Türkiye’deki Tüm Bilim Kadınları Tek Blogda Toplanıyor

Bilim Kadınları Blogu üyeriyle; bloğun oluşma sürecini, hedeflerini, Türkiye’deki bilim kadını algısını ve bilim kadınlarının akademide yaşadıkları zorlukları konuştuk.

Oluşum süreciniz ve kuruluş motivasyonunuzu sizden dinlemek isteriz. 

Bilim Kadınları’nın hikâyesi astrobiyolog olan Betül Kaçar’ın Twitter’da ‘Tarihteki bilimsel araştırma yapmış Türk kadınları kimlerdir, neler yapmışlardır? Nasıl ulaşabiliriz bu bilgilere? Bir bilen var mi?” sorusunu sorması ile başladı. Ardından Twitter’da aktif olarak yer alan Evrim Çalışkanları’ndan Duygu Özpolat ve İstem Fer; Açık Bilim’den ise Çağrı Yalgın ve Kerem Kaynar; moleküler biyolog Fatma Akın ve astrobiyolog Betül Kacar Türkiyeli Bilim Kadın listesini başlatmış olduk. Google Sheets üzerinden Türkiyeli Bilim Kadınlarının isimleri toplanmaya başladı ve Bilim Kadınları Twitter hesabını açtık. Sonrasında üç yıl kadar bu twitter hesabı ve excel sayfası atıl olarak bekledi.

Ta ki Şeyda’nın 5harfliler.com üzerinden bilim kadınlarına çağrıda bulunmasına kadar: “Bilim Kadınları, elime mum diksin!”. Bu yazıdan sonra, o sırada Cambridge Üniversitesi’nde doktora sonrası araştırmacı olan Mustafa Gündoğan’ın aracılığı ile Şeyda ve Fatma iletişime geçti. Sonra Fatma’nın yine Twitter’dan temas halinde olduğu Elçin aramıza katıldı.

Derlediklerinizden sonra sizce Türkiye’de ‘bilim kadını’ olmak ne ifade ediyor? Türkiye’deki bilim kadını algısını irdelemek istiyorum. Bilim dalları arasında da toplumun kadın bilim insanlarına bakışı değişiyor mu?

Çalışmalarını paylaştığımız bilim kadınları dünyanın dört bir tarafına dağılmış olabiliyorlar ama neredeyse hepsi bilime ilk girişlerini Türkiye’de yapmışlar. Türkiye’ye odaklanmamızın bir nedeni, üniversitelerdeki kadın araştırmacıların sorunlarını dikkate aldığımızda ülkemize özel problemlerin olması. Mesela Türkiye’de kadın akademisyen oranı (yaklaşık %40), ABD ve Avrupa’ya göre çok daha yüksek. Fakat bu istatistiğin derinine indiğimizde görüyoruz ki kadınların büyük oranı düşük seviyeli pozisyonlarda (araştırma görevlisi, okutman) yer alıyor. Daha üst düzeydeki unvanlara sahip (Profesörlük) kadın oranı (%29) ise düşmekte.  

Bu tarz istatistikler tabii ki bilimde kadın algısını da etkiliyor. Birçok değişik ülkede yapılan şöyle bir deney var: Çocuklara ‘bilim insanı çiz’ diyorlar ve kadın mı erkek mi çizildiğine bakıyorlar. Bilim kadını çizen çocuk sayısı artışta olsa da yine yeterli değil. Türkiye için henüz bu tarz deneyler yapılmamış, fakat dilimizde hâlâ kullanılan “bilim adamı” sözcüğü bize her şeyi anlatıyor.

Farklı bilim dallarındaki kadın oranı değişiyor. Mesela biyoloji, kimya gibi alanlarda fizik, matematik, mühendislikten daha çok oranda kadın var. Kadın oranının düşük olduğu bir başka alan ise felsefe. Kişisel olarak en çok karşılaştığımız algı meslekleri ‘kadına uygun’ ya da değil diye ayırmak. Eğer bir alanda kadın oranı az ise insanlar hemen ‘Kadınlar o mesleği yapmak istemiyor’ diye düşünmeye başlıyorlar. Hâlbuki kadınları o meslekten uzak tutan diğer dinamikler var, bunlar göz ardı ediliyor.

