Sosyal Medyada Nefret Söylemi Atölyesi Yapıldı

Sosyal medyada nefret söylemi ve mücadele yöntemleri odaklı gerçekleştirilen atölye Prof. Dr. Aslı Tunç’un kolaylaştırıcılığında Hrant Dink Vakfı Anarad Hığutyun binasında düzenlendi.

Ayrımcı söylemin nasıl üretildiği ve yaygınlaştırıldığının ele alındığı atölye İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Prof. Dr. Aslı Tunç’un  Türkiye ve dünyadaki göçmen karşıtlığının hangi boyutlarda olduğunu aktarması ile başladı.  Sosyal medyadaki nefret söyleminin yazılı basına göre daha fazla olduğunu söylen Aslı Tunç, “ Sosyal medyanın interaktif olması, herkesin katılıyor olması sonucunda her türlü yorumla karşılaşabiliyoruz. Toplumsal iklimi sosyal medyadan ayrı tutamazsınız. Var olan sorunlar bu mecra aracılığıyla nefreti de yaygınlaştırıyor. İncelediğimizde en çok nefret söylemi Twitter’da üretiliyor. “ dedi.

“ Sosyal medyadaki nefret söylemi insanları olumsuz etkiliyor ”

Nefretin insanları sindirici bir etkiye sahip olduğunu belirten Tunç, “  Nefret içerikli söylemler insanları olumsuz yönde etkiliyor. Yaratılan korku ikliminde insanlar pasifize edilerek sindiriliyor. Ve sosyal medya bu görevi üstleniyor. Türkiye dışında diğer ülkelere baktığımızda örneğin Amerika’da bir youtuberin nefret söylemi içerikli paylaşımına karşılık Youtube harekete geçti. Şirketlerin nefrete karşı harekete geçmesini iyi bir hareket olarak görüyorum. ” diye konuştu.

Avrupa’da nefret söylemi ile nasıl mücadele edinildiğine değinen Tunç, “ Almanya 2017 itibari ile sosyal medya kanunu çıkardı. Sosyal medya hesaplarından nefret söylemi, sahte haber içerikli paylaşımları yayanların 24 saat içinde kaldırması gerekiyor. Kaldırmadıkları taktirde yüksek miktarda para cezası veriliyor. 2 milyon kişi bundan etkilendi. 2017 kanunundan sonra bir kadın milletvekilinin attığı ırkçı tweet üzerine hesabı kapatıldı. “

“ Nefret söylemine karşılık bireysel çaba da harcamalıyız “

Nefret söyleminden bahsederken bir diğer kavram olan savaş söyleminden de bahseden Tunç, “ Savaş söylemi çok yaygınlaştı. Bir dijital oyun gibi . 24-25 Nisan’da sosyal medyadaki hashtaglare bakın hepsi nefret söylemi üzerine. Değişmeyen ortak paydamız var. Bunlar; Kürt nefreti, dini inanç ve mezhep kökenli nefret söylemi, göçmen karşıtlığı ve daha birçokları. “

Ayrımcılığa, nefret söylemine karşı nasıl mücadele edilmesi gerektiğine dair ise Tunç şunları söyledi: “Yanlış bilgilendirme ile mücadele etmeliyiz. Bunun için bireysel çaba harcamalıyız. Nefret söylemi üreten paylaşımları, yazıları şikayet etmeliyiz. Çocuklara, gençlere, kamu kurumlarına yönelik bu konuda eğitimler verilmelidir. Sivil toplum örgütleri desteklenmelidir. Ayrıca bir nefret söylemi yasası gerekiyor. Tanınmış kişilerin daha doğrusu saygınlığı olan insanların nefret söylemine tepki vermesini sağlamak gerekiyor.”  dedi.

Sunumun ardından katılımcıların söz aldığı atölyede sosyal medyadaki nefret söylemine karşılık alternatif bir dil yaratılmasının gerekliliği vurgulandı.