“Amacımız İnançsal Kimliğimizi Ön Planda Tutmak”

Üniversiteli Alevi Gençler Derneği, Alevi inanç öğretisine ait figürlerin yer aldığı serginin üçüncüsünü Bakırköy Cemevi ve Kültür Merkezi’nde açtı. Gençliğin hem inançsal noktasını hem de sanatsal yönünü vurgulamak amacıyla sergiyi düzenlediklerini belirten Üniversiteli Alevi Gençler Derneği’nin İstanbul temsilcisi Ada Çiçek Aksoy ile derneğin kuruluş sürecini ve çalışmalarını konuştuk.

Dernek kaç yılında ve hangi ihtiyaçlar doğrultusunda kuruldu?

Ada Çiçek Aksoy

Derneğin temellerini 2012 yılında Karabük Üniversitesi’nde attık. Bizim üniversitede olduğumuz dönemde hem inançsal olarak yozlaşma yaygındı hem de bu cemaat yapılanmaları gibi yapılanmalarda birçok arkadaşımızı kaybettik. Bunun önüne geçebilmek için temelde toplumsal dayanışmayı sağlamak amaçlı bir araya geldik. Bizim kuruluş amacımızda inançsal kimliğimizi ön planda tutmak vardı. Üst kimlik olarak Alevi kimliğini benimsiyoruz. Bu çerçevede de ne cinsiyet kimliği ne etnik kimlik ne de siyasi kimliği içimizde barındırmadık. Kuruluşumuzdan bu zamana geçen 6 yıllık süreçte bu çizgimizi korumaya dikkat ediyoruz. Çünkü bizim gençlerimizi bölen yapılar siyasi kimlik, etnik kimlik ve ne yazık ki toplumun genelinde sıkıntı yaratan cinsiyet kimliği. Bunların ötesine geçmeye çalışıyoruz. Bu doğrultuda inancımızı kendi içerimizde öğrenmek ve öğretmek amacıyla ilk etapta Karabük’te 15- 16 genç olarak çalışmalarımıza başladık. Arkadaşlarımızdan biri Erasmus programına katıldı. Programın dönüşünde başarılı olan öğrencilere bir hibe veriliyor. Hiç Hacıbektaş’a gitmemiş kişiler için arkadaşımız hibesini paylaştı. 15-16 kişi Hacıbektaş’a gittik. Döndüğümüz zaman düzenli toplantılar, atölyeler yaptık. 2014 yılından sonra Karabük gibi bir ilde yapmaya çalıştıklarımızı diğer illerdeki arkadaşlar neden yapmasın diye konuştuk. Sorulardan oluşan eğitim formu oluşturduk ve bu sorulara cevap veren kişilerle İkitelli Cemevi’nde 3 günlük bir eğitim düzenledik. Eğitim sonunda 10 üniversiteden arkadaşlarımız daha aramıza katıldı. 2015 yılında artık yasal statüye geçebilmek için dernekleştik. Dernek bizim tüzel kişiliğimizi oluşturuyor ama bir dernek faaliyeti yürütmüyoruz.  11 kişilik yönetim kurulundan oluşan kolektif bir yapılanmayız. 6’sı üniversite öğrencisi 5 tanesi mezun olan kişiler. 2 genel koordinatörümüz var. Eşbaşkanlık sistemini benimsediğimiz için biri kadın biri erkek. Yıllık eğitimler çıkartıyoruz. Son bir yılda artık bir inanç kurulumuz oluştu. Şu an 36 il olmak üzere 42 üniversitede faaliyetlerimiz var. 3 ayda bir çıkan dergimiz var. Yaptığımız etkinlikler, bağışlar ile gelirimizi buradan elde ediyoruz.

Üniversite içerisinde çalışmalarınızı kolaylıkla yürütebiliyor musunuz?

