TODAP’tan Sincan Çocuk Hapishanesi’nde Yaşanan Olaylara İlişkin Açıklama: ”Çocuk Hapishaneleri Kapatılsın!”

Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar Derneği, 21 Aralık’ta Sincan Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda 7 çocuğun ve 14 gardiyanın yaralandığı olaylara ilişkin görüşlerini sunduğu yazılı bir açıklama yaptı.

Geçtiğimiz 21 Aralık günü Sincan Çocuk Kapalı İnfaz Kurumu’nda yaşanan olaylarda 7 çocuk mahpus ve 14 gardiyan yaralanmıştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada: “Yaşanan tartışmaya görevli infaz koruma memurlarının müdahalesi sırasında 7 çocuk ile 14 infaz koruma memuru hafif şekilde yaralanmıştır. Yaralanan çocukların tedavileri cezaevi içerisinde sağlık memurlarınca yapılmış olup hastaneye herhangi bir çocuğun sevkine gerek duyulmamıştır” denildi.

Öte yandan Ankara Barosu Cezaevi Sorunları İzleme Komisyonu, Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi, Ankara Tabip Odası, Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum, Çocuklar İçin Daha İyi Bir Dünya Girişimi, İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı tarafından yapılan ortak açıklamada; ‘yaşananlarla ilgili bilgi alamadıkları ve çocuklarla görüşemedikleri’ ifade edildi. 

Kurumlar taleplerini ise: “Sincan Cezaevi kapıları acilen avukatlara, çocuk hakları kurumlarına ve uzmanlara açılsın. Oluşturulacak heyetin yaralı çocuklarla görüşmesi derhal sağlansın. Cezaevinde bulunan her bir çocuğun durumu hakkında derhal yakınlarına bilgi verilsin, kamuoyuna açıklama yapılsın. Çocukların sağlık durumlarının kontrolü için cezaevi, bağımsız sağlık örgütlerine ve ilgili uzmanlara açılsın. Çocukların yakınları ve ebeveynlerinin talep etmesi halinde görüş günü beklenmeksizin görüşmeleri sağlansın. Çocukların tedavileri cezaevi revirinde değil sağlık kurumlarında, ebeveynleri, yakınları ve avukatları gözetiminde yapılsın. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı olan Çocuk Koruma Kanunu Merkezi Koordinasyonu olayla ilgili sorumluluk almalı ve çocukların sağlık ve can güvenliğinin sağlanmasının güvencesi olmalıdır. Benzer olayların önceden önlenebilmesi için, baroların öncülüğünde çocuk cezaevlerinin periyodik olarak sivil denetime tabi tutulması ve çocuk tutukluluğunu esas alan çocuk cezaevi sistemi yerine alternatif çözüm yöntemleri konusunda ortak çalışmalar yapılsın” şeklinde sıraladı.

TODAP’ın ‘Çocuk Hapishaneleri Kapatılsın’ başlığıyla yayınladığı çocuk mahpus sayısı ve Sincan’da yaşananlara dair görüşlerini içeren yazılı açıklama şöyle:

7 Çocuk Hapishanesi 2 Bin 800 Çocuk Tutuklu

“Türkiye’de; Ankara, İstanbul, İzmir, Hatay, Tarsus, Diyarbakır ve Kayseri olmak üzere toplamda yedi kapalı çocuk hapishanesi bulunuyor. 2017 yılında yayınlanan verilere göre bu hapishanelerde yaklaşık 2 bin 800 çocuk tutuluyor. Çocukların herhangi bir davranışının “suç” olarak tanımlanması ve bunun sonucunda ailelerinden, sevdiklerinden, okullarından uzak “ıslah” edilmeye çalışılıyor olmaları çocuğun hem fiziksel hem de ruhsal sağlığı açısından kabul edilemez. Kapatma uygulamasının kendisi bile çocuklara yönelik başlı başına bir hak ihlaliyken, bir de bu çocuklar her gün şiddete, tacize, hakarete maruz kaldıklarını beyan ediyor. Çocuklar sadece özgürlükten mahrum bırakılarak cezalandırılmıyor, hapishanelerin iç işleyişindeki resmi ya da gayrı-resmi mekanizmalar ile cezaları katmerleniyor. Örneğin yeşilçam filmlerinde kaldığını düşündüğümüz “koğuş ağalığı” sistemi “mümessillik” adı altında çocuk hapishaneleri başta olmak üzere birçok hapishanede devam ediyor. Bu mümessiller bizzat idare tarafından destekleniyor ve bulundukları koğuşlarda çeteleşme ve idare desteği yoluyla diğer çocuklara yönelik zorbalığın başını çekiyor.

Tutuklanan Çocuklar Tekrardan Tutuklanma Riskiyle Karşı Karşıya

Özellikle çocuk hapishanelerinde çok yaygın bir şekilde rastlanan taciz ve tecavüz olayları da yine kapatılan çocuğun cezasının bir parçası oluyor. Bu çocuklar yalnız hissediyor, bugüne ve geleceğe ilişkin kaygıları artıyor ve tüm bunların sonunda intihara sürükleniyor. Yaşamlarının en dinamik, en üretken dönemlerini hapishanede geçirmek zorunda kalan bu çocuklar için hapishaneden girdikleri gibi çıkmak mümkün olmuyor. Yoğun olarak deneyimledikleri olumsuz duygular ile baş edemeyen çocuk, hapishanede öğrendiği pek çok yeni suç tipine başvurarak dışarıda hayatta kalmaya çalışıyor ve bu sarmal sürekli tekrarlanıyor. Yapılan araştırmalar bir kez tutuklanan çocukların çok yüksek oranlarda yeniden tutuklanma riskiyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Hapishane sisteminin çocukları suçtan uzaklaştırmadığı aksine yeni suçlar öğreterek, suç işleme ihtimallerini arttırdığı görüşü bilimsel verilerle destekleniyor.

Son zamanlarda yine Sincan hapishanesi örneğinde olduğu gibi, çocukların yaşamak zorunda bırakıldıkları alanlarda darp, küfür, hakaretten bahsediliyor. Aileler aracılığıyla hapishanedeki gergin ortamı haber alarak çocuklarla görüşmek isteyen avukatların talepleri reddediliyor, cezaevi idaresi konuyla ilgili açıklama yapmaktan kaçınıyor. Sabah saatlerinde yapılan görüşmeler sonucu 6 çocuk ve 14 gardiyanın karıştığı bir olay yaşandığı, 6 çocuk ve 2 gardiyanın yaralandığı ortaya çıkıyor. Hapishane yönetimi çocuklar için “sadece ayaktan tedavi edilecek şekilde yaralandılar” gibi sorumluluktan uzak açıklamalar yapıyor. Bizler psikologlar olarak biliyoruz ki; hiçbir çocuk, yasanın suç olarak kabul ettiği herhangi bir durumu, olayı, davranışı ortaya çıkarmakla suçlanamaz ve cezalandırılamaz.

Çocuk Hapishaneleri Çözüm Değil

Çocukların koşulları, aile içi dinamikleri, sosyal ve çevresel etkenleri çocuğa ve evrensel çocuk haklarına uygun biçimde düzenlenmezse; çocuğun ekonomik kaynaklara ulaşımı; çocuğun sağlık, barınma, eğitim gibi ihtiyaçları göz önünde bulundurarak planlanmazsa; yaşadıkları hayatla ilgili katılım, söz söyleme hakları tanınmazsa çocuğun yaşayacağı ve doğallığında yaşatacağı sıkıntıların azalmayacağını aksine artacağını biliyoruz ve çocuk hapishanelerinin bunun için bir çözüm olamayacağının tekrar altını çiziyoruz. 

Pozantı, Şakran, Sincan… Hapishanelerin sistematik olarak çocuk istismarına neden olduğunun göstergesi olarak toplumsal hafızamızda yer ediniyor. Daha fazla çocuğun bu döngüde kaybolup gitmemesi için çocuk hapishanelerinin derhal kapatılması gerektiğini psikologlar olarak bir kez daha dile getiriyoruz.”

Öte yandan Ceza İnfaz Siteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) 2017 yılında yayınladığı Çocuk Mahpuslar Raporu’nda, Sincan Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nun da yer aldığı geniş bir çalışmayı kamuoyuna sunmuştu.

Raporun tamamına ulaşmak için tıklayınız.