Diyarbakır Barosu’ndan Bireysel Silahlanmaya Karşı ‘#silahlanMA’ Kampanyası

19 Temmuz 2019
Diyarbakır Barosu, üyeleri Av. Müzeyyen Boylu, Av. Armanç Arkaş, İstanbul Barosu’na kayıtlı Av. Hüseyin Yama ve 29 Nisan’da öldürülen Av. İbrahim Ergin’in ardından bireysel silahlanmaya karşı kampanya başlattı. Kampanya Av. Armanç Arkaş’ın öldürüldüğü kafenin önünde bir basın açıklaması ile kamuoyuna duyuruldu.

Diyarbakır Barosu Başkanı Baro başkanı Av. Cihan Aydın, kampanyaları ile ilgili, ”22 Haziran’da bir arkadaşımızı yitirdik. Alakası olmadığı bir tartışmada araya girdiği için silahla öldürüldü. Onun öncesinde kadın meslektaşımız yine kocası tarafından silahla öldürüldü. bu iki olayın hemen akabinde yönetim kurulu olarak böyle bir kampanya yapılması  noktasında karar aldık. Baro ve Diyarbakır ile sınırlı kalsın istemiyoruz. İlerleyen süreçlerde hem tüm sivil toplum kuruluşlarını özellikle bu alanda çalışan sivil toplum kuruluşlarını, hem de diğer baroları da içine alacak Türkiye geneli bir kampanyaya dönüştürmek istiyoruz. ” dedi. Bireysel silahlanmanın önüne geçilmesi için, silah ruhsatlarının zorunluluk taşımadığı  ve güvenlik sorunu teşkil etmediği sürece kimseye verilmemesi gerektiğini vurgulayan Aydın, “Adli sicili temiz görünen ve parası olan herkesin alabildiği bir sistemin böyle vahim sonuçlar doğurduğunu görüyoruz.  Oysa silah verilecek kişilere eğitim verilmesi birden fazla hekimden oluşan kurullardan ve  hemen ardından psikolojik testlerden geçmesi gerekir. Silaha erişimin bu kadar kolay olmaması gerekir. Pratiğe baktığımızda bunun tam aksi uygulamalarla karşılaşıyoruz. ‘’ dedi.

Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Av. Aslı Pasinli de, toplumsal cinsiyet rollerinin ve kültürel kodların bu cinayetleri ve silahlanmayı teşvik ettiğini savunarak, “Ataerkil cinayetlerde oldukça sık denk geldiğimiz bireysel silahlanma hali Müzeyyen’in katlinde de varlığını gösterdi. Türkiye’de bireysel silahlarla her yıl öldürülen insan sayısının büyük bir oranını kadınlar oluşturuyor. Burada namlu çoğunluklu kadınlara çevrilmektedir. Ataerki cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddetin artmasında silah kullanımın yaygınlaşmasının etkisi aşikardır.’’ dedi. Pasinli, silah taşımanın erkeklik nişanesi olarak görüldüğünü, sünnet düğünleri, düğünler, futbol maçlarındaki coşkuyu silahlarla göstermenin bireysel silahlanmayı normalleştirdiğini belirterek, kültürümüzdeki maço erkekliğin kutsanması, at avrat silah gibi  söylemler, bilgisayar oyunları  ve TV dizilerinin bu normalleşmeyi beslediğini ifade etti.

‘’Devlet Silahlanmayı Kolaylaştırmamalı”

Devletin bireysel silahlanmayı kolaylaştırı değil caydırıcı mekanizmalar kurması gerektiğini belirten Pasinli, “Ciddi bir psikolojik muayene ve sıfır toleranslı hukuki yaptırımlar ortaya konmalıdır. Bir de ruhsatsız silahlar meselesi vardır ki tam bir grift haldir. Bu meseleye engel olacak yeni stratejiler belirlenmelidir Medyayı bu yönde kullanmak elzemdir. Tıpkı sigara ve alkol kullanımına yönelik insan yaşamına zarar veren bilgilendirici kamu spotlarının, bireysel silahlanma konusunda da televizyonlarda dönmesi gereklidir. Yasal düzenlemeler bu konuda güncellenmelidir. İnsanların toplu olarak bulunduğu eğlence-dinlenme vb. mekansal yerlere silahla girilememesine dair mevzuat genişletilmelidir. Ulusal ve uluslararası silah ticaretinin denetimi arttırılmalıdır. Suça karışanlara etkin soruşturmalar yapılmalıdır. Toplumsal düzende güven duygusu insanlar için vazgeçilmezdir. Adalete inanç azaldıkça, demokratik bir toplumsal yapıdan uzaklaşıldıkça bir mafya toplumuna dönüşürüz.’’ diye konuştu.