Amedspor’a Barikat Olan Mor Kadınlar

Son dönemde kadınların futbol ile olan ilişkisine dair kabuller değişse de kadınların futbol maçlarında görünürlüğü hâlâ az rastlanır bir olay. Bunun yanında, kadınların futbolun görünür alanlarındaki varlığını, spor kanallarındaki güzel kadın sunucu figürünün ötesine taşımanın mücadelesini verenler de var.

Bu mücadele ile öne çıkan kadınlardan Amedspor – Mor Barikat Kadın Taraftar Grubu’nu ziyaret edip tribünün mor rengini, sahaya inen zılgıtı ve kadın mücadelesinin tribündeki yansımalarını konuştuk. 

Futbolun genelde erkeklerin ilgi alanına girdiği yaygın kabulü hakkında siz ne düşünüyorsunuz?

Çiğdem: 4-5 yıl önce Mor Barikat ile tanışınca futbola ilgimiz başladı. Kadın olarak tribünde yerimiz “yok” denecek kadar azdı. Mor Barikat, kadının tribündeki sesi oldu. Başta ne televizyonda ne gazetelerde kadın vardı. Biz de kadınların niye maçta olmadığını sorguluyorduk. Sonra hepimiz maça gittik. İlkinde küfür çok fazlaydı, kalmayı tercih ettik. Pes etmedik, küfür edilse bile orada kalmaya karar verdik. Küfrü de gittikçe azalttık. Biri küfür edince etrafına bakardı, kadın var mı diye. 

Zeliş: Bir kadınla erkeğin küfre müdahalesi aynı olmuyor. Dönüp “küfür duymak istemiyoruz” dediğimizde özür diliyorlar. Devamlı olmasını sağlamaya çalışıyoruz. Böyle bir kültürün oluşmasını istiyoruz. Sahaya madde atılmamalı, küfür duymamalıyız. Karşı takıma hakaret edilmemeli. Bu konuda kendimize bir sorumluluk yüklendik bunun için mücadele ediyoruz.

Erdal: Biz “küfür yok” deyince erkekler bizimle tartışıyordu. Kadınları tribünlerde görünce cinsiyetçi küfürleri edemiyorlar, kadınlar baskılayıcı unsur oluyor. Kadınlar olduğu zaman tribünler renkleniyor, güzelleşiyor ve farklılaşıyor. 

Amedspor’dan önce başka futbol takımlarıyla benzer bir ilişkiniz var mıydı?

Zeliş: Hayır, hiç yoktu. Her şey Amedspor ile başladı 

Çiğdem: Kendimizi Amedspor’un içinde bulduk. Aile baskısı da vardı üzerimizde. Herkes “kadın nasıl maça gider” diyordu ama biz inatla orada olmayı istedik. Futbol takımına çok destek olduk. Bence taraftar, futbolculardan daha önemlidir.

Zeliş: Biz cinsiyetçi küfürleri duymak istemiyoruz çünkü bunlar kadına yönelik küfürler. Etkilenen yine biz oluyoruz.

Çiğdem: Amedspor ile her duyguyu yaşadık. Taraftar, futbolcular kötü oynamaya başlayınca kızmaya başlıyor. Biz Amedspor’u, bütün sıkıntılarına, dışarıdan baskılara rağmen yalnız bırakmadık. Bize etkisi oldu. Kadının duruşu nasıl olur, bunu Amedspor ile öğrendik.

Zeliş: Biz takımımıza yeterince destek olamıyoruz, oyuncularımız bizsiz sahaya çıkmak zorunda kalıyor. Bizi siyasi değerlendirip psikolojik baskı kuruyorlar. Biz taraftarız, bu kadar ötekileştirilmeyi doğru bulmuyoruz. Amedspor yereldir aslında; Kürttür, Türktür, Alevidir, Ermenidir. Biz kucaklıyoruz, ötekileştirmiyoruz kimseyi. Amedspor bizim şemsiyemiz, herkes gelip altında durabilir. Kimseye ırkını sormuyoruz ama bizi öyle algılıyorlar.

Çiğdem: İnsansan tamamdır. İnsanlık kavramı çok önemli, mutlaka mutabakata varırsın ama bunun dışına çıkan çok var. Ötekileştirip etiket yapıştıran çok muameleyle karşılaştık ama hepsini yeniyoruz.

Zeliş: Deplasmana gidemiyoruz. Maçları kaybettiğimizde moral motivasyonumuz düşüyor. Adı Amed olduğu için bu kadar baskı kurulması bir zulümdür. Bunları yaşamak istemiyoruz.

Kadınlar olarak maçlara ilk gittiğinizde tribünlerde nasıl tepkilerle karşılandınız?

Zeliş: İlk gittiğimizde tribünler sarsıldı, alkışlarla gittik maçlara. “Kadının futbolda ne ilişkisi var” diye düşünüyorlar. Biz daha çok ses çıkarmaya başlayınca onlar bize ayak uydurmaya başladı. Çocuklar bizimle daha çabuk iletişime geçmeye başladılar. Hatta yönetim kadınların sayısı çok olursa biletlerimizi ücretsiz yapacağını söyledi. Kadınlar vardır ve her yerde olmalıdır. Kadının sesi bir erkeğin sesinden daha kuvvetlidir aslında.

Çiğdem: Kadın neden tribünde olmasın? 100 erkeğin içinde bir kadın varsa o ses, erkeği bastırıyor. Bir kadının zılgıtı yeter. Tepkileri bile bile girdik tribüne. Bizden sonra çok değişim oldu.

Rakibe küfür edildiği zaman itiraz ediyorduk. “Takımını desteklemeye gidiyorsun, başka takıma küfretmeye değil” diyorduk. Nefesimizi sonuna kadar takımımız için kullanıyoruz. Sadece küfredenler bazen bize kızıyorlar. Küfürsüz, şiddetsiz bir tribün kültürü yaratmaya çalışıyoruz.

Erdal: “Babamız Amedspor” söylemi var. Bunu bile kabul etmiyoruz. Bestelerimizi kendimiz yapıyoruz. Bayraklarımızı, planlarımızı eşitlikçi anlayışla yapmaya çalışıyoruz. Bunu yönetim kurulunda uygulamaya çalışıyoruz. Bir parmak hiçbir şeydir ama beşi bir araya geldi mi avuç olur, tokat olur, yumruk olur.

OHAL uygulamaları kadın taraftarlara nasıl yansıdı?

Zeliş: OHAL’de orantısız güce çok maruz kaldık. Kolumuzdan çekilme, omuzumuzdan itilme gibi.

Erdal: Eşgüdüm toplantılarına katıldım. Maalesef OHAL döneminde mülkî amirler OHAL’i suistimal ederek keyfî uygulamalar içine girdiler. Bugün resmî olarak kullandığımız logolar üzerinde Dört Ayaklı Minare ve Surlar var. İçişleri Bakanlığının onayladığı resmî logodur. Buz gibi havada ellerimiz titreye titreye günlerce uğraştığımız pankartları açamadık.

Zeliş: Besteleri, baskıyı düşünerek yapıyoruz. En ufak kelime bile problem olabiliyor. Sloganlarımızı söylerken bir kameranın sezon boyunca en önde bizi çekmesi çok fazla rahatsız ediyordu. OHAL’de farklı sesin olmasını istemediler. “Mor Barikat” yazan pankart alınmadı.

Türkiye’deki diğer futbol kadın taraftar gruplarıyla bir araya gelme şansı buldunuz mu?

Çiğdem: Maalesef bulamadık. Şehir dışına gitme şansımız da olmuyor. İmkânlarımız kısıtlı. Buradaki maçlara gelirken bile sorun oluyor.

Erdal: Kadın grupları haricinde biz Barikat taraftar grubu olarak Anti-Fa’ya üyeyiz. Türkiye’den birkaç takım taraftarı üyedir. Irkçılığa, cinsiyetçiliğe, faşizme karşı olduğumuzu deklare ettik. Bu oluşumun içinde olmak istedik. “Çocuklar ölmesin maça gelsin” dedikten sonra dünyanın farklı yerlerinden birçok taraftar grubu, mesela San Paoli, bu pankartı bizimle birlikte açtı, altına Amedspor yazdı.

Kadınlar olarak kadın mücadelesini önümüzdeki dönemde futbola da güçlü şekilde taşımak için nasıl formüller düşünüyorsunuz?

Atkımızı yaptık. Üzerinde “tribünde kadın devrimi” yazıyor. Daha güçlü olacağız. Büyüyoruz, 2 kişi ile başladık, şimdi çoğaldık. Daha çok bağırmak, zılgıt çalmak istiyoruz. Kadının her yerde olduğunu, olabileceğini göstermek istiyoruz. Gelmek isteyen herkesi bekliyoruz. Korkmasınlar, gelsinler. Onlara ve zılgıtlarına ihtiyacımız var. Biz pes etmemeyi, mücadele etmeyi Amedspor ile öğrendik ve bu mücadeleyi büyütmek istiyoruz. 

Diğer kadın kulüplerinin kapatılmasına dair bilginiz var mı?

Erdal: Amedspor’un maddi sıkıntılarından dolayı kadın voleybol takımı ve tekerlekli sandalye kadın takımını kapatmayı düşünüyorlar. Kentteki tüm sivil toplum kuruluşlarına çağrımızdır. Amedspor halkımızın değeridir. Amedspor’a hepimiz sahip çıkalım. Bölgedeki iş insanları, STK’ler, tüm kurum ve kuruluşlar sahip çıkmak zorundadır. Bizim sadece bir Amedsporumuz var. Herkesten yardım bekliyoruz. Taraftarlar olarak içeride ve dışarıda yapılan hiçbir yanlışa izin vermeyeceğiz.

Etiketler