“Evrim Devam Eden Bir Süreçtir“

Evrim Ağacı’nın kurucusu olan Dr. Çağrı Mert Bakırcı evrimle ilgili soruları yanıtlamak için düzenlenen söyleşilerde okurlarıyla buluşmaya devam ediyor.

Evrenin Karanlığında Evrimin Işığı, Evrim Kuramı ve Mekanizmaları kitaplarının yazarı ve Evrim Ağacı kurucusu olan Dr. Çağrı Mert Bakırcı, Avcılar Barış Manço Kültür Merkezi’nde evrime dair soruları yanıtladı. Dinleyicilerden gelen sorular ve Bakırcı’nın yanıtları şu şekilde;

Evrim Nedir?

Günümüzde de an itibariyle burada bulunan her bir aile, her birimizin ebeveynleri üreyip bir sonraki nesli ürettiğinde bizden bir sonraki nesil geldiğinde, onlardan sonraki bir nesil geldiğinde bu nesillerin popülasyonunun özellik dağılımına baktığımızda bir önceki popülasyondan farklı olduğunu göreceğiz. Bu uzunluk, kas yapısı, kemik boyutları gibi fiziksel özellikler de olabilir doku, organ gibi fizyolojik özellikler de olabilir. Davranışsal, genetik özellikler de olabilir. Ama ne olursa olsun bu dağılımın nesiller içinde değiştiğini göreceğiz. İşte evrim aslında bu.

Ara Tür Nedir?

Bu süreçteki her bir nesil kendisinden bir önceki nesille, bir sonraki nesil arasında bir geçiş grubu aslında. Ara tür dediğimiz zaman çok kafa karıştırıcı olabiliyor. Ara tür dendiği zaman akılda  yankılanan veya maalesef bu yöndeki propagandalardan ötürü o şekilde canlandırılmaya itildiğimiz şeylerden bir tanesi yarısı bir canlı diğer yarısı bir diğer canlı şeklinde bir geçiş gurubundan bahsedildiği zannediliyor. Halbuki ara tür dediğimiz şey atasal özelliklere sahip olmak demektir. Örneğin atalarının yaşadığı  ekoloji ile torunlarının yaşadığı ekoloji arasındaki ekolojiye uygun özelliklere sahip olmak demek. Her bir nesil kendisinden önce gelenle kendisinden sonra gelen arasında bir geçiş, her bir tür kendisinden önce gelenle kendisinden sonra gelen tür arasında bir geçiş. Biz de kendimizden önce gelen tür ile bizden sonra gelecek olan artık o tür her ne ise onun arasında bir geçiş grubuyuz şu anda.

Davranışlarımızdaki Etkenler Nelerdir?

Davranışlarımız en nihayetinde bizim davranış dediğimiz genetik ve çevresel  faktörlerle şekillenen biyolojik, psikolojik olaylar. Birçok davranışlarımızın çeşitli derecelerde genetik alt yapısı var. Mesela doğuştan gelen içgüdülerin büyük bir kısmı genetik alt yapılıdır. Ama daha sonradan bizim algısal davranışlar dediğimiz davranışlar bunlar genetik alt yapıya sahip olsa da, genler belli bir çerçeve belirse de bunun içini kültürün doldurduğu davranışlar var. Ve bunu sadece insanlarda görmüyoruz. Diğer hayvanlarda da aynı şekilde içgüdüsel davranışlar, algısal davranışlar vardır. Genetik alt yapının evrimsel bir karşılığı var. Evrimsel süreçte değişebilen özelikler ve dolayısıyla tüm evrimsel özelliklerde olduğu gibi popülasyon içerisinde bir genetik çeşitlilik olduğunu  görüyoruz.

Eşcinselliğin Evrimdeki Rolü Nedir?

Eşcinsellik dediğimiz en basit tanımıyla bir bireyin hemcinsine cinsel ilgi duyması. Tam olarak nereden kaynaklandığını henüz halen bilemiyoruz. Ancak yapılan çalışmaların gösterdiğine göre bir evrimsel kökeni var. Eşcinselliğe sahip olan tek türün insanlar olmadığını görüyoruz. Doğaya baktığımız zaman 400-500 farklı türde eşcinsel davranışlar görüyoruz ve bunu anladığımız zaman bunun bir tercih olmadığından emin oluyoruz.  

Yapay Zekanın Evrim Ağacında Yeri Var Mıdır?

Günümüzde yapay zeka dediğimiz teknoloji büyük oradan makine öğrenmesi algoritmaları üzerinden ilerliyor. Makine öğrenmesi algoritmaları da bizim sinir sistemimizden, öğrenme biçimlerimizden yola çıkıp çeşitli algoritmalar üretmeye dayanıyor . Buna bağlı olarak öğrenen makineler geliştiriyoruz . Algoritmaları öğrenme üzerinden inşa ediyoruz. Ama atladığımız bir basamak var. Öğrenme algoritması dediğimiz reçetenin önce şu olacak sonra bu olacak gibi bir reçetenin dayanak noktası bizim öğrenmeden anladığımız şey. Biz öğrenmeden bir şey anlıyoruz ve onun üzerine felsefi, bilimsel bir düşünce silsilesine giriyoruz. Sonunda  şu şu algoritma çalışır diyoruz. Bu tarz bir yaklaşımı yapan doğa yasasında da evrim zaten. Benim çalışma konum evrimsel algoritmalar isimli saha altında yer alıyor. Bizim iddiamız bu saha içinde öğrenme işinin öğrenme algoritmalar tarafından yapılacağı ama nasıl öğrenileceğidir. Yani öğrenme algoritmasının ne şekilde inşa edilmesi gerektiğinin evrimsel bir algoritma tarafından tasarlanması gerektiğine yönelik bir iddiamız var. Benim diğer bir iddiam hiçbir zaman bir insanın oturup da yapay genel zekayı kendi eliyle tasarlamayacağı yönünde. İddiam doğru ise evrimsel algoritmalarla desteklenen makine öğrenme algoritmalarının yapay genel zekayı ortaya çıkaracağı. Çünkü bu evren tarihinde en azından bir defa yaşandı. İnsan biyolojik evrim sonucunda buraya geldi ve biyolojik evrim sonucunda bu yapay ya da doğal zekaya ulaştı. Yapay genel zekaya da bence aynı şekilde ulaşacağız. Ve tabii ki 4 milyar yıl beklememiz gerekmeyecek. Evrimsel süreci algoritmalara aktardığımız zaman doğada olduğundan kat kat hızlı bir şekilde bu süreci geliştirebileceğiz.