1. Yılına Yaklaşırken: Universus Sosyal Araştırmalar Merkezi

Kuruluşunun 1. Yılına yaklaşırken çeşitli etkinlikler ve projelere imza atmış, İstanbul, Beşiktaş merkezli olarak faaliyet gösteren Universus Sosyal Araştırmalar Merkezi yönetim kurulu üyelerinden Fırat Çoban ile sürdürdükleri çalışmalar ve sivil toplum olgusu üzerine görüşleri odağında bilgi aldık.

Öncelikle biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

Merhabalar ismim Fırat Çoban, Universus Sosyal Araştırmalar Merkezinin kurucularından birisiyim. Bu yıl İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldum. Önümüzdeki dönem yüksek lisans eğitimime sosyal politika alanında devam edeceğim. Aynı zamanda Universus’taki yönetim kurulu üyeliğim de devam ediyor.

Kısaca Universus Sosyal Araştırmalar Merkezinin kuruluş aşamasından bahsedebilir misiniz?

Universus kurucu yaş ortalaması 23 olan bir sosyal araştırmalar merkezi. Asıl olarak gençlerin sivil ve siyasal toplumda özneleşme probleminden ve iddiasından mütevellit ortaya çıkan bir sivil toplum kuruluşu. Bu doğrultuda üç ayrı koordinatörlük bünyesinde, akademik araştırmalar, kültür-sanat çalışmaları ve sivil toplum çalışmaları gerçekleştiriyor.  Üyeleri lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinden oluşuyor ve kuruluşu Eylül 2017’de gerçekleşti. Faaliyetlerine yaz döneminde verilen küçük bir aradan sonra Eylül 2018’de yeniden tüm hızıyla devam edecek.

İleriye yönelik olarak gerçekleştirmek istediğiniz değişimler ve başarılar nelerdir?

Şöyle ki Universus’un kuruluşundan bahsederken sivil ve siyasal toplumda bir özneleşme iddiasından bahsetmiştim. Universus tipik bir düşünce kuruluşu gibi yalnız o düşünceyi, o fikri üretmek ile yetinmiyor. Akademik araştırmalar direktörlüğünde ürettiği o fikrin, sivil toplum çalışmaları ve kültür-sanat çalışmaları ile doğrudan toplumsala dokunmasını, onu dönüştürmesini arzu ediyor. Yani sivil ve siyasal toplumda bir dönüşüm, bir değişiklik arzusunun olduğunu gösteriyor. Bu değişikliği neye karşı yapmak istiyor? Örneğin gerontokrasiye yani yaşlıların egemenliğine karşı yapmak istiyor, sivil toplumu bir sektör olarak görenlere yapmak istiyor, gençleri siyasal toplumdan uzaklaştırmak isteyenlere karşı yapmak istiyor.

Belirttiğiniz üzere üyeleriniz birçoğu gençlerden ve öğrencilerden oluşuyor. Acaba giderlerinizi nasıl karşılamaktasınız?

Universus bir gönüllülük kuruluşu. Lisans öğrencileri, yüksek lisans öğrencileri ve doktora öğrencilerinden oluşuyor ve az sayıda genç akademisyen üyemiz de bulunuyor. Ve Universus’un tüm giderleri bu paydaşlar tarafından karşılanıyor. Universus ofisinin kira giderleri, mutfak giderleri, etkinliklerimizde kullandığımız materyaller gibi tüm giderlerimizi imece usulü toplayarak, aidatlar yoluyla, bağışlar yoluyla sağlamaya çalışıyoruz. Şu zamana kadar herhangi bir kurumdan bağış, destek veya hibe almadık.

Universus içerisinde yer alan Deniz Kabuğu Günleri, Agora gibi alanında yetkin kişiler ile yaptığınız tartışma odaklı etkinliklerde Devrim Horlu ile şiir konuşmaktan, Prof. Dr. Fatmagül Berktay ile feminizm konuşmaya kadar konu alanı geniş bir yelpazede etkinlikler gerçekleştiriyorsunuz. Bu etkinliklerin belirlenme süreci nasıl gerçekleşiyor?

Universus’un hiyerarşik bir yapısı yok. En çok önemsediği şeylerden birisi sivil ve siyasal toplumda olmadığının aksine üyelerinin kendilerini tam anlamıyla gerçekleştirebilmelerine olanak sağlamak. Bu sebeple Universus iktidarı ortaya bırakıyor ve bir şey yapma iddiasında olan paydaşlar o iktidardan gidip paylarını alıyorlar ve bir şey gerçekleştiriyorlar. Bu kimi zaman bir şiir söyleşisi olabiliyor, kimi zaman bir felsefe oturumu olabiliyor. Veyahut bir siyasal toplantı halinde kendini gösterebiliyor. Universus’un en büyük amaçlarından birisi, paydaşlarının kendilerini gerçekleştirebilmelerine olanak sağlamak için onlara destek vermek, ona yol açmak

Çocuk (H)aklı, Babalar da Yapar gibi projelerinizi geçen yıl içerisinde gerçekleştirdiniz. İleriye yönelik olarak böyle projeleriniz bulunmakta mı?

Universus’u anlatırken, Universus’un tipik bir düşünce kuruluşu olmadığını söylemiştim. Bu şu anlama geliyor. Bir fikri üretip ortaya koyup geri çekilen bir organizasyon değil Universus. O ürettiği bilgiyi doğrudan toplumsalın dönüşmesinde, dönüştürülmesinde kullanmak istiyor Universus ve bunun için çalışıyor. Babalar da Yapar ve Çocuk (H)aklı projelerimiz de Universus’un doğrudan bilgi üretmek değil, o bilginin toplumu değiştirip, dönüştürmesi için kullanılması amacı doğrultusunda gerçekleştirdiği projelerdir. Bu projeleri geçtiğimiz yıl gerçekleştirdik. Örneğin Çocuk (H)aklı projemiz -ki kendisi bir insan hakları pilot projesidir- Galatasaray Üniversitesi İnsan Hakları Kulübü ile beraber gerçekleştirdiğimiz bir projeydi. Önümüzdeki dönem tekrar gerçekleştireceğiz. Babalar da Yapar projemizi önümüzdeki babalar gününde tekrar gerçekleştirmeyi arzu ediyoruz. Bu ve benzeri projelerimiz ileriye dönük olarak elbette devam edecek.

Diğer sivil toplum örgütlerine karşı bakışınız nasıl? Sivil toplum örgütü denildiğinde hayal ettiğiniz olgu nedir?

Şöyle ki Türkiye’deki sivil toplum ne yazık ki devlet destekli bir sivil toplum. Devlet, kamu kuruluşları olmaksızın ayakta kalamayacak, onlar sayesinde ve onlardan elde ettikleri hibeler sayesinde ayakta kalabilen bir sivil toplum olgusu var Türkiye’de. Hatta öyle ki sivil toplum kimi kesimler için biz kazanç kapısına gelmiş ve bir sektöre dönüşmüş. Universus tabii bunun karşısında duruyor. Şimdiye değin hiçbir kamu kuruluşundan herhangi bir bağış, hibe almadı ve kendi paydaşlarıyla burayı çevirmeye çalışıyor. Biz Türkiye’de sivil toplumun devletten özgürleşmesini, kendi ayakları üzerinde durabilmesini ve kamu kuruluşlarıyla iş birliği gerçekleştirdiğinde de bunu sahiden kendi amaçları olan o değişimi, dönüşümü sağlamaları için kullanmaları gerektiğini düşünüyoruz. Universus bunu yapmaya çalışıyor. Bununla birlikte çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla, çeşitli vakıflarla temastayız. Zaman zaman yan yana geliyoruz. Örneğin İstanbul Küçük Millet Meclisi çalışmasını çok kıymetli buluyoruz. Bunun yanında geçtiğimiz aylarda Gençlik Örgütleri forumuna da gözlemci olarak katıldık. Oradaki tartışmalara katkı vermeye ve tartışmaları zenginleştirmeye çalıştık.  Sivil toplumdaki farklı öznelerle temasımız devam ediyor. Paylaşmaya ve birlikte biriktirmeye çalışıyoruz, tartışmaya çalışıyoruz. Sivil toplumda ilerlemenin de bu şekilde olabileceğini düşünüyoruz.