Türkiye’de Her An Büyük Deprem Olabilir, Kentsel Dönüşüm Hızlandırılmalı

Uzmanlar, Türkiye’de her an büyük bir deprem olabileceği, İstanbul’da ise yakın zamanda deprem olma olasılığının yüzde 45 olduğu konusunu sıkça gündeme getirerek, kentsel dönüşümün kapsayıcı bir anlayışla düzenlenmesi ve hızlandırılması gerektiği uyarısında bulunuyor. “Deprem ve Kentsel Dönüşüm” dosyamızda akademisyenler ve sivil toplum örgütleriyle, kentsel dönüşümde atılması gereken adımları merceğe alıyoruz…

“Deprem Ve Kentsel Dönüşüm” dosyamız kapsamında, Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Öğretim Üyesi ve Deprem Uzmanı Prof. Dr. Şerif Barış yaklaşan depremi, afet yönetimi konusunda kamu ve sivil toplum nezdinde yapılması gereken çalışmaları anlattı.

Deprem Güçlendirme Derneği (DEGÜDER) Başkanı ve inşaat mühendisi Sinan Türkkan ise, kentsel dönüşümün hızlandırılması için güçlendirme seçeneğinin nasıl ele alınması gerektiğini paylaştı.

İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu da vatandaşların afet yönetimi konusunda eğitilmesinin önemini, nasıl eğitileceğini ve mevzuatta afet yönetimiyle ilgili belediyelerin yürütmekle görevli olduğu konuları aktardı.

Kentsel dönüşümün sorunlu bölgelerinden İstanbul Fikirtepe’deki süreci, Leke Fikirtepe Platformu sözcüsü Engin Adıgüzel’den öğrendik.

17 Ağustos 1999 depremi, Kocaeli-Gölcük merkezli olmak üzere Richter ölçeğine göre 7,5 şiddetindeydi. Tüm Marmara Bölgesi’nde, Ankara ve İzmir’e kadar geniş bir alanda hissedilen 17 Ağustos depreminde resmi verilere göre 18 bin 373, resmi olmayan verilere göre 50 bin kişi hayatını kaybetmişti. Yaklaşık 100 bin kişinin yaralandığı felakette, 505 kişi de sakat kaldı. 133 bin 683 binanın çökmesiyle, 600 bin kişi evinden oldu. Bugün İstanbul’da 400 bin riskli binadan bahsediliyor ve kentte 2020 yılına kadar 7,5 ve üzeri deprem olasılığı istatistiksel olarak yüzde 45. Türkiye’de ise 7’den büyük bir depremin sismik boşluk olarak adlandırılan bazı bölgelerde olma ihtimali çok yüksek. Bu bölgelerde her an büyük bir deprem her an olabilir.

17 Ağustos depreminde bu yana gündemimizde olan ve yıllardır süregelen kentsel dönüşüm çalışmaları, Türkiye’nin en önemli konularının başında geliyor. Ancak kentsel dönüşüm, işleyişi bakımından yıllardır sorunlarıyla birlikte yürütülmekte. İstanbul’da metrekare değeri yüksek bölgelerde, bina bazında gerçekleşen dönüşüm afet ve özellikle deprem konusunda önlem almaktan çok, evlerin küçültülerek yenilenmesi şeklinde ilerliyor.

Yeni yapılar depreme dayanıklı inşa edilse de, mahalle ve ilçe bazında bütünleşik bir kentsel dönüşüm çalışmasının benimsenmemesi,  olası bir depremde meydana gelecek felaketleri önlemeye yetmiyor. Bununla birlikte, mülk sahiplerinin müteahhit firmalarla anlaşması üzerinden ilerleyen sistem, kentsel dönüşümü afet değil, rant odaklı hale getiriyor.

Kentsel Dönüşüm İçin 20 Yılımız Olmayabilir

Uzmanlar, kentsel dönüşümün bina bazında değil, ada bazında yapılarak bütünleşik bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini savunurken, tüm binaları yıkıp yeniden yapmanın 20 yıl süreceğini, bu kadar vaktimiz olmadığını söylüyor. Uygun olan binaların güçlendirilmesiyle hem zaman, hem de maliyet açısından avantaj yaşanabilir. Böylece, kentsel dönüşümün müteahhitlerin insafına bırakılmasının da önüne geçecek bir adım atılabilir. Kentsel dönüşüm çalışmalarının deprem özelinde gerçekleşmesi de sıkıntı yaratıyor. Fırtına, sel, yangın gibi afetlerin de kentsel dönüşüm çalışmalarına dâhil edilmesi gerekiyor. Uzmanlar, belediyelerin afet yönetimi konusunda daha aktif rol alması gerektiğin ifade ederek, halkın yoğun olarak bilgilendirilmesi gerektiğine vurgu yapıyor.

