Kadınsız Toplantılar: Cinsiyet Eşitsizliğinin Görünür Kılındığı Bir Düzlem

Akademisyen Barış Gençer Baykan, 1 yıldır “Kadınsız Toplantıları” izliyor, düzenleyicilerine “Neden?” diye soruyor. Gözlemine göre tarım, ekonomi, enerji, tarih gibi alanlardaki kadınların olmadığı toplantılara daha sık rastlanıyor. Erkekler her saat, koşul ve şehir hatta ülkedeki toplantılar için ‘uygunken’, kadınların takvimi her duruma uyamıyor.

2015 yılında All Male Panels (Hepsi Erkek Paneller) isimli bir blogla, dünyada sadece erkeklerden oluşan panelleri izlemeye başlayan Saar Särmä, Türkiye’de Yeditpe Üniversitesi Öğretim Üyesi Barış Gençer Baykan’a ilham oldu. Baykan Ekim 17’den bu yana, Türkiye’de gerçekleşen ‘kadınsız panellerin’ çetelesini tutuyor. Bu toplantıların düzenleyicilerine ulaşıyor ve “Neden böyle” olduğunu soruyor. Kadınsız toplantı pek çok alanda görülebildiği gibi, özellikle tarım, ekonomi, enerji, tarih alanındaki toplantılar yine akademisyenin gözlemlerinden biri. Baykan, “Kadınların ev işleri veya çocuk bakımında üstlenmek zorunda kaldıkları sorumluluklar da kadınsız toplantıların arkasında yatan nedenlerden biri” diyor.

Barış Gençer Baykan

Kadınsız Toplantılar konusu dünyada çok yaygın ama Türkiye bu konunun başrolü diye düşünüyorum. Sizin gözleminizde bu yönde mi, yoksa bu durum bütün dünyada aynı mı?

Aslında küresel bir davranış kalıbından bahsediyoruz. Finlandiya’daki Tampere Üniversitesi’nin öğretim üyesi Saar Särmä’nın başlattığı ‘All Male Panels’ (Hepsi Erkek Paneller) adı altında derlediği seride Şubat-Mayıs 2015 tarihlerini arasında tüm dünyadan 400 kadar kadınsız toplantı derlemiş. Güncel sayıya ulaşamadım. Ben ise 14 ayda 250’ye yakın toplantı derledim. Şüphesiz Türkiye için bu rakam geriye dönük derlenirse çok daha fazla artacaktır. Şimdilik Ekim 2017’den bu yana kadınsız toplantıları derliyorum.

250’ye yaklaşan toplantı sayısı diyorsunuz. Bu toplantıları ağırlıkla hangi içerikli buluşmalar oluşturuyor acaba?

Hemen her konuda kadınsız toplantı olmakla beraber tarım, ekonomi, enerji, tarih konuları ağırlıkta. Bazı katılımcılar rahatsız oluyorlar ve panelistlerin seçilmesinin toplantıyı düzenlerin inisiyatifinde olduğunu ifade ediyorlar.  Katılımcılardan ziyade düzenleyicilere ulaşmaya çalışıyorum. Eşit sayıda kadın-erkek paneliste yer verilmesini talep ediyorum. Kimisi dikkate alıyor gelecek toplantılar için düzelteceklerini ifade ediyor, kimisi sektörlerinde kadın uzman olmadığını iddia ediyor.

Sizce neden siz takip ediyorsunuz Kadınsız Toplantılar’ı ve nasıl bir hassasiyetle girdiniz bu takibe? Çalıştığınız alan yanılmıyorsam toplumsal hareketler. Bu konunun dönüşeceği bir ‘toplumsal hareket’ olur mu?