Hem bloğu oluşturan hem de akademideki kadınlar açısından düşünürsek, bilim kadınları ne tür sorunlar yaşıyor?

Bu çok yönlü ve derin bir soru! Şu anda grubu idare edenlerden Fatma, Şeyda ve Mustafa akademisyen. Elçin ise bilimle alakalı bir şirket yürütüyor. Hem kendi deneyimlerimizden, hem de çevremizdeki insanların deneyimlerinden kadınların akademide yaşadığı zorlukları biliyoruz. Bu zorluklar kadınların çalıştığı alanlara göre değişiyor. Bilim alanlarındaki kadınların yukarıda bahsettiğimiz, sayılarının azlığına bağlı algılardan dolayı yaşadıkları zorluklar var. Bunun yanında birçok bilim kadınından duyduğumuz ve akademik çalışmalar ile de gösterilen şöyle bir durum var: Kadınların bir erkeğin ulaştığı mevkiye ulaşması için iki kat daha fazla çalışmaları gerekiyor.  Bu konuda Lale Akarun hocanın hazırlamış olduğu yazı akademide kadınların maruz kaldığı sorunlardan bir kısmını özetleyen nitelikte. Mesela kadınların herhangi bir etkinliği organize edecek kişiler olarak düşünülmesi; yılbaşı partisinin organize edilmesi, yemeklerin yapılması vs.

FA: Birkaç sene evvel bölüm olarak toplandığımızda, bir erkek hoca şunu söylemişti: “daha evvel bayan öğrencilere karşıydım. Ama iyi ki almışız. Organizasyon işini çok iyi yapıyorlar”. Bir de özellikle kadın öğrencilerden sekreterlik işlerini, yani kağıt evrak işlerini de yapmaları bekleniyor.

Sayıların yanında kadınların akademide maruz kaldıkları taciz ve şiddet olaylarını da düşünmemiz gerekiyor. Akademi dünyası dâhil pek çok alanda  kadınlara yönelik taciz iddialarının ortaya çıkıp dikkate alındığı bir dönemden geçiyoruz. MeToo ve MeTooSTEM hareketleri ile bu konulara daha fazla gündemde yer verilmeye başlandı. Türkiye’de de kadınlar,  tacizci hocalara karşı seslerini çıkarıyorlar. Ne yazık ki bazen kadınların maruz kaldığı şiddet ölümcül boyutlara ulaşıyor. Ceren Damar’ı hatırlayalım hemen. Selda Tuncer bu konuda güzel bir yazı yazdı. Bu konuşmalar Twitter’da devam ediyor ve birçoğu erkek öğrencilerinden korkan kadın akademisyenler. Burcu Karakaş da bu sesleri topluyor. Kadınlar böyle bir ortamda bilim, felsefe, edebiyat vs. üretmeye çalışıyor. Bu çok büyük bir yük. Özellikle etraflarında bu yükü anlamayan insanlar olduğunda daha da zorlaşıyor meslekleri.

Site kurulduktan sonra gelen yorumlar tepkiler nasıl, insanlar blogu nasıl görüyor? 

Aldığımız tepkiler büyük çoğunlukla olumlu. Bize ulaşan, bizi takip eden bilim kadınları böyle bir oluşum başlattığımız için mutluluklarını dile getiriyorlar. Aldığımız tek negatif yorum şu: Neden ‘kadın bilim insanı’ değil de ‘bilim kadını’ diyoruz? (Bu yorum büyük çoğunlukla erkeklerden geliyor.) Biz bu seçimi ‘bilim adamı’nın kullanımına dikkat çekmek, ona karşıt olmak için seçtik. (Şeyda not olarak belirtmek istiyor: Kendi ailem bana ara ara bilim adamı diye hitap ediyor.)