Her Belediye, Kendi Kentsel Dönüşüm Planını Hazırlayacak

İstanbul Kartal’da 6 Şubat günü çöken ve 21 kişinin hayatını kaybettiği Yeşilyurt Apartmanı, kentsel dönüşüm sürecine ve riskli binalara bir kez daha dikkat çekmişti.  Olay sonrası Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yayınladığı strateji belgesi kapsamında 81 ilin valiliğine bir genelge yollayarak, illerdeki en riskli yapıların sayısının belirlenmesini istemişti.  Genelgeye ilk yanıt İstanbul Valiliği’nden gelmiş, Valilik tarafından bir süre önce büyükşehir ve 39 ilçe belediyesine gönderilen yazıyla, en riskli yapıların tespitlerinin yapılması istenmişti. 3 ay içerisinde binaların tespit edilmesi ve daha önceki çalışmaların aksine, her belediyenin kendi kentsel dönüşüm planını hazırlayarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunması planlanıyor. Bakanlığın onayı ve çeşitli finansman desteklerinin de devreye alınmasıyla çalışmalara başlanacak. 20 Mayıs’tan sonra her kent, kendine özgü kentsel dönüşüm planlamasını yaptığı bir Strateji Belgesini hazırlayarak Bakanlığın onayına sunacak. Kentsel dönüşümle ilgili yeni hedefler kapsamında müteahhitlerden yapım bedelinin yüzde 10’unu teminat olarak göstermeleri zorunlu tutulacak. İnşaatın ilerleme seviyesine göre bakanlık tarafından satışlara izin verilecek.

400 Bin Riskli Binanın 30 Bini Olası İstanbul Depreminde Yıkılabilir

Valiliğin belediyelere gönderdiği yazı ile yeni kentsel dönüşüm sürecinin başlatıldığı İstanbul’da, 400 bin bina riskli bina olduğu belirtiliyor. Bu rakam, Türkiye genelinde dönüşmesi gereken 6,7 milyon konutun yaklaşık yüzde 10’una denk geliyor. 2035’e kadar beklenen olası bir İstanbul depreminde ise bu yapılarının 30 binin yıkılabileceği tahmin ediliyor. İstanbul genelinde yıkım tehlikesi bulunan riskli yapıların tespiti, bunların yıkılması ve yeniden yapılması amacıyla 2012’de çıkarılan kentsel dönüşüm yasası kapsamında, bugüne dek kentte 66 bin binanın risk tespiti yapıldı ve 325 bin hane evlerini kentsel dönüşüme dâhil etti.

Fikirtepe’de Kentsel Dönüşüm Çilesi

Kentsel dönüşümün uygulanması noktasında sıkıntıları ise, bölgelere göre farklılık gösteriyor. Müteahhit firmaların kâr edememesi nedeniyle, hak sahiplerine kira yardımında bulunmaması, dönüşüm sürecinin bitmemesi, kamu tarafında da kentsel dönüşüm çalışmalarının henüz oturmamış olması nedeniyle, Fikirtepe’de 65 bin hak sahibi mağdur.  Kentsel dönüşümün kördüğüme döndüğü Fikirtepe bölgesinde ise, bu yılın başında ‘Leke Fikirtepe’ kampanyasını hayata geçiren mağdurlar, ‘Sessizliği bozmak için çivi çak ve paylaş!’ sloganı ile hazırladıkları enstalasyon üzerine,  bölgedeki mağdur 65 bin kişiyi temsilen, enstalasyon üzerine 65 bin çivi çakmayı hedefliyor Kentsel dönüşümde 2005 yılında pilot bölge seçilen Fikirtepe’de evi yıkılan ve kira ödeyecek geliri olmayan vatandaşlar akrabalarının yanında, sokakta ve çadırda kalıyor. Bölgede faaliyet gösteren inşaat şirketleri iflas etti. Change.org üzerinden de sorunlarının çözümü için bir kampanya yürüten ve çözümün adresi olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı gören Fikirtepeli mağdurlar, çözüm bekliyor.  Fikirtepe’de toplam proje alanı 916 bin 381, kamuya terk edilen alan ise 302 bin 406 metrekare. Tüm projelerin tamamlanması halinde, Fikirtepe’den kentsel dönüşümle ilgili kamunun elde edebileceği kar ise 16 milyar 230 milyon 19 bin 956 lira. Bölgede 15 proje bitti. 3’ünde iskan var, diğerlerinde tapu sorunu sürüyor. 5 yapı adasında firmalar işleri tamamen bıraktı. Toplam sorunlu yapı adası sayısı ise 41. Bunların kiminde yıkım yıllar önce yapıldı ama inşaat başlamadı. Kiminde ağır ilerliyor, kiminde birden fazla firma işin içinde diye süreç kilitlendi.