“Yapılabilir Bir Şey Yaptık”

‘Mültecilerle dayanışma ve birlikte yaşam için müşterek mekanlar’ paneli Ezgi Tuncer’in moderatörlüğünde Kırkayak Kültür ve Kadın Kadına Mülteci Mutfağı’nın katılımıyla gerçekleşti.

Hrant Dink Vakfı’nın düzenlediği ‘Mültecilerle dayanışma ve birlikte yaşam için müşterek mekanlar’ panelinde gönüllüler mekanların kuruluş hikayesini ve deneyimlerini aktardılar. Kadın Kadına Mülteci Mutfağı’ndan Zeynep Hürbaş bir araya geliş sürecine değindi. Hürbaş, “İlk olarak 18 kadın bir araya gelip atölyeler düzenledik. Evlerde toplanılıp reçeller yapıldı. Hiçbiri daha önce çalışmamış kadınlardı. Ortaklaştırdıkları alan mutfak oldu. Bu yaptıklarımız kadınlar için bir hobi değil. Biz istedik ki kadınların kendilerini güvende hissedebilecekleri bir mekan olsun. Çocuklarını rahatlıkla getirebilsinler. Sohbet edip, bir şeyler de üretebilsinler. Kadın Kadına Mülteci Mutfağı bambaşka hayatlardan insanların yollarının kesiştiği bir yer oldu. Mekan da tadım etkinlikleri düzenliyoruz. İnsanlar gelsin, yemeklerimizden yesin ve mutfağı görsün istiyoruz. Bize ulaşıp etkinliğe gelip fotoğraflarınızı çekmek istiyorum diyenler var. Böyle şeyler bizim için önemli çünkü gönüllü insanlara ihtiyacımız var. Kadınlar birlikte dayanışmanın güzelliğinin farkındalar. Yapılabilir bir şeyi yaptık.”

“Biz Kadınların Daha Görünür Olmasını İstiyoruz”

Kırkayak Kültür’den Ayşegül Ateş 2011 yılında resmi olarak kurdukları mekanın Gaziantep’te birçok meslek grubundan insanın bir araya gelmesiyle oluştuğunu dile getirdi. Ateş, ”Bağımsız bir kurumuz. Kentin hafızasını oluşturmaya çalışıyoruz. 2011 yılında Suriye’deki savaşla Gaziantep’e göç başladı. Aktivistler Kırkayak Kültür’e gelmeye başladı, ki halen misafirhanemizde kalan aktivistler var. Bizler de gönüllülük esası ile çalışıyoruz. Çok kültürlülüğü kültür sanatla buluşturmaya önem veriyoruz ve bu doğrultuda çalışmalar, etkinlikler yapıyoruz. Gaziantep’te ilk film festivalini düzenleyen biz olduk. Onat Kutlar film festivali ismi ile düzenledik ama daha sonra ismi değiştirmek durumunda kaldık. Festivalimizin yeni ismi Zeugma Film Festivali oldu. Son 3 yıldır da göç üzerine araştırmalar yapıyoruz. Kısacası Kırkayak Kültür olarak deneyerek öğreniyoruz diyebilirim. Değişim güzel oluyor.” Emine Doğan ise Mutfak Matbakh Kadın Atölyesi’nin nasıl kurulduğunu anlattı. Doğan, ”Mutfağımızın adı Mutfak Na, bizim mutfak demek. Kırkayak Kültür bünyesinde gönüllü olarak çalışan 3 kadın olarak kadınların mağdur gösterilmesine karşı olarak bu mutfağı kurduk. Toplantılar yaptık, Gaziantep’teki sivil toplum kuruluşlarını çağırdık. Mutfağımızın logosunu da açıklamak istiyorum. Yuvarlak bir masayı düşünün bu masada bulunan her kaşık ayrı bir kültürü simgeliyor. Biz kadınların daha görünür olmasını istiyoruz ve bu yüzden mutfağı onların üretim yaptıkları bir yer olarak kullanıyoruz.”

“Günlük Pratikler Üzerinden Bir Araya Gelmek Birlikte Yaşamı Kuruyor”

Dinleyicilerden gelen  “Kadın Kadına Mülteci Mutfağı Türkiyeli ve Suriyeli insanların kaynaşma mekanı haline geldi mi?” sorusunu Zeynep Hürbaş cevapladı. Hürbaş, ”Bir mahalle içindeki dayanışmayı kurmak sadece bir Suriyelinin veya sadece bir Türkiyelinin yapabileceği bir şey değil. Çekinceler halen var. Bazen tepkiler de alıyoruz ama usanmadan, bıkmadan anlatmaya çalışıyoruz.” dedi. Birlikte yaşam ile ilgili gelen soruya Kırkayak Kültür’den Ayşegül Ateş komşuluk kavramına önem verdiklerini belirtti. Ateş, ”Bu insanlar ülkelerine dönemiyorlar, başka yere gidemiyorlar. Hiçbir şey yapmamak yerine bu şekilde çalışıp üretiyorlar. Göç ile gelen insanlar bizi benimsemişse bize bu yeterli. Evet eksiğimiz çok ama deneyerek yanılarak öğreniyoruz. Ve günlük pratikler üzerinden bir araya gelmeyi planladığımız için birlikte yaşam zaten kendiliğinden oluşuyor.” diye ifade etti.