Sanat Ve Kültür Yoluyla Bağlantılar Kuruldu

İstanbul Kültür Sanat Vakfı, Hollanda Ankara Büyükelçiliği ve Hollanda İstanbul Başkonsolosluğu ortaklığıyla düzenlenen ‘Sanat ve Kültür Yoluyla Bağlantılar Kurmak’ adlı konferans geçtiğimiz günlerde Feriye’de gerçekleşti.

İki gün süren konferansta sürdürülebilir şehirler, kültürel miras, çocuk ve sanat, festivaller gibi çeşitli başlıklarda oturumlar düzenlendi. Panellerde yerel yönetimlerin kültürel planlama stratejileri, farklı kültür yönetimi modelleri, sözlü tarih çalışmaları, kültür-sanatta katılımcılık, kültürel çeşitlilik gibi konular şehir ekseninde tartışmaya açıldı. 

İKSV Kültür Politikaları Çalışmaları Direktörü Özlem Ece Aydınlık, “Sanat ve Kültür Yoluyla Bağlantılar Kurmak Konferansı”nın 15 ay süren bir araştırma projesinin sonucunda yapıldığını belirterek, “Hollanda İstanbul Başkonsolosluğu tüm Türkiye’ye yönelik kültürel hayatı araştırmak, bugünkü kültürel üretimin zenginliğini keşfetmek üzere bir yola çıkmak istediğinde buna memnuniyetle katkıda bulunmak istedik. ” dedi. Kültür politikalarında ‘yerelleşme esastır’ dediklerini belirten Aydınlık, ” Türkiye’nin coğrafi bölgelerini içeren bir rota çizdik, 7 bölgeden 19 şehir belirledik. Projenin başında 3 ay süren bir masa başı araştırması yaptık, gidilecek şehirlerdeki potansiyel kurumları belirledik. Randevuları aldık ve 1 sene süren saha araştırmasına başladık. Bir sivil toplum kuruluşu olarak kendi ağımızda yer alan bütün bağlantıları kullandık. Her şehirle ilgili raporlar kaleme aldık ve başkonsolosluğa sunduk. Kültürel hayatta mevcut durum ne, olası fırsatlar veya zorluklar neler? Bütün bu araştırmanın amacı Hollanda İstanbul Başkonsolosluğu’nun yeni partnerler edinmesine sağlamak ve iş birliklerinin yolunu açmaktı. Bugün gelinen noktada bu proje, İKSV’nin de birçok ortak edinmesini sağladı.” şeklinde konuştu.

Konferansın ana moderatörü olan Yekta Kopan, bu konferansı kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve kültür sanat dünyasıyla ilgili herkesi buluşturması açısından değerli bulduğunu söyledi. Burada oluşan birikimin, diyalogları artırma yolunda önemli rol oynayacağını düşünen Kopan’a göre, kültür ve sanat çoğaldıkça bağlantılar oluşuyor. Çoğalmak, diyalogla başlıyor. Bu konferansta diyalogların oluşmasında etkili oldu. 

“Kalkınma Konusunda Temel Matematik, Bağlantılanma”

 UNDP İyi Niyet Elçisi ve oyuncu Mert Fırat, Birleşmiş Milletler’in öncü kalkınma ajansı olan UNDP’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden bahsetti. 17 küresel hedefin, iklim değişikliği, ekonomik eşitsizlik, yenilikçilik, sürdürülebilir tüketim, barış ve adalet gibi alanları içerdiğine dikkat çekti. Bu konularda bağlantılanma fikrinin kendisini heyecanlandırdığını dile getiren Fırat, bu konuların birbirini içerdiğini, bağlantılandıkça sürdürülebilirliğinin artacağını söyledi. Sürdürülebilir olmanın uygulanabilir olması gerektiğin anlatan Fırat, fikir bazında değil, sahada da çalışmak gerektiğini belirtti. 

Troya Kültür Rotası projesini örnek veren Fırat, Troya’dan başlayıp Assos’a ulaşan bir rota oluşturulduğunu, bölgenin zengin arkeolojik, tarihsel ve doğal mirasının görünür kılındığını, bu projenin birçok kalkınma hedefini de gerçekleştirdiğini belirtti. Yerel, ekonomik, kültürel kalkınma konusunda temel matematiğin bağlantılanma olduğuna dikkat çeken Fırat, bağlantıların doğru kurulması adına bu tip konferansları önemli bulduğunu ifade etti.

(Özel Röportajlar İçin Tıklayınız)

“Kültür Ve Sanat, Diyalog Oluşturmanın En İyi Yolu”

Hollanda Kraliyeti İstanbul Başkonsolosluğu Kültür Başmüşaviri İpek Sur van Dijk, kültür ve sanatın öncelikle evde başladığını ifade etti. Evden sokağa, ordan caddeye, caddeden şehre ve en son ülkeye yayıldığını aktaran Dijk, Hollanda Türkiye arasında diyalog oluşturmak için kültür ve sanatın en iyi yol olduğunu söyledi.

