“Sivil Toplumu Yok Etme Çabalarına Karşı Bir Aradayız”

İnsan hakları savunucuları, Osman Kavala, Yiğit Aksakoğlu ve diğer 14 sivil toplum aktörüne yönelik açılan davadaki mesnetsiz iddialarla ilgili yaptıkları ortak açıklamada, "Sivil toplumu yok etme çabalarına karşı bir aradayız" dedi.

Civil Rights Defenders, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği, Hafıza Merkezi, Hak İnisiyatifi, İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Yurttaşlık Derneği ve Uluslararası Af Örgütü İstanbul’da ortak basın toplantısı düzenleyerek, ‘bir aradayız’ mesajı verdi. Kurumların birlikte imza koyduğu açıklamada,  “Tutuklu bulunan Osman Kavala ile Yiğit Aksakoğlu  ve diğer 14 sivil toplum aktörüne yönelik mesnetsiz iddialara cevaben, sivil topluma yönelik giderek artan baskılara ve sivil toplumun suçlu haline getirilmesine son verilmesi…” çağrısında bulunuldu.

16 sivil toplum aktörü hakkındaki iddianamede geçtiği varsayılan ayrıntıların, Türkiye’de anaakım medya tarafından yürütülen koordineli bir yanlış bilgilendirme kampanyasının parçası olarak kamuoyuna sızdırıldığı vurgulanan açıklamada, “Suçlanan kişileri temsil eden avukatların halen görmediği iddianameye göre iddialar, 2013’te yaygın polis şiddetine başvurularak hükümet tarafından bastırılan temel karakteri  barışçıl olan Gezi Parkı protestolarına odaklanıyor. Sivil toplum aktörlerinden oluşan çok daha büyük bir gruba yönelik soruşturma da aynı dosya kapsamında sürdürülüyor. Haklarında soruşturma yapılan ve iddianame hazırlanan kişiler ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken Gezi Parkı protestolarına katılmakla herhangi bir suç işlememiştir. Mahkeme, suç oluşturma amacıyla uydurulmuş komplo teorilerine dayanan ve güvenilir hiçbir kanıt içermeyen tüm iddianameleri reddetmeli, 16 aydır cezaevinde tutuklu bulunan Osman Kavala ile 3 aydır cezaevinde tutuklu bulunan Yiğit Aksakoğlu derhal serbest bırakılmalıdır.” denildi.

İnsan Hakları Savunucularının Korunması Yükümlülüğü Hatırlatması

Büyükada, Özgür Gündem gazetesi, Barış Akademisyenleri gibi davaların sivil toplum aktivistlerini bastırmak ve susturmak için kullanılan davalar olduğu ifade edilen açıklamada şu çağrıya yer verildi:  “Türkiye’nin de bir parçası olduğu evrensel hukuk, insan haklarına, temel özgürlüklere tam saygıyı sağlamada insan hakları savunucularının, sivil toplumun ve özgür bir medyanın oynadığı önemli role özellikle vurgu yapar. İnsan hakları savunucularının onurunun, fiziksel ve psikolojik bütünlüğünün, özgürlük ve güvenliğinin etkili bir şekilde korunması, insan haklarını savunma hakkının hayata geçirilmesi için de ön koşuldur. Yine evrensel hukuk, insan hakları savunucularının korunmasında esas sorumluluğun devlete ait olduğunu ısrarla belirtir. Devletler, insan hakları savunucularının düşünce ve ifade özgürlüğü, barışçıl toplantı ve örgütlenme özgürlüğü olmak üzere tüm haklarını korumakla yükümlüdür. Sonuç olarak biz, aşağıda imzası bulunan örgütler, Türkiye’deki bağımsız sivil toplumu yok etmeye yönelik bu çabaların karşısında duruyoruz ve hak savunucularına yönelik planlı yıldırma ve hukuki taciz yöntemlerine derhal son verilmesi çağrısında bulunuyoruz ve yetkililere insan hakları savunucularının korunmasına yönelik uluslararası yükümlülükleri bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.”