Bartın Termik Santrale Karşı Yek Vücut, ‘Amasra Cehennem Olmasın Diye Mahkemedeydik!’

Amasra’da kurulması planlanan Hema Termik Santrali Termik Santral ÇED olumlu kararının iptali için Bartın Platformu öncülüğünde 2019 davacıyla açılan davanın duruşması Zonguldak İdare Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşmaya Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya, Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpçu, Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı, Bartın ve Amasra’dan tüm davacıları
temsilen 400’ün üzerinde davacı, Bartın Platformu Bileşenleri, Yaşanabilir Zonguldak Platformu, TEMA Vakfı ve diğer demokratik kitle örgütleri temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Mahkemenin ÇED olumlu kararına iptaline ilişkin görüşünü önümüzdeki günlerde vermesi bekleniyor.

Duruşma sırasında termik istemeyen halk kapıda bekledi

Mahkeme sonrası Bartın Platformu’da bir açıklama yayınladı. “Amasra Cehennem Olmasın Diye Mahkemedeydik” başlıklı açıklamada Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya, gazetemizde dün röportajını yayınladığımız Bartın Platformu Sözcüsü Prof. Dr. Erdoğan Atmış, Bartın Platformu avukatlarından Av. Berkay Dal ile Av. Engin Uzun ve santralin yapılması planlanan Gömü Köyü’nde yaşayan  Müzeyyen Dağlıoğlu’nın görüşlerine yer verildi.

Bartın Platformu’nun açıklamasının tam metni ise şöyle:

“Amasra cehennem olmasın diye mahkemedeydik!

Amasra’da kurulması planlanan Hema Termik Santrali Termik Santral ÇED olumlu kararının iptali için Bartın Platformu öncülüğünde 2019 davacıyla açılan davanın duruşması Zonguldak İdare Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşmaya Bartın’dan yüzlerce davacı ile birlikte Bartın ve Zonguldak Milletvekilleri, belediye başkanları, sivil toplum kuruluşları başkanları ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Mahkeme sonrası Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya da bir açıklama yaptı

Yaklaşık 4 saat süren duruşma sonunda açıklama yapan Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya;

“Bu firma Bartın’a ilk geldiğinde kömür çıkarmak niyetiyle geldiğini vatandaşlarımıza, sivil toplum kuruluşlarına ifade etmişti. İlerleyen zamanda da bu kömür çıkarma niyetinden uzaklaştığını, tamamen termik santrale odaklandığını gördük. Amasra’da Belediye Meclis üyeleri ile yaptığı bir toplantıda Sayın Hattat “ben buraya kömür çıkarmaya gelmedim. Ben kömürcü değilim. Ben termik santral kurmaya geldim” diyerek süreci devamlı termik santral üzerinden getirmeye çalıştı. TTK ile yapmış olduğu rödovans sözleşmesine göre bir teklifi vardı. Ben 3 yıl hazırlık yapacağım, 3 yıl sonunda da 500 bin ton kömür çıkaracağım demişti. Dördüncü ve beşinci yıllarda 2,5 milyon ton, 20 yılda 56 milyon ton kömür çıkaracağı taahhüdü ile TTK’dan bu sahayı aldı. 12-13 senedir hala bu kömür çıkmadı. Bu kömürü çıkarma niyetini de göremedik. Sadece ve sadece termik santral kurma sevdasında olan bir şirket geldiğinde kömüre yatırım yapıyoruz. Önemli bir rezervi çıkarıp ülke ekonomisine kazandıracağız, 11 bin işçiye istihdam vereceğiz demişti. Geldiğimiz noktada maalesef devamlı işgücü fazlalığı göstererek, yaptıracak işimiz yok diyerek işçi çıkarmaya devam ediyorlar. Daha 20 gün önce 148 işçinin işine son verdiler. Geçen sene 28 kişinin işine son vermişlerdi. İşin ilginci milli ve yerli kömür çıkaracağım diye gelen bu şirket süreci gayri milli bir tavırla sürdürüyor. Bizim vatandaşımızı Türk vatandaşını işten çıkarıyor, Çinli vatandaşlara iş veriyor. Bu firma verdiği sözleri tutmuyor. Ayrıca kendisi, kuracağı santralde 3,5 milyon ton çıkaracağım kömürü yakacağım diyor. Biliyorsunuz yaklaşık 3 ay önce Çatalağzı’ndaki Eren Holding ile bir protokol yaptılar. Hema yılda 7 milyon ton kömürü Eren Holding’e verme konusunda bir sözleşme imzaladı. Sayın Enerji Bakanı da o sözleşmede onlarla birlikteydi ve Türkiye’ye yerli ve milli kömürün müjdesini verdiler. Yani yılda 10.5 milyon ton 5800 kCal kömürün Amasra’dan çıkacağının müjdesini veriyor. Bu gerçek değil, insanı kandırıyorlar. Yılda 7 milyon ton kömür diyorlar, biz şimdiye kadar 7 kilogram kömür görmedik.