İnisiyatif almak ile ilgili. Kadınsız toplantılara çok sık rastlayınca rahatsız olmaya başladım ve bunun derlemesinin yurtdışında da yapıldığını da bilerek bu işe giriştim. Kişisel bir rahatsızlığın toplumsal bir karşılığı olması itici güç oldu. Evet, özellikle çevreci toplumsal hareketler üzerine çalışıyorum. “Kadınsız toplantılar” da pekala bir toplumsal hareket olabilir. Yapılan derleme sadece bir veri tabanı oluşturuyor. Buradan hareketle resmi ve özel kurumların etkinliklerinde toplumsal cinsiyete dikkat etmelerini ve bunu kurallara veya mekanizmalara bağlı olmalarını talep edecek bir hareket pekala çıkabilir. Felsefe alanında bu konuya dikkat çeken bir kampanya var: Gendered Conference Campaign

Bu toplantıları takip etme yönteminiz nedir? Verdiğiniz röportajlarda ‘dikkatimi çekenler, önüme düşenler’ demişsiniz, ama bugün bunun için bir başka yöntem kullanmaya başladınız mı?

Başlıca kaynağım sosyal medya. Twitter, Facebook ve Linkedin üzerinden takip ettiğim kurumsal ve kişisel hesapların etkinlik paylaşımlarına bakıyorum. Artık bir alışkanlık oldu. Bir yerden sonra arkadaşlarım ve meslektaşlarım kendi ağlarında rastladıkları kadınsız toplantıları paylaşmaya başladılar. Bazen de anahtar kelimeler ile aratıyorum: “Panel” “üniversite” 2018 gibi. Daha sistematik bir yöntem bulamadım henüz. Tek bir sektöre, tek bir kuruma odaklanılabilir. Örneğin bir üniversitenin, bir sendikanın, bir odanın tüm panelleri incelenebilir ve kadın erkek sayısına bakılabilir.

Kadınsız toplantılar ya da ‘kadının olmadığı yerleri’ konuşmak, bu hassasiyet önemli ama içinde bir tık “politik doğruculuk” barındırıyor. Politik doğruculuk konusunun sorunu ise, birazcık -mış gibi davranmasında. Ama kadının toplumdaki yerinin değişmesi biraz daha derinden bir değişimi ya da anlayışı gerektiriyor. Siz ne söylersiniz? Bu durumu nasıl değerlendirirsiniz?

Kesinlikle daha radikal bir değişim gerekiyor ama hiçbir çabayı küçük görme lüksümüz yok. Fransız Yeşilleri’nden bir milletvekilinin sözü hiç aklımdan çıkmaz. Yeşillerin nükleer enerji ile de semt parkındaki köpek kakasıyla da ilgilenmeleri gerektiğini söylemişti. Kadınsız toplantılar cinsiyet eşitsizliğin görünür kılındığı bir  düzlem oldu. Etkinliği düzenleyenleri biraz sıkıştırınca kadınların davetli olduklarını ancak takvimlerinin uymadığını veya son dakikada acil işlerinin çıktığını söylüyorlar. Bunlar da toplumsal cinsiyet rollerini gündeme getiriyor. Erkekler her zaman hazırlar, gece geç vakitlerde, şehir dışında veya ülke dışında toplantılarda. Kadınların ev işleri veya çocuk bakımında üstlenmek zorunda kaldıkları sorumluluklarda kadınsız toplantıların arkasında yatan nedenlerden biri.

Bütün bu biriktirdiğiniz toplantılar, bir başka çalışmaya dönüşecek mi?

Hep düşünüyorum verileri daha sistematik bir şekilde toplamayı ama henüz bir yöntem geliştiremedim. Haliyle farklı sektörlerden farklı kurumlardan farklı konularda bir veri tabanı var. Dolayısıyla akademik bir çalışma için ayrı bir çaba gerektiriyor.  Bir ara tek kadınlı toplantıları derlemeye başladım çünkü sayıca fazla olduklarına dair bir fikrim vardı. Bir noktadan sonra devamını getiremedim. Küresel bir veri tabanı oluşturulması fikrim de var. O zaman Türkiye’nin durum yerine oturur.

İlgili Yazılar

Tüm Haberler