FA: Benim annem mesela hiç bilim adamı lafını kullanmaz. Çünkü benden sürekli “bilim insanı” lafını işitiyor. Tabii beraber yaşıyor olmanın etkisi var bunda.

Bilim kadınlarını neye göre seçiyorsunuz?
2018 yılının Eylül ayında Twitter takipçilerimize, bilim kadını iseler isimlerini ve çalışma alanlarını çevrimiçi bir excel dosyası üzerinden paylaşmaları hususunda davette bulunduk. Bu yıl ise bu veriyi bir Google Form üzerinden alıyoruz. Eğer bu listeye eklemek istedikleri isimler varsa bunu herkes yapabilir (Kendi isimleri olmasına da gerek yok). Şu anda ağırlık verdiğimiz proje #haftaninbilimkadini etiketi altında her hafta bir bilim kadının çalışmalarına yer vermek. İlk hafta Şeyda’nın da lisanstan arkadaşı olan Dr. Burçin Mutlu Pakdil’e yer vermiştik. Zaten Dr. Mutlu-Pakdil, galaksi keşfinin ardından fizik okumak isteyen ve bu alanda kariyer yapma konusunda pek çok genç kadına ilham olmuş ve olmaya devam eden, tanınmış bir bilim insanıydı. Ama bunun sonrasında listede yer alan isimlerden rastgele seçim yapmaya başladık. Bu seçim sonrasında  eğitim geçmişi, çalışma alanı, motivasyon kaynakları gibi standart soruları ve alanları hakkında spesifik soruları kendilerine e-posta atıyor ve fotoğraflarını rica ediyoruz. E-posta atmamızın nedeni bilim kadınlarının kendi seslerine yer vermek. Fakat eğer bize dönüş yapamazlarsa biz sitelerinden ve CV’lerinden bulabildiğimiz bilgiler ile tweet zincirlerimizi hazırlıyoruz.

Yayınladığımız bilim kadınlarının alanları konusunda birkaç kez “neden ağırlıklı olarak fen bilimcilere yer veriyoruz ve daha az sosyal bilimci var?” diye eleştiri almıştık. Bizim referans kaynağımız sadece bir excel dosyasında toplanmış isim listesi. Dördümüz de fen bilimci olduğumuz için bizlerin de çevresinde nispeten daha az sosyal bilimci var. O yüzden takipçilerimizden sosyal bilimcilerin isimlerini eklemelerini rica ediyoruz. Böylece daha fazla sayıda sosyal bilimci kadının çalışmalarına #haftaninbilimkadini’nda yer vermiş olacağız.

Vermek istediğiniz mesajı anlamakla beraber bir de sizden dinlemek isterim? Şair burada ne demek istemiş?

Toplumumuzun birçok yönünde olduğu gibi akademi, özellikle bilim alanları erkek egemen yerler. Böyle bir ortamda kadınların sesleri ve başarıları görmezden gelinebiliyor. Biz bilim kadınlarının başarılarını büyük kitlelere duyurmak istiyoruz. Amacımız insanları bilimdeki erkek-egemen algıyı sorgulamaya itmek. Yalnız olmadıklarının mesajını vermeyi amaçlıyor, birlikteliğimizden güç almak, ve özellikle bilim yapmak isteyen genç kadınlara da güç vermek istiyoruz.

Bundan sonraki süreç için hedefleriniz neler?

Şu andaki organizasyonumuz küçük bir grup. Amacımız ilerde büyümek ve derinleşmek. Yapmayı istediğimiz bir proje bilim kadınları ile aylık söyleşiler gerçekleştirip podcast olarak yayınlamak. Bir diğer proje ise genç bilim kadınları için danışmanlık sağlamak.  Kişisel olarak yaptığımız gönüllü aktiviteler de mevcut. Mesela Şeyda internet üzerinden veya Türkiye’de ise kişisel olarak liselerde konuşmalar vermekte.