Bu kurulacak termik santralin yaşam hakkımızı elimizden alacağını düşünüyoruz. Bunun mücadelesi içindeyiz. Son aşamaya geldik. Mahkeme heyetinin vereceği karar ile önümüzü göreceğiz. Bu noktada gönüllü olarak Bartın, Amasra, Zonguldak ve Ankara’dan gelen ve duruşmada çok detaylı ve belgelere dayanan sunumlar yapan avukat arkadaşlarımıza da destekleri için teşekkür ediyorum. Bartın Platformu olarak da süreci başından bu yana yürüten Platform Yürütme kurulundaki arkadaşlara teşekkür ediyorum.” dedi.

Bartın Platformu Sözcüsü Prof. Dr. Erdoğan Atmış, Bartın ve Amasra için tarihi bir günü yaşadıklarını söyleyerek, devam etti;

“Bugün burada tarihi bir gün yaşandı. Sayın milletvekilimizle bereber ben de dahil dört kişi ve avukatlarımız yapılmak istenen termik santrale ait ÇED sürecinin ne kadar hukuksuz olduğunu, termik santralin çevre, insan sağlığı ve yöre ekonomisine ne kadar zarar vereceğini tek tek örnekleriyle anlattık. İlgili belgeleri mahkeme heyetine sunduk.  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı avukatları ve Hattat’ın avukatları bu iddia ve belgelerimize karşın mahkemeye hiçbir tutarlı belge sunamadılar. Mantıklı hiçbir şey söyleyemediler. Fakat o kadar ileri gittiler ki, bu firmanın avukatı Hattat’ın avukatı şunu söyledi. Dedi ki: burada 3-5 balıkçı ailesi için termik santral yapılmasını engelleyemezsiniz. Yani bir tek Hattat ailesi için 3-5 balıkçı ailesi diyerek tüm Bartın ve Amasra halkını aşağıladı. Amasra ve Bartın’da geçimini balıkçılıkla sağlayan yüzlerce balıkçı ailesini yok saydı.  Sadece 10 iş günü içinde 43 bin bireysel itiraz dilekçesi ile ÇED raporuna karşı olduğunu bildiren Bartın-Amasralıyı yok saydı. ÇED olumlu kararına iptal davası açan 2019 davacıyı yok saydı. Biz de kamu yararını sorguladık. Kamu yararı bir şirketin mi yoksa bu görmüş olduğunuz Bartın ve Amasra halkının yararı mıdır?

Ben inanıyorum ki sayın mahkeme heyeti idarenin ve şirketin avukatlarının bu yetersizliğini gördü. Bizim avukatlarımızın da iyi bir hazırlık süreci sonunda sunmuş olduğu verileri de gördü. Bunları avukatlarımız yazılı olarak da sundular. Ben inanıyorum mahkeme heyeti Bartın, Amasra, Zonguldak ve Türkiye halkının yararına, termik santralin yapılmaması, Hema Termik santral ÇED raporunun iptal edilmesi yönünde karar verecektir.

Ben burada görmüş olduğunuz insanlara teşekkür etmek istiyorum. Bartın Platformu Bartın halkıdır. Amasra halkı, Tarlaağzı, Gömü halkıdır. Hepimiz birlikte Bartın Platformuyuz. Bartın Platformu için gözle görünen görünmeyen binlerce kişi çalışıyor. Hergün her dakika emek veriyor. Bu şirket bizim mücadelemizi bunlar 3-5 kişi, hatta 3-5 balıkçı ailesi diyerek aşağılamaya çalışıyor. Fakat bu şirket bütün sahtekarlıklarına rağmen Bartın halkının haklı mücadelesinin önünde duramayacaktır.

Bartın’ın, Amasra’nın her yerinden insanlar buraya geldi. Zonguldak’tan insanlar geldi. Bize destek olan herkese teşekkür ediyoruz. Mahkemede konuşabilenler bu termik santralin bizleri ne şekilde etkileyeceğini anlatmaya çalıştı. Mahkeme heyeti de bizi can kulağıyla dinlediler, notlarını aldılar. Bir karar verecekler. Biz o kararın Amasra’nın doğasından yana, halkından yana, insanından yana olması gerektiğini düşünüyoruz. Şirket avukatlarının ortaya koyduğu hiçbir sağlıklı veri olmadı. Sadece yanıltıcı, hatta yalan beyanlarda bulundular. Tıpkı ÇED sürecinde ÇED raporuna koydukları bilgiler gibi. Sıkıştıkları için ‘Bir duruşma daha yapın biz de bilim adamlarımızı getirelim’ dediler. Çünkü ne raporları rapordu, ne avukatlarının savunması savunmaydı. Hepten iflas ettiler. Hattat burada HEMA termik santral davasında iflas etti. Burada kilometrelerce öteden gelen yüzlerce Bartınlı-Amasralı içinden sadece 200 insan duruşma salonuna sığabildi. Diğerleri Adliye önünde duruşmanın bitmesini bekledi. Duruşmayı izleme şansı bulan 200 kişi Hattat’ın bu davadaki iflasını gözleriyle gördü.”

