Chalak Events’ten “Kürt Edebiyatı Ve Yayıncılık” Paneli

Chalak Events İstanbul’da ikamet eden Kürt gençlerinin kurmuş olduğu bir topluluk. Kürt dili ve kültürünü yaşatmak, dili canlı kılmak için çalışan grup 19 Mayıs Pazar Günü ‘Ulusal Kürt Dil Bayramı’ ile ilgili Kürt Edebiyatı ve Yayıncılık üzerine İsmail Beşikçi Vakfı’nda bir panel düzenleyecekler.

Kürt aydın ve sanatçıların çalışmalarını birbirlerinden haberdar etmek ve bu çalışmaların görünürlüğünü arttırmak istediklerini söylüyorlar. Geçen yıl Chalak Events ile kuruluş hikayelerini ve gelecek planlarını konuşmuştuk. Geçen yıldan bu yana olan çalışmalarını ve Kürt Dil Bayramı  kapsamında düzenleyecekleri  “Cejna Zımanê Kurdî û Weşangerî” (Kürt Dil Bayramı ve Yayıncılık) etkinliğini Tofan Sûnbûl ile konuştuk.

İlginizi Çekebilir : Celadet’in Hawar’ı 1932’den Beridir Kulaktan Kulağa Yayılıyor

Chalak Events’in çalışmaları nedir, bu sene neler yaptı ve neler yapmayı planlıyorsunuz?

Çalışmalarımız arasında Kürtleri ilgilendiren her şeye yer veriyoruz. Kürt edebiyatı, dili, kültürü, sineması, tiyatrosu, ifade edilişi ve bilimum sanatını kapsıyor.

Bu senenin ilk ayında iki gün süren Kürtçe stand-up etkinliğini Mehmet Erbey ile; 14 Şubat Dünya Sevgililer Günü’nde Kürt kültürünün ve mirasının önemli bir geleneği olan Sêva Mêxekrêj (Karanfilli Elma) atölyesini; 10-14 Nisan arasında Torino’da Kürt İfade Festivali’ni her biri alanında çok yetkin 10 Kürt sanatçıyla; Kürt yönetmen Tahsin Özmen’in ödüllü iki kısa filminin galası ve en son etkinliğimiz de Kent Yürüyüşleri adını verdiğimiz İstanbul’da Kürt İzleri toplumsal hafıza yürüyüşünü Tahir Baykuşak’ın anlatımı ve öncülüğüyle  15 katılımcıyla gerçekleştirdik. Hepsini birbirinden değerli ve yapmak istediğimiz işleri gösteren çalışmalar olarak görüyorum.

Yapmayı planladığımız etkinlikler de yine paneller, imza günleri, film galaları, Spoken Word Kurdî etkinlikleri, kent yürüyüşleri ve yine önümüzdeki sene için uluslararası bir Kürt festivali daha yapmak üzere çalışıyoruz. Bütün bu çalışmalarımızı arkadaşlarımla beraber kendi özel hayatımız, okulumuz ve işimizden vakit ayırarak yapıyoruz. Yani hiçbirimiz profesyonel olarak Chalak Events adında bir yerde çalışmıyoruz ve esas işimiz bu değil, dolayısıyla çektiğimiz zorlukların buradan anlaşılabileceğini ve bu emeğin görülmesini de bekliyoruz.

Paneliniz Kürt yayıncılığı üzerine olacak, bu konuyu seçme nedeniniz neydi?

Tofan Sûnbûl

2006’dan beridir Kürt Dil Bayramı’nın kutlanılması Hawar Dergisi’nin yayın hayatına başlaması ile gerçekleşiyor. Dolayısıyla biz bu yıl Kürt yayıncılığını bilinçli bir şekilde tercih ettik. Yüksek lisans tezini Mardin Artuklu Üniversitesi Kürdoloji bölümünde veren araştırmacı Mesud Serfiraz da panelin ilk konuşmacısı olarak “Osmanlı Döneminden Hawar’a Kadar Kürt Yayıncılığı (1898 – 1943)” sunumunu yapacak.

İstanbul’da yayın faaliyetini sürdüren 2 önemli Kürt yayınevi olan Nûbihar ve Peywend yayınlarının editörleri ve sahibleri bize kendi yayıncılık tecrübelerini, Kürt yayıncılığına başlama hikayelerini ve elbette yayına başladıkları günden beri karşılaştıkları zorlukları ve kırılma anlarını anlatacaklar. Yani Mesud Serfiraz’ın bıraktığı yerden; Hawar’dan günümüze kadar olan bölümü bizzat sahadaki iki aktör olan Süleyman Çevik (Nûbihar) ve Ömer Faruk Yekdeş (Peywend)’den dinleyeceğiz. Panelin moderatörünü de yine bilinçli bir şekilde belirledik: Murat Bayram. Kendisi gazeteci ve yazar, dolayısıyla Kürt edebiyatına ve yayıncılığına da yakın bir isim. Bu açıdan 4 katılımcının da birbirlerini teori ve pratik yönünden tamamladıklarını düşünüyoruz. Esas olarak Kürt yayıncılığını sürdüren kişilerin bu anlamlı günde kendi hikayelerini anlatmaları için ve yayıncılık faaliyetlerinin daha da görünür olması için böyle bir panel yapmaya karar verdik.

Kürt Dil Bayramı ile ilgili bir mesajınız ya da çağrınız var mıdır?

Biz Chalak Events olarak çağrımızı kurulduğumuz 2017 yılının eylül ayından beridir yaptığımız etkinlikler ve işlerle zaten vermekteyiz. Amaçlarımızdan biri Kürtçe’yi kamusal alanda görünür kılmak ve bu dile, kumaşa Ehmedê Xanî’nin deyişiyle “bir alıcı bulmak” ve yaratmaktır. Çünkü alıcısı olmayan bir dilde üretim yapılamadığını biliyoruz, bu da ilerleyen zamanlarda şüphesiz dilin değersizleşmesine ve ölümüne yol açacaktır. İşte tüm bunlar olmasın diye dile bir albeni kazandırıp alan açmaya çalışıyoruz.

İstanbul’da okuyan üniversiteli gençler olarak daha çok genç bir kitleye sesleniyoruz, sadece kamusal alanda değil yazılı ve görsel medyada da Kürtçe’yi elimizden geldiği kadar kullanıyoruz. Bunlarla hem Kürtlere hem de Kürtlere ilgi duyan kesime ulaşmayı hedefliyoruz. Çünkü Celadet Alî Bedirxan ve HAWAR’ın ilk sayısından ilhamla bildiğimiz bir başka şey de şu: “…Zanîn xwe nasîn e. Xwe nasîn ji me re rêya felat û xweşîyê vedike. Her kesê ko xwe nas dike, dikare xwe bide nas kirin…” Yani: “Bilim/bilme kendini tanımaktır. Kendini tanımak bize kurtuluşun ve güzelliğin yolunu açar. Kendini tanıyan herkes, kendisini tanıtabilir..” Misafir ettiğimiz çoğu Kürt yazar, şair, müzisyen, yönetmen, ressam, heykeltıraş vs. Kürtler tarafından tanınmıyor veya eserlerinden çok az bir kesimin haberi var. Tüm bu saydığım nedenlerden dolayı gücümüz oranında ulaşabildiğimiz kadar kişiye ulaşıp bu dili, kültürü ve sanatını tanıtmak istiyoruz, çünkü bizim sahip olduğumuz araçlar, aygıtlar ve kurumlar çok az ve kendimizi tanıma ve tanıtma da yetersiz kalıyoruz. Biz sadece yerelde ve ulusalda değil, evrenselde de Kürtleri tanıtmak gibi bir amaç edindik. Bu amacı da bu yılın Nisan ayında İtalya-Torino’da 4 gün süren uluslararası bir “Kürt İfade Festivali” ile gerçekleştirdik.

Kürtçe dilinde ettiğimiz ısrarın izdüşümünü etrafımızda Kürtçe’yi öğrenemeyen ve konuşmaktan çekinen o arkadaşlarda gördük, birebir bize teşvik edici bir faktör olduğumuzu söyleyen arkadaşlar oldu. Biz bir kişi için bile teşvik edici olmuşsak mutluyuz. Dilde bu kadar ısrar etmemizi bu açıdan önemli görüyorum. Tabandan gelecek olan istek ve çağrılar ancak tavanı şekillendirebilir veya harekete geçirebilir. Biz de Kürtlerde kendi dillerine olan bağlılıklarının ve dilin albenisinin artması için kültürel ve sanatsal aktivitelerimizle mesajımızı çok açık bir şekilde veriyoruz.

15 Mayıs 1932’de Celadet Ali Bedirxan HAWAR Dergisi’ni çıkartıp Kürtçe grameri oluşturup alfabeyi Latinize etmiştir. Yani alfabeyi “çağın ruhuna” (zeitgeist) uyarlamıştır, biz de 21. yüzyılın ikinci çeyreğinin ruhuna uygun etkinlikler ile Kürtçeyi görünür kılmayı ve bizden önce bu işi yapmış olanların mirasını devam ettirmeyi amaçlıyoruz. Yani bu dil mücadelesi bizimle başlamadı ve bizimle bitmeyecek de. Sadece İstanbul’da değil Van’da da arkadaşlarımız Chalak Events’in şubesini kurup orada etkinliklerini sürdürüyorlar.