Verilerle Türkiye Hapishanelerinde Öğrenim Durumu ve Öğrenci Mahpuslar

Türkiye’de hapishanelerinde öğrenimini sürdürebilecek en az 175.277 kişi var. Kişilerin hapsedildiklerinde hangi öğrenim durumunda olduklarına bakarak bu veriye ulaşabilmek mümkündür.

Öğrenimini sürdürebilecek kişi sayısı en az 175.277’dir.

1 Kasım 2017 tarihli bu verilere göre durum şudur:

Bu istatistiğe göre tutuklu ve hükümlülerden hiç okula gitmeyenlerin ve liseye kadar okuyanların sayısı toplamda 140.219’dur. Bu veri gösteriyor ki hapishanelerde tutulan en az 140.219 kişi hiç okumamış veya liseye kadar okumuştur ve öğrenimlerine başlayabilir veya öğrenimlerini sürdürebilirler. Bu sayı, lise mezunu olup da meslek yüksek okulu veya lisansa devam edebilecek olan 31.239 mahpusu da dahil edersek 171.458, yüksek lisans mezunu olup doktoraya devam edebilecek kişileri dahil ettiğimizde ise 175.277 olmaktadır.

Öğrenimine Devam Edebilecek Mahpusların Sadece Yüzde 21’i Okuyor

Öğrenimini bir üst öğretim kurumunda sürdürebilecek kişi sayısı 170 binin üzerinde olmasına rağmen, öğrenimine bir öğretim kurumunda devam eden kişi sayısı yaklaşık 37 binde kalmaktadır. 31 Aralık 2017 tarihli verilere göre öğrenimine devam edebilen mahpusların durumlarını gösterir tablo ise aşağıdaki gibidir:

Bu durumda öğrenimini sürdürebilecek 175.277 mahpusun sadece yüzde 21’i öğrenimine devam etmektedir.

12-17 Yaş Arası Çocuk Mahpusların Yüzde 38’i Öğrenim Görüyor

Adalet Bakanlığı’nın 10 Nisan 2018’de basına yansıyan açıklamasında şu ibare yer almaktadır:
“Cezaevlerinde, eğitim çağı olan 15-25 yaş arası öğretim kurumlarına devam eden öğrenci sayısı azınlıkta kalırken, hemen her yaş diliminden eğitim alanların sayısı ezici bir çoğunluğa sahip.”

Bu ibare, Anayasal bir hak olmasından ötürü ve doğallığında öğrenimine devam etmesi beklenen çocuk ve genç mahpusların öğrenimine devam edemediklerinin kabulü anlamına gelmektedir.

Adalet Bakanlığı’nın açıkladığı istatistiklerde 15-25 yaş arası gibi bir istatistik yer almadığı için bu konuda bir değerlendirme yapabilme olanağı bulunmamaktadır. Ancak 12-17 yaş arası çocuk mahpusların öğrenimlerine devam durumlarına dair veriler bilinmektedir.

Aşağıdaki tabloda da görülebileceği gibi, 31 Ağustos 2017 tarihli verilere göre öğrenim sürdüren 12-17 yaş aralığındaki çocuk mahpusların sayısı okuma yazma kursuna katılan 173 çocuk da dahil edildiğinde 1075’tir.

Öğrenimini sürdürebilen çocuk mahpusların tüm çocuk mahpuslara oranı ise önemli bir başka veridir. CTE’nin verilerine göre 2 Ekim 2017 tarihinde çocuk mahpus sayısı 2.828’dir. Bu sayı dikkate alındığında öğrenimine devam eden çocukların tüm çocuk mahpuslara oranı okuma yazma kurslarına katılanlar da dahil edildiğinde yüzde 38 olmaktadır.

Adalet Bakanlığı’nın, CHP Milletvekili Onursal Adıgüzel’in bilgi edinme başvurusuna verdiği cevapta öğrenimlerini sürdüren ve okuma yazma kurslarına katılan öğrencilerin yanı sıra “859 öğrencinin eğitimleri ile ilgili gerekli işlemler yapılmış kayıt dönemi beklenmektedir. Ayrıca 780 öğrenci de meslek eğitim/meslek kurslarına devam etmektedir.” bilgisini vermektedir.

