Uyuşturucuyla Mücadelede En Önemli Adım; Bağımlı Olmadan Engelleyebilmek

Yeşilay Mersin Şube Başkanı Mehmet Nezir Şendur, 26 Haziran Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığıyla Mücadele Günü kapsamında yaptığımız söyleşide, bağımlılıkla mücadelede kamu kurumları, STK’lar, medya ve özellikle ailelerin destek ve mücadelesinin önemli olduğunu vurgulayarak, herkesin daha etkin rol almasının önemine değindi.

Gençlerde uyuşturucu kullanımının arttığı belirtiliyor, onları uyuşturucuya iten sebepler neler?

Gençlerimizi bağımlılıkla tanıştıran kötülük maalesef onlara çok yakın. Gençlerimiz merak, özenti, aile sevgisinden yoksun olma, boşlukta olma, kendini ispat etme çabası gibi nedenlerle uyuşturucu kullanımına yönelebiliyorlar. Biz Yeşilay olarak uyuşturucu kullananı tedaviden ziyade, uyuşturucuya başlamamayı temin etmeye çalışıyoruz. Ayrıca bağımlı bir insanı tedavi ve rehabilite ettikten sonra çalışma ortamı da sağlanmalı. Topluma yeniden kazandırılmalı. Alt zemin hazırlanmalıdır. Hasta rehabilite olduktan sonra buna nasıl bir iş imkanı sağlarız da bir daha buraya tekrar dönmez, bunlar araştırılmalı. 

Bu konudaki toplumsal bakış nasıl olmalı?

Toplum bir bağımlı ile karşılaştığı zaman öncelikle suçlu gözüyle bakmamalı, tedavi olması için telkin ve önerilerde bulunmalı. Yadırgamamalı, bir toplum hastalığı olduğunu, tedavinin ayıp olmadığını vurgulamalı. Burada asıl büyük görev ailelere düşüyor. Aileler tedavi olması gereken çocuklarına bir suçlu gözüyle değil, iyileşmesi gereken bir hasta gözüyle bakmalılar. Tedavide destek olmalı, asla yalnız bırakmamalı ve çocuklarıyla ilgilenmeliler. İhtiyaç duyduklarında bizlerle iletişime geçebilir, tbm.org.tr sitesinden veya YEDAM (Yeşilay Danışma Merkezi) Hattımız 444 79 75 numarası üzerinden destek, bilgi ve yardım talebinde bulunabilirler.

STK’ları ve kamuyla işbirliği yapıyor musunuz?

Bizim evvela Yeşilay olarak gerek Mersin’de gerek Türkiye genelinde bir çalışma grubumuz var. Bunun yanı sıra bütün kurumlarla iş birliği içerisindeyiz. Milli Eğitim Bakanlığı, İç İşleri Bakanlığı, Amatem, belediyeler, Sağlık Bakanlığı, Diyanet, ceza evleri, Adalet Bakanlığı ve sivil toplum kuruluşlarıyla sürekli iş birliği halindeyiz. Bunların hepsi bizim ortak çalışanımız, hepsiyle beraber hareket ediyoruz.

Uyuşturucuyla mücadele ile ilgili yaptığınız projelerden bahseder misiniz?

Pek çok projemiz var. TBM diye bir projemiz var: Türkiye Bağımlılıkla Mücadele projesi. Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak yürüttüğümüz bir proje. Burada ilkokul çağlarındaki çocuklara gerek rehber öğretmenler gerek formatör öğretmenler eşliğinde sigara, alkol, uyuşturucu veya teknoloji bağımlılığı ile ilgili zararlarını daha küçük yaşlarda eğiterek anlatmayı amaçlıyoruz.  Madde kullanımıyla mücadelede en önemli adım, en önemli yöntem hiç başlamamasını sağlamaktır. Bulaşmadan engellemek istiyoruz. Dünyada tek örneği olan bu projeyle bugüne kadar 10 milyon öğrencimize ve 2 milyon yetişkine ulaştık, bağımlılıkla mücadelede farkındalıklarını arttırdık.  

Hayata Gülümse projemiz bağımlı insanların rehabilite olduktan sonra topluma entegre olabilmelerini sağlayan bir çalışma. Biz öncelikle insanlar bağımlı olmadan, önlemeye yönelik mücadeleye dikkat ediyoruz. Ama madde bağımlısının tedavi olduktan sonraki süreci de çok önemli. Yeniden topluma karışabilmeli. Hayata Gülümse Projesinde de meslek edindirerek iş imkanı sağlıyoruz. Tedavi olduktan sonra yeniden madde kullanımına yönelmemeleri için topluma kazandırılmaları çok önemli. Cezaevinde rehabilite edilmiş insanların da meslek öğrenmeleri için Hayata Gülümse Projesi önem arz ediyor. 

Ücretsiz ve ayakta tedavi olanağı sağladığımız YEDAM (Yeşilay Danışma Merkezi) projemiz var. Emniyet veya polisten çekindiği için tedaviye yanaşmayan bağımlılar için var burası. İç İşleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı ile ortak yürüttüğümüz bu projede hekimlerin ve sağlık çalışanlarının buraya başvuran bağımlıları ihbar etme yükümlülüğü kaldırıldı. Buradaki amaç emniyetten çekindiği için tedavi olmaya yanaşmayan bağımlılara da ulaşabilmek. Bağımlılar veya aileleri buradan ücretsiz faydalanarak psiko-sosyal destek ve rehabilitasyon desteği sağlayabiliyorlar. Türkiye’nin her şehrinde açılması planlanan ve şimdiye kadar 30 şehrimizde açılan YEDAM’ın Mersin’de de açılması için Büyükşehir’den yer talep edeceğiz. 

Uyuşturucuyla mücadelede neler yapılabilir? 

Bununla ilgili geçtiğimiz haftalarda Büyükşehir Belediyesi ile birlikte pek çok kurumun da katıldığı bir çalıştay düzenledik. Bağımlılıkla ilgili Yeşilay olarak bizim ve diğer kurumların eksikleri nelerdir, neler yapabiliriz, bunlar üzerine konuştuk. Ne yazık ki Mersin uyuşturucu konusunda transit bir şehir, çok ciddi bir şekilde aktarım yapılıyor buradan. Türkiye’de bugün 250 bin bağımlı var. Şu anda ciddi derecede uyuşturucuyla mücadele söz konusu, emniyet güçleri tarafından ele geçirilen uyuşturucu miktarı dünya ülkeleri içerisinde toplam yakalanan uyuşturucu miktarı kadar. Bu, mücadelenin ciddiyetini gösterir. Türkiye’de uyuşturucu kullanımı çok fazla ama mücadele de var. Bu konuda Avrupa’dan çok daha iyi konumdayız. Önemli olan bağımlı olmadan önce önlem alabilmek.