Mevsimlik Tarım İşçilerinin Günlük Ücretleri Arttı Demek Yeterli Mi?

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) “Tarımsal İşletme İşgücü Ücret Yapısı, 2017” raporun açıklandı. Rapora göre Türkiye’de mevsimlik tarım işçilerinin ortalama günlük ücretleri %12,7 arttı. Mevsimlik kadın işçilerin günlük ücretleri %14 artarak 60 TL erkek işçilerin ücretleri ise %12 artarak 73 TL oldu. Kalkınma Atölyesi’nden Ertan Karabıyık ile görüştük ve TÜİK’in raporunu değerlendirdik.

Bu ücretler TÜİK tarafından nasıl hesaplanıyor?

Bu hesaplamalar TÜİK tarafından geliştirilen ve detaylı açıklamaları web sitelerinde yer alan bir çerçeveye göre hesaplanmaktadır. Bunun için geliştirilen Tarımsal İşletmelerde (Hanehalkı) Ücret Yapısı Anketi kullanılmaktadır. Web sitesinden anladığımız kadarıyla bu anket için, 2006 Tarımsal İşletme (Çiftlik) Yapı Araştırması kapsamında yer alan tüm işletmelerden, 2006 üretim yılında en az 5 mevsimlik veya en az bir sürekli tarım işçisi çalıştırdığını beyan eden tüm işletmeler, her köyde en az 8 işletme olacak şekilde gruplanmış ve bu kriteri sağlayan köy statüsündeki yerleşim yerlerindeki işletme sayıları tespit edilmiştir. Önceki yıllarda kapsama alınan iller için de tahmin verebilmek amacıyla en küçük örnek hacmine sahip ilin örnek sayısı dikkate alınarak kapsama alınacak iller belirlenmiştir. İşin en yoğun olduğu dönemde en az beş mevsimlik ya da bir sürekli tarım işçisi çalıştıran tarım işletmeleri anket birimi olarak kapsanmıştır. Veriler doğrudan tarım işletmelerinden alınmaktadır. Yüz yüze görüşme yöntemiyle veriler derlenmektedir.

Nasıl hesaplanmasına dair net bir fikrimiz yok. Bu konuda uzman bir kuruluş da değiliz. Çünkü bunun ne Türkiye’de ne de dünyada bir standardı olmadığını sanıyoruz. Bu konuda model geliştirmeye dair çalışmalar yapılmamış durumda. Tarımda ürüne, coğrafyaya, zamana, talebe göre çok farklı işçilik biçimleri söz konusu. Özellikle günlük yevmiye, alan ve miktara bağlı ücretlendirme, yarıcılık, ortakçılık gibi çok çeşitli ücretlendirme tipleri söz konusudur. Bir de yasal olarak 50 ve daha az işçi istihdam eden tarımsal işletmeler iş kanunu kapsamında değildir. 51 ve üstü işçi çalıştıranların da iş kanununu uyguladıkları pek görülmemiştir. Kurumsal olan birkaç işletme dışında.

Aslında tarım işçisinin gelir vergisi, sağlık giderleri gibi konular hiç gündeme gelmemektedir. Bu nedenle