir mesafe olduğunu gözlemleyebiliyoruz.  

Söz konusu mesafeyi tanımlamak için başlattığımız dosya çalışması boyunca;

-Hemşehri derneklerinin işlevleri nedir?

-Bu derneklerin geçmişten bugüne yaşadığı fonksiyonel değişim kendini nasıl gösterdi?

-Türkiye sivil toplumu hemşehri derneklerine nasıl bakıyor?

-Hemşehri derneklerinin siyasal mekanizma içerisindeki yerleri ne şekilde tanımlanır?

şeklindeki soruların izini sürdük.

Hemşehri derneklerinin varoluşundan bu yana gösterdiği gelişim ve dönüşüm hakkında konuşan Gürbüz Korkmaz, bu derneklerin “siyasi aktör” şeklindeki rollerini tanımlayacak.

Türkiye’nin ilk federasyon derneklerinden biri olan Kafkas Dernekleri Federasyonu’nun bir hemşehri derneği olarak kuruluş hikayesini ve çalışma alanlarını federasyon başkan yardımcısı Ömer Atalar’dan dinleyeceğiz.

Ulaş Bayraktar, hemşehri dernekleri ile sivil toplum dünyası arasındaki mesafeyi tanımladı ve bu derneklerin sivil toplum içerisindeki rolünün önemini vurgulayacak 

1940’larda çeşitli şehirlerden İstanbul’a göç eden Rumelihisarı mahallesi sakinlerinin hemşehri dayanışmasını mahalleli dayanışmasına döndürme hikayelerini dosyamızda göreceğiz.

Son olarak Mehmet Ali Çalışkan dosya boyunca sorduklarımızı yanıtlarken, var olduğunu tespit ettiğimiz sorunlara da çözümler önerecek.

50’li yıllardan beri varlıklarını korumaya devam eden hemşehri örgütlenmelerinin Türkiye sivil toplumuna neler katabileceği, yine sivil toplum öznelerinin bir araya gelip konuyu ele almasıyla mümkün. Bu amaçla başlattığımız dosya çalışmasının, yapılacak katkılarla zenginleşmesini umuyoruz. 

Kapak görseli: Star Gazetesi