Doğanın Dört Zaferi

31 Aralık 2018
Bu yazı Yücel Sönmez'e ait olup ilk olarak 30.12.2018 tarihinde Hürriyet'te yayınlanmıştır.

Bu yıl, bizim de sayfalarımızda sık sık yer verdiğimiz çevre sorunlarında, azımsanamayacak dört başarı kazanıldı. Devamının hiç kesilmeden gelmesini dileyerek, 2019’u son dönemde yüzümüzü güldüren haberlerle karşılıyoruz.

Flamingolar kurtuldu

İzmir Körfez Geçişi Projesi’nin yaklaşık 20 bin flamingonun kullandığı alandan geçeceğini ve bu durumun onların geleceğini tehlikeye attığını ilk defa Hürriyet gazetesi duyurmuştu. Oysa araştırma şirketi Big Cat Research’ün 12 ilde 1732 kişiyle yaptığı çalışmaya göre yüzde 68’lik oranla, Türk halkının en çok görmek istediği kuş flamingo. Anadolu’da ‘allı turna’ denen, üstüne şiirler yazılıp türküler yakılan, kur dönemindeki dansı halkoyunlarına ilham olan bir kuştan söz ediyoruz.

Doğanın dört zaferi

Onların dünyada en büyük topluluğu oluşturduğu Gediz Deltası’nın bağrında hançer gibi duran projeye karşı TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği), EGEÇEP (Ege Çevre ve Kültür Platformu), Doğa Derneği ve 85 vatandaş, yürütmenin durdurulması ve iptali için dava açmıştı. Ağustos 2018’de verilen yürütmeyi durdurma kararının ardından, geçen hafta İzmir 3. İdare Mahkemesi, ‘ÇED olumlu’ kararını iptal ederek tarihi bir karara imza attı. Böylece flamingolar dahil çok sayıda kuş türünün dünyadaki en önemli yaşam alanlarından Gediz Deltası ‘şimdilik’ kurtuldu.
Türkiye’deki 14 Ramsar Alanı’ndan (uluslararası öneme sahip sulak alanları koruyan Ramsar Sözleşmesi’yle belirleniyor) biri olan delta, doğal sit alanı olarak da korunuyor. Yani karar, dünya doğa koruma içtihadı açısından da tarihi önemde.
1732 kişiyle yapılan çalışmaya göre yüzde 68’lik oranla en çok görmek istediğimiz kuş flamingo.

Dağ gibi ayakta: Dedegöl

Bu yılın başında Isparta’daki Dedegöl Dağları’yla Kuzukulağı Yaylası tırmanış bölgesine maden arama ruhsatı verilmiş, bu durum özellikle doğa sporcularının büyük tepkisini çekmişti. Madencilik ve taşocağı faaliyetleri, sportif aktiviteleri ve sürdürülebilir turizmi bitireceği gibi hayvancılık, tarım gibi yaşamsal döngülere de zarar verecekti.
Sporcuların ısrarlı takibi üzerine Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Hassas Alanlar Dairesi Başkanlığı, Etüt Envanter ve Mağara Çalışma Grubu; Kuzukulağı Yaylası ile Yaka Kanyonu ve Dedegöl Dağı’nın bir bölümünü kapsayan yaklaşık 35 bin hektarlık alanla ilgili kapsamlı bir rapor hazırladı. Ve Dedegöl Dağı’nın tamamı 27 Kasım 2018’de Resmi Gazete’de yayımlanan 378 numaralı kararla Kızıldağ Milli Parkı’na dahil edildi. Böylece bir süredir tehdit altındaki bölge geri dönülemeyecek tahribattan kurtulmuş oldu.
Bölge dört mevsim boyunca kaya tırmanışı, dağcılık, tur kayağı, kampçılık, doğa yürüyüşü, bisiklet ve motokros için kullanılıyor.

Toprak, su, arılar için müjdeli haber
Dünya genelinde olduğu gibi, Türkiye’de de önemli oranda arı ölümleri yaşanıyor. Uludağ Üniversitesi Arıcılık Geliştirme-Uygulama ve Araştırma Merkezi, yıllık yüzde 20 civarında seyreden arı ölüm oranının bazı bölgelerde yüzde 70’lere kadar çıktığını ve sürekli arttığını belirtiyor. Buna yol açan nedenlerin başında tarımsal üretimde kullanılan ve genel olarak ‘pestisit’ olarak adlandırılan kimyasal maddeler geliyor.

Özellikle neonikotinoid sınıfı pestisitlerin arılar üzerinde doğrudan öldürücü etkileri var. Avrupa Birliği, 2018’de bu sınıftan üç maddeyi sera kullanımları dışında tamamen yasaklayan tasarıyı kabul etti. Ancak neonikotinoidler Türkiye’de rahatça ve yaygın olarak kullanılıyordu. Ta ki geçen haftaya kadar… Türkiye’nin önde gelen 11 sivil toplum örgütünün birlikte yürüttüğü ‘Hepimiz Aynı Kovandayız’ kampanyası sonuç verdi. Tarım ve Orman Bakanlığı, 81 il müdürlüğüne ‘çok acil’ başlığıyla bir yazı göndererek bu üç maddeyi yasakladığını duyurdu. Böylece Türkiye’de her yıl tarım ilaçları yüzünden zarar gören 150 bin kovan arı kurtuldu.
11 sivil toplum örgütünün yürüttüğü ‘Hepimiz Aynı Kovandayız’ kampanyası sonuç verdi.

Bu tarihi kararla Munzur Vadisi yaşayacak
En önemli haberlerden biri Tunceli’den geldi. Ankara 3. İdare Mahkemesi, Munzur Vadisi Milli Parkı üzerinde yapımı planlanan dört baraj ve beş hidroelektrik santralı (HES) projesini iptal etti.

Kararın daha sevindirici olan tarafı ise Türkiye’nin dört yanında yaşanan çevre tahribatı davalarına emsal teşkil etmesi. Çünkü bu kararla tarihimizde ilk defa ‘üstün kamu yararı’ kararı mahkemece iptal edildi ve kamunun esas yararına olanın, doğanın korunması olduğu tescil edildi. Mahkeme ayrıca tek tek ‘ÇED olumlu’ kararı alan projelerin etkilerinin bir araya geldiğinde farklılaşabileceğinin altını çizerek, bütün projelerin toplam etkileri üzerinden değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Bu kararla vadide yaşayan 2 bine yakın bitki türü (birçok Avrupa ülkesindeki sayılardan fazla), çengel boynuzlu dağkeçisi (bezuvar), ur kekliği, kırmızı benekli alabalık, vaşak gibi birçok canlı kurtulmuş oldu.

Kaynak: Hürriyet