Mottoları ‘Paylaştıkça Çoğalan Hikayeler’

"Paylaştıkça Çoğalan Hikayeler" mottosuyla kurulan Gönüllü Hikayeleri sosyal dijital platformu kurucusu Yunus Emre Benli, gönüllülük kavramı üzerine sorularımızı yanıtlarken, "Gönüllü Hikayeleri olarak insanların gönüllülük eylemini gerçekleştirirken yaptıkları eylemin kendilerine bir deneyim oluşturduğu kadar bu emeğin korunması gönüllü haklarının olduğunun bilinmesi ve en önemlisi gönüllülüğün bir sorumluluk olduğunu anlamalarına yönelik bir süreç olduğunu anlatmaya çalışıyoruz" dedi.

Türkiye’de gönüllülük kavramının her bireyde yansımalarının farklı olduğunu düşündükleri ve her hikayeyi kendi içinde biricik gördükleri için insanların kendi gönüllü hikayelerini yazabilmelerine olanak sağlayarak onları ortak bir platformda birleştiriyorlar. En çok çocuk alanında çalışan aktivistlerin yazdığını söyleyen sosyal dijital platformun kurucusu Yunus Emre Benli ile Gönüllü Hikayeleri ve gönüllülük kavramı üzerine konuştuk.

Gönüllü hikayeleri sosyal dijital platformunu kurma fikri ne zaman ve nasıl ortaya çıktı ?

Aslında amacımız, öncelikle gönüllülüğün bir seçimden öte bir sorumluluk olduğunu gösterebilmek. Şunu farkettik; gönüllülüğün bağımsız bir iş olduğunu ve insanların sürdürülebilir olarak bir şekilde bir yerlerde gönüllülük sürecinde deneyimliyorlardı. Ve bu yaklaşımları, öğrenmeleri ve davranışları gündelik yaşamlarında uyguluyorlardı. Gönüllülük kurumsal süreçte bir dernek ya da farklı oluşumların dışında bireysel olarak gerçekleştirdiğimiz eylemleri de kapsıyordu.  Çünkü gönüllülük kendi içinde bireylerin aldığı sorumluluklar, ayırdıkları zaman, projelerin bitiş süreci ve de önceliklerinden dolayı bitebilen bir süreçti. Ancak aslında tam olarak bittiği sanılsa da sürdürülebilir olarak gündelik yaşamlarımızda, tükettiklerimizde, yaklaşımlarımızda bir yaşam biçimi olarak devam ediyordu.. En büyük amaçlarımızdan biri de bireylerin içinde bulundukları yaşamlarında kurumsal ya da bireysel olarak gönüllülük süreçlerinde elde ettikleri kazanımların, deneyimlerin sürdürülebilir olarak devam ettiğini gösterebilmek.

Aslında gönüllü hikayeleri hep vardı ve yeni bir şey değildi. Gönüllülük yaptığımız süreç içerisinde bunu hep tasarlıyorduk. Farklı dernek veya platformlarda çalışan arkadaşlarla bir araya geldiğimizde herkesin anlatacak mutlaka bir hikayesi oluyordu. Biz de bu hikayeleri ortak bir yerde toplamalıyız dedik. Bu platformun biraz daha sürdürülebilir bir sürece evrilmesi önemliydi.  Anlamlı bir görünürlük kazanması ve bireylerin ‘gönüllülük’ bilincinin farkında olmalarını sağlamaktı. Aynı zamanda aktivistleri eyleme geçirmesi, motive etmesi ve içinde bulunduğu gönüllülük deneyimini paylaşabileceği bir sosyal dijital platform olma fikri ile ortaya çıktık. 2018 Ocak ayında yayına geçtik . Birinci yılımızı doldurduk.

“Gönüllü Haklarının ve Gönüllü Emeğinin Korunmasından Yanayız”

İnsanları Gönüllü Hikayeleri’ni okurken gönüllülük kavramı üzerinde düşünmelerine de teşvik etmek istiyorsunuz. Gönüllülük sizin için /senin için ne ifade ediyor?

Gönüllülük kavramı Türkiye’de çokça istismar edilen ve kullanılmaya çalışılan bir yere sahip, bu durum bireylerin gönüllülük yapmaları noktasında  büyük bir engel oluşturuyor. Toplumun büyük bir kısmında gönüllülük bir emek gücü ve deneyim olarak görülmüyordu. Ancak bu durum son yıllarda biraz daha değişti ancak bu sefer gönüllülük yapan insanların emekleri istismar edilmeye ve sömürülmeye başlandı.. Aslında Gönüllü Hikayeleri olarak insanların gönüllülük eylemini gerçekleştirirken yaptıkları eylemin kendilerine bir deneyim oluşturduğu kadar bu emeğin korunması gönüllü haklarının olduğunun bilinmesi ve en önemlisi gönüllülüğün bir sorumluluk olduğunu  anlamalarına yönelik bir süreç olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Gönüllülük sürecimiz bir yerlerde, belli bir süreç içinde bitse de gündelik yaşamımızda, çalıştığımız süreç içerisinde hala devam eden bir sosyal değerler bütünü barındırdığını sürdürülebilir olarak davranışlarımız, yaklaşımlarımız, tükettiğimiz bir çok şeyde gönüllülük anlayışının, bilincinin devam ettiğini göstermek istiyoruz.

Türkiye de gönüllülük kavramı henüz ortak bir tanıma sahip olmadığı için  henüz yasal mevzuat olarak korunmuyor. Tabi ki bunun için artık 2019’da daha güçlü adımlar atılacağına inanıyoruz. Ancak yine de içinde bulunduğumuz bu durum gönüllülük sürecinde bireylerin  deneyimlerinin istismar edilmesi ve kullanılması durumunu ortaya çıkarıyor. Aslında Gönüllü Hikayeleri olarak gönüllü haklarının ve gönüllü emeğinin korunmasından yanayız. İnsanların gönüllü olduklarında gönüllü haklarını koruması gerektiğini ve bunun için de mücadele etmesi gerektiğini düşünüyoruz. İşte bütün bunlara ek olarak gönüllülük bizim için karşılıksız olarak yapılan bir bağımsız iş ve bu işin sürdürülebilir olarak nerede olursak olalım yaşadığımız dünyadaki bütün canlıların yararına yapılan bir eylem olduğuna inanıyoruz.

Hikayelerden konuşalım biraz. Nasıl gönüllü hikayeleri geliyor?

Aslında birçok konuda gönüllü hikayeleri geliyor. Ancak son verilerimize baktığımızda çocuklara yönelik yapılan çalışmalar hakkında daha çok gönüllü hikayesi olduğunu gördük. Bu  hikayelerin gönüllü olarak bir şeyler yapmak isteyenlerin en çok hangi konulardaki sosyal sorumluluk projelerinde yer aldığını gözlemlemek mümkün ve bu sayede biz de Türkiye’de gönüllülük eyleminin en çok hangi alanlarda yapıldığını görebiliyoruz. Hatta gönüllü hikayelerini takip eden okuyucular da bunu çok rahatlıkla görebiliyor. Aslında gönüllü hikayelerini okuyan bireylerin gönüllülük yapmadan önce kendilerine bir yol haritası çıkarmaları noktasında da yardımcı olabileceğini düşünüyoruz. Çünkü gönüllülük yapmış ya da hali hazırda gönüllülük sürecine başlayacak bireylerin hangi alanda ve çalışma konusunda bir şeyler yapabilecekleri noktasında bir öngörü çıkarabileceklerini Gönüllü Hikayeleri’nin bu anlamda iyi bir rehber olacağını düşünüyoruz.

Bu bir yıl boyunca seni en çok etkileyen gönüllü hikayesi hangisiydi ?Anlatır mısın ?

Beni en çok etkileyen bir hikaye yok. Çünkü her hikaye kendi içinde biricik ve özel. Beni en çok etkileyen şey, insanların içinde bulundukları ortamlarda farklı gönüllülük hikayelerinin bu kadar çok  olması ve her bireyin bulundukları çevrede oluşturduğu bir değişimin parçası olabilmesinde gönüllülük sürecinin bu değişimin en büyük motive edici unsur olmasıydı.Ve bu değişimin sürdürülebilir olarak devam edebilmesiydi. Çünkü bana göre gönüllü olabilmek bir seçimden öte bir sorumluluktu, konfordan vazgeçme haliydi. Gönüllü hikayelerindeki her derlediğimiz hikayede gönüllülük gerçekten kişiden kişiye değişen bir anlam taşıyordu ve bu anlamların en büyük değerini bireylerin kendi deneyimleri oluşturuyordu. Şunu da belirtmek gerekir sosyal dijital platformu açmadan önce ‘’Gönüllü kimdir? sorusunu içimizde tartıştık ve bu konuda hemfikir olduk. Gönüllülüğün maddi karşılık olarak yapılmaması gereken, belirli  bir emeği kapsayan ve içinde bulunduğumuz toplumun en önemlisi dünyanın da yararına yapılan bir eylem olduğuna kanaat getirdik. Aslında önemli olan bence bu süreci koruyabilmek için daha çok ortak gönüllü hikayeleri oluşturabilmektir.

Bundan sonra ne olacak? Gönüllü Hikayeleri’nin gelecek planı var mı ?

Gönüllü hikayelerinin yakın bir zamanda dünyanın birçok yerinde gönüllü olan bireylerin hikayelerini de yayınlayacağı bir zaman başlayacak. Bu sayede gönüllülük olgusunun diğer dünya ülkelerinde nasıl olduğunu gözlemleyebilme ve bu deneyimlerin diğer farklı ülkelerdeki insanlara kazandırdığı farklı- ortak yönlerini görebilme fırsatını sunacağız. Dünya da  farklı ülkelerdeki diğer insanların toplumsal sorunlara yönelik gönüllülük çerçevesinde oluşturdukları çözüm önerilerini inceleyebileceğiz. Bu süreç bizi çok heyecanlandırıyor.