Sadece üniversitede sıkıntı yaşamadık. Bulunduğumuz il olan Karabük de  sıkıntılı bir yerdi. Bir Alevi köyü var mıdır diye araştırmalar yaptık. Bir köy bulduk ve muhtarını aradık. Dedik ki biz tarih öğrencisiyiz, araştırma yapıyoruz köyünüz eski bir Alevi köyüymüş. Bunun üzerine muhtar ne Alevi köyüymüş, yok öyle bir şey diyerek hakaret, küfürler sıraladı. Üniversite içerisinde ise her üniversitede faaliyet yürütmek aynı değil. Mesela Nevşehir Hacıbektaş Üniversitesi’nde arkadaşlarımıza bir oda verildi. Eğitim çalışmalarını orada düzenleyebiliyorlar. Bu imkanı tanımayan üniversitelerdeki arkadaşlarımız kafelerde, evlerde toplanıyorlar. Düzenlemek istediğimiz paneller, tiyatrolar üniversite yönetimi tarafından kabul edilmiyor. Başvurularımıza Kültür Müdürlüğü tarafından onaylanmadı şeklinde red cevapları alıyoruz. Bu tür sıkıntıları Alevi olmayan, sosyal demokrat insanlar da yaşadığı için biz de alternatifler yaratmaya çalışıyoruz.

Alevi kurumları ile iletişiminiz ne durumda, beraber çalışmalar yapıyor musunuz?

Bütün Alevi kurumlarına eşit mesafede yaklaşıyoruz. Zaten hiçbir Alevi kurumunun alternatifi olarak kurulmadık. Diğer kuruluşların üniversite alanına yönelik bir çalışması yok. Biz bu boşluğu doldurmak için varız. Üniversiteler bazında çalıştığımız için bir cemevi, bir kurum gibi çalışmıyoruz. Üniversiteli arkadaşlarımız bulunduğu yerde cemevi, dergah gibi yerlere gidip hizmet ediyorlar.

Türkiye’de Alevi gençleri ne tür zorluklarla karşı karşıyalar?

Alevi gençlerinin sorunu çok geniş bir çerçevede ele alınacak konulardan. Özellikle üniversite mezunu olan arkadaşlarımız iş bulma sıkıntıları, öğrenciyken burs bulma, barınma, staj konusunda zorluklar yaşamaktadır. Bugün özgürce konuşabilmek, kendi inancını  yaşayabilmek istiyorlar. Ama bunların ötesinde bir şey var ki Alevi gençlik yapılanması zaman zaman asimilasyona maruz kalıyor. Bir dönem aşırı siyasal fraksiyonlarla bir dönem ateizmle karşı karşıya kalmış gençler sonunda apolitik, inançsal kimliğini kaybetmiş bir vaziyette. Bu büyük bir problem.

Yerel seçimlerde partilerden Alevi gençlerinin beklentileri neler?

Kurum ve kuruluşlara eşit mesafede yaklaştığımız gibi siyasi partilere de bu mesafede yaklaşıyoruz. Belediyelerle olan ilişiğimiz genelde kültürel etkinlikler çerçevesinde oluyor. Ve mümkünse belediyelerde boş insanların değil daha donanımlı genç, dinamik insanların bulunmasından yanayız. Aleviler bu ülkenin %25’ini oluşturuyor ama devlette çalışabilme oranları %10 bile değil. Bunun için artık bir şeyler yapılmasını istiyoruz. Yerel yönetimlerde istihdam sağlansın. Sadece bina yapmakla yetinilmesin daha geniş alanlarda Alevi halkına söz hakkı tanınsın.   

Son olarak derneğin üniversite faaliyetleri dışında planları arasında neler var?

Hacıbektaş’ta bize bağışlanan bir arsamız var. Oraya bir gençlik merkezi inşa etmek istiyoruz. Tüm Alevi gençliğinin rahatlıkla kullanabileceği, konaklama, eğitim ve konferansları özgürce yapabilmeleri için bu planımızı gerçekleştirmek istiyoruz. Gençlik merkezinin yapımıyla beraber Üniversiteli Alevi Gençler Derneği artık Alevi Gençlik ve Eğitim Vakfı’na dönüşecek. Daha geniş bir Alevi gençlik yapılanması oluşacak.