Dijk, “Amsterdam’da 180 farklı millet yaşıyor ve orada ‘herkesin söylediğinin önemli olduğu’ bir sistem var. Bu projede de herkesin fikrini ve hikayesini dinlemek bizim için çok önemliydi. Çünkü kültür politikaları oluşturmanın en önemli yolu, önce insanları dinlemek, deneyimleri dikkate almak, sonrasında bunu bürokratik dile dökmek…” dedi.

“Kalkınmanın Bir Ayağı da Kültür Sanat”

Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) Planlama, Programlama ve Koordinasyon Birim Başkanı Mehmet Emin Çakay, DAKA olarak 785 projeye 346 milyon kaynak ayırdıklarını ifade etti. Son iki yıldır beşeri kalkınmaya ve projelere yönelik yoğun çalışma içerisinde olduklarını söyleyen Çakay, Van’daki Tuşba Tiyatrosu’nu örnek gösterdi. Van’da 12-29 yaş aralığındaki 160 gence kültür ve sanat eğitimleri verildiğini, gençlerin dünyasının ancak kültür ve sanat yoluyla zenginleştirilebileceğini aktaran Çakay’a göre, kalkınma tek başına bir olguyu ifade etmiyor, onun bileşenleri var. Bu bileşenlerden en önemlisi ise beşerî sermaye. İnsanın mental ve bilgi olarak birçok alanda gelişmesiyle birlikte kalkınmanın önemli bir sacayağı tamamlanmış oluyor aslında. Kültür de insana yapılan yatırımın bu bağlamda en önemli olgusunu ifade ediyor. 

(Özel Röportajlar İçin Tıklayınız)

 “Belediyeler, Kültür Sanatı Odağına Almalı”

2019-2019 Dönemi Hatay Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir, Türkiye’de birçok belediye başkanının bilgi birikimi ve sanata duyarlılığı ölçüsünde bu alana yatırım yaptığını ifade etti. Partilerin kültür sanatla ilgili bir duruşu olmasının şart olduğunu ileri süren Nehir, siyasi partilerin kültür sanat politikalarını belirleme aşamasında vatandaşın talepkar olması gerektiğini söyledi. Nehir, “Siyasiler, seçmene gittiği zaman vatandaşa ‘ne istiyorsunuz’ diye soruyor. Alınan cevaplar yol, su, iş üzerine… Kültür sanata sıra gelmiyor. Ancak ülkedeki yerel yönetimlerin bu programlara gelip kültür sanat yoluyla hayata ne kadar dokunabileceklerini bir de buradan görmesi gerekiyor.” dedi.

(Özel Röportajlar İçin Tıklayınız)

Ekolojik Yaşam Bilinci Sanatla Verilebilir mi?

Bir Tohum Vakfı Koordinatörü Güneşin Aydemir’e göre bağlantı kurmanın iki bileşeni var. Biri buluşmak ve tanışmak, diğeri birlikte iş yapmak. Bu ilişkiler, buluştuktan sonra üretime dönüşüyorsa ekosistem açısından anlamlı. Bu birliktelikler kültür sanatla beslenebilir. Ekolojik yaşam bilinci de bu yolla verilebilir. Çanakkale Çamtepe’de müzik ve tasarım okulları açsalar da doğrudan sanatla ilgili bir şeyler yapmadıklarını ancak yapılan her şey doğayla ilgili olduğu için sanatsal olduğunu belirten Aydemir, “Sanatın en önemli gücü bizim mana dünyamızla ilgili olması. Bu çağdaki insanın en büyük ihtiyacı bu; manalandırmak. Yaptığımız pek çok şey, kullandığımız ürünler manadan yoksun ve sanat bu manayı geri verebilir.” diye konuştu.

GOLA Kültür Sanat ve Ekoloji Derneği Başkanı Refika Kadıoğlu, silah kelimesini sevmese de sanatın çok güçlü bir silah olduğunu söyleyerek sözlerine başladı. Yeşil Yayla Festivali sayesinde yıllarca kültür ve sanat yoluyla bağlantılar kurduklarını aktaran Kadıoğlu, festivallerin şehre katkısına dikkat çekti: “Yerel halka ait oldukları kültürün ne kadar önemli bir şey olduğunu fark ettirdi. Uluslararası müzisyenlerle yerel müzisyenleri hiyerarşi olmadan aynı sahnede ağırladık. Bu da bir farkındalıktı. Bir yandan turizme katkı sağladı. Turizmin de kültürü gelişti. Kültürün paylaşımı içim sanatın araç olması ayrıca önemli.”

Her Yerde Sanat Derneği Kurucu Ortağı Pınar Demiral, “Bazen en yakınımızdakilere çok uzak, en uzaktakilere en yakın hissedebiliyoruz. Bu konferans bize bunu gösterdi. Karadeniz, Mersin derken burda tanıştığımızda hemen kucaklaşıp aileden biri gibi hissedebiliyoruz. Birbirimizle bağlantı kurmadan, iletişime geçmeden kitlesel hale getiremeyiz. Burada da doğrudan bir iş birliği süreci oluştu.” dedi.

Fotoğraf ve videolar: Sevde Tunç