Hukuksal boyutu değerlendiren Bartın Platformu avukatlarından Av. Engin Uzun, “2005 yılında başlayan bir süreç. 2018 yılına geldik. Amasra ve Bartın halkı için tarihi bir gün. Termik santral süreci 2009 yılında başladı. O günden bu yana Bakanlıkta bekletilen, geri çevrilen, sonra yeniden verilen ÇED dosyaları en son 2016 Ekim itibariyle olumlu, yani bu projenin çevreye hiçbir olumsuz etkisi olmayacağı düşüncesiyle kabul edildi. Biz ikna olmadık ve bu kararın iptali için dava açtık. Yine bu termik santrale ithal kömür sağlayacak liman projesine de açtık. Yine liman ve termik santral projeleri Çevre Düzeni Planına aykırıydı. Bunları plana uydurma girişimlerine de dava açtık. Davalarımızda gerek liman, gerekse termik santral konusunda keşif yapıldı. Ancak Çevre Düzeni Planına olan itirazımız için mahkeme keşif yapılmadan doğrudan duruşma tarihi verdi. Bugün biz davacılar, davalı idare ve onların yol verdiği Hattat Holdingin Hema şirketi de davaya müdahil olmaları nedeniyle bugün buradaydı. Biz aşamalardaki tüm savunmalarımızı bugün bir kez daha mahkeme heyetine sunduk. Türkiye’deki emsal davalarda lehe verilen mahkeme kararlarını sunduk. Bizim Zonguldak İdare Mahkemesinde 2015 yılında bu projenin ayrılmaz bir parçası olan Lavvar tesisi ile ilgili “Çed Gerekli Değildir” kararını iptal ettirmiştik. Biz hukuki süreçte bu davadaki kararın da lehimize çıkacağını düşünüyoruz. Çünkü lavvar davasında verilen kararı Danıştay onadı. Orada termik santral ve eki olan projelere tek ÇED süreci olması gereğini ifade etti ve yol gösterdi. Fakat bu yolu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve ilgili firma tanımamakta ısrar ediyor. Biz de davamızda haklı olduğumuzda ısrar ediyoruz. Duruşmamızı yaptık, mahkemenin kararını açıklamasını bekliyoruz. Açıklaması, yazması ve tebliği ne kadar sürer bilemiyorum. Mahkeme tüm deliller toplandığında ve toplanacak başka delil olmadığına kanaat getirdiğinde kararını vermiş olacak. Mahkeme bizim beyanlarımızdan sonra dosyada bazı eksiklikler görmüş olabilir. Bunları tamamlamak için yeni belgeler isteyebilir. Biz de davalı tarafın mahkemeyi yanıltmaya yönelik birtakım beyanlarını biz de mahkemeye tekrar sunup lehte karar için uğraşacağız. Aleyhte karar çıkması durumunda da İstinaf, Danıştay ve diğer yolları da Bartın ve Amasra halkı ile birlikte deneyerek mücadelemizi sürdüreceğiz.” dedi.

Platform avukatlarından Av. Berkay Dal da “Ben de burada bizimle olan Bartın ve Amasra’dan mahkeme salonunu dolduran müvekkillerimize teşekkür ediyorum. Mücadeleyi bırakmayacağız” dedi.

Gömü Köyü halkından Müzeyyen Dağlıoğlu ise; “Senelerden beri bunun mücadelesini veriyoruz. Benim eşim zaten rahatsız. Daha da rahatsız olmasını istemiyoruz. Bizi sürekli bastırmaya çalışıyorlar, sürekli üzerimizde baskı var. Şirketin avukatı milletvekilimizi ve Bartın Platformunu halkı kışkırtıyorlar diyerek suçluyor. Bizi kendi arazilerimize sokmayanlar onlar. Zeytinliklerimizi kestiler. Güvenlik görevlilerini üzerimize salıyorlar, çalışan çocuklarımızı zora sokuyorlar. Güya bizim iyiliğimizi düşünüyorlarmış. Araba ile kömür taşımak zarar verecekmiş. Zaten yollarımızı mahvettiler. Bizim sağlımızı düşünen yok. Sürekli bizi susturmaya uğraşıyorlar. Milletvekilimizden, avukatlarımızdan Bartın Platformundan Allah razı olsun. Bizi yalnız bırakmadılar. Sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.” dedi.

Bir yandan Zonguldak İdare Mahkemesi’nin ilerleyen günlerde kararının açıklanmasını beklerken, mücadelemizin de kazanıncaya kadar devam edeceğini Bartın ve Amasra halkı olarak ifade etmek istiyoruz.

Saygılarımızla

Bartın Platformu

Kaynak: Yeşil Gazete