Bu bilgiden de şu çıkarımı yapmak mümkündür: Tutuklanan çocuklar öğrenimlerine devam etmek isteseler bile işlemler zaman almakta, öğrenciler yıl kaybına uğramaktadır. 859 öğrenci bu durumdadır.

Son 6 Yılda Yüzde 22’den Yüzde 19’a Düşen Öğrenci Mahpus Oranı

Son altı yıl içinde öğrenimlerini sürdürebilen mahpusların sayılarına ve bu sayıların genel mahpus sayısına göre oranlarına baktığımızda bir düşüş ile karşılaşıyoruz.

Bu tablodaki verilerin doğru olduğunu kabul edersek, 2015 yılı hariç olmak üzere bir düşüş söz konusudur. 2012 yılında öğretim hakkını kullanabilen mahpusların oranı yüzde 22,2 iken 2017 yılında bu rakam yüzde 19,9’a gerilemiştir.

Bu grafiğin tek istisnası 2015 yılıdır. 2015 yılında öğrenim hakkını kullanabilen mahpusların oranı yüzde 35,3’e yükselmiştir. CTE’nin 2015 faaliyet raporunun ilgili kısmında bu artışı açıklayabilecek bir bilgi bulunmamaktadır.

Kayıtlı Ancak Devam Etmeyen/Edemeyen Öğrenciler ve Bunun Olası Nedenleri

Yukarıdaki tabloda yer veremediğimiz bir ayrıntı 2015 yılı sonrasındaki düşüşün olası nedenlerine dair fikir vermektedir. 2016 yılı içerisinde öğrenimine devam eden öğrenci sayısı 35.647 iken kayıtlı öğrenci sayısı ise 69.301 olarak açıklanmıştır. 2016 yılına dair bu bilgi, kayıtlı olmasına rağmen öğrenimine devam etmeyen/edemeyen 33.654 kişi olduğunu göstermektedir. Buradan şu çıkarımı yapabilmek mümkündür; Adalet Bakanlığı, 2015 yılı içerisinde mahpusların öğrenimlerine devam edebilmesi için etkin bir çalışma yürüterek ciddi bir artış sağlamış ancak 2016 yılı içerisinde kayıtlı öğrencilerin neredeyse yarısının öğrenimine devam etmesi mümkün olmamıştır.

Kayıtlı öğrencilerin, öğrenimlerine devam etmemesinin/edememesinin nedenleri de açık değildir. 2016 yılı içerisinde yaşanılanlara ve o süreçte gerçekleştirilen yasal düzenlemelere bakarak birtakım çıkarımlarda bulunulabilir:

1- 22 Kasım 2016 tarihinde yürürlüğe giren 677 sayılı KHK’nın 4. maddesi, mahpuslar arasında ayrıma gitmekte ve “terör örgütü üyeliği veya bu örgütlerin faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar sebebiyle tutuklu veya hükümlü” olanların öğrenim haklarını ellerinden almaktadır: “Terör örgütü üyeliği veya bu örgütlerin faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar sebebiyle tutuklu veya hükümlü olarak ceza infaz kurumlarında bulunanlar, olağanüstü halin devamı ve kurumda barındırıldıkları süre zarfında, ülke genelinde uygulanan merkezi sınavlar ile örgün veya yaygın her türlü eğitim ve öğretim kurumları ile kamu kurum ve kuruluşları tarafından ceza infaz kurumu içinde veya dışında yapılan ya da yaptırılan sınavlara giremezler.”
Adalet Bakanlığı’nın 24 Ekim 2017 tarihinde basına yansıyan açıklamasına göre “terör nedeniyle tutuklu ve hükümlü” olanların sayısı 63.242’dir. Öğrenimine devam edemeyen 33.654 kişinin önemli bir bölümünün 677 sayılı KHK nedeniyle öğrenim hakları ellerinden alınan siyasi mahpuslar olduğu düşünülebilir.

2- 2016 yılında gerçekleşen darbe girişiminin ardından kitlesel tutuklamalar gündeme gelmiş, hapishane kapasiteleri yeterli olmadığı ve yeni tutuklanan kişilere yer açmak gerektiği için binlerce mahpusun yeri değiştirilmek zorunda kalınmıştır. 2016 yılında gerçekleşen sevklerin toplam sayısı 140.059 olmuştur. Bu sevklerin de mahpusların öğrenimlerini sürdürebilmesinin önünde engel olduğu düşünülebilir.

En Az 8.525 Kişi Öğrenciyken Tutuklandı

Öğrenci mahpuslar söz konusu olduğunda öğrenciyken tutuklanan kişi sayısı ayrı bir tartışma konusu oluşturmaktadır. Adalet Bakanlığı’nın son açıklamasında yer verdiği şu sözler de bu tartışmanın bir yansımasıdır:

“Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evler Genel Müdürlüğü’nün eğitim programlarına verdiği önemin bir sonucu olarak cezaevlerindeki eğitim seviyesi yükseliyor. Bazı çevrelerin dile getirdiğinin aksine öğrenciyken bir suçtan dolayı cezaevlerine konulan öğrenci sayısı artmıyor, cezaevinde eğitim imkânı bulan tutuklu ve hükümlü sayısı artıyor.”

Adalet Bakanlığı, açıklamasında yukarıdaki tespiti dile getirirken sayı vermiyor. Dolayısıyla öğrenciyken tutuklanan kişi sayısını tam olarak bilme imkanı bulunmamaktadır. Ancak Bakanlığın CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi’nin soru önergesine verdiği cevapta mahpusların mesleklerine göre dağılımını içeren bir tablo da yer almaktadır ve bu tabloda mesleğini öğrenci olarak ifade eden kişi sayısı 8.525’tir. Bu veriden yola çıkarak 1 Kasım 2017 tarihinde, öğrenciyken tutuklu kişi sayısının en az 8.525 olduğunu söyleyebilmek mümkündür.

Sonuç olarak;
Öğrenim Anayasal bir haktır. Anayasa’nın 45. Maddesi “Kimse eğitim ve öğrenim hakkından mahrum bırakılamaz” demektedir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde de öğrenim hakkına ayrıca vurgu yapılmaktadır:

Madde 26/1 “Her şahsın öğrenim hakkı vardır. Öğrenim hiç olmazsa ilk ve temel safhalarında parasızdır. İlköğretim mecburidir. Teknik ve mesleki öğretimden herkes istifade edebilmelidir. Yüksek öğretim, liyakatlerine göre herkese tam eşitlikle açık olmalıdır.”

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin bir numaralı Ek Protokol’ünün ikinci maddesinde de öğrenim hakkı ele alınmaktadır:

Madde 2 – Eğitim Hakkı
Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana ve babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir.

Söz konusu olan mahpuslar olduğunda uluslararası metinlerin en önemlilerinden biri olan Birleşmiş Milletler Mahpusların Islahı İçin Asgari Standart Kurallar’ın 104. Maddesinde şu vurgu yer almaktadır:

Bütün mahpuslara kendilerine yarar sağlayacak öğretim ile, dinsel eğitimin verilmesi mümkün olan ülkelerde dinsel eğitim de verilir. Okur-yazar olmayan mahpuslar ile genç̧ mahpusların eğitimi zorunludur, ve idare tarafından bu kişilerin eğitimine özel bir dikkat gösterilir. (2) Mahpusların eğitimi, salıverildikleri zaman güçlükle karşılaşmadan eğitimlerini sürdürebilmeleri için, mümkün olduğu takdirde, ülkenin eğitim sistemi ile bütünleştirilir.

Yerel ve uluslararası mevzuat dikkate alındığında;
– öğrenimine devam edebilecek mahpusların sadece yüzde 21’inin devam edebiliyor oluşu,
– 12-17 yaş arası çocuk mahpusların yalnız yüzde 38’nin öğrenimine devam etmesi,
– herhangi bir öğrenim kurumuna kaydı bulunan mahpusların yarısına yakınının öğrenimine devam etmemesi/edememesi,
– 8 binin üzerinde kişinin öğrenciyken tutuklanması ve öğrencilerin tutuklanması yerine öğrenimlerine devam etmelerini sağlayacak alternatif yöntemlerin tartışılmıyor olması
– KHK ile siyasi mahpusların öğrenim haklarının toptan yasaklanması
mahpusların öğrenim hakları konusunda önemli tartışma alanlarını oluşturmaktadır. Resmi rakamlar dikkate alınarak oluşturulan bu raporda ortaya konulan tablo bu tartışmayı yapmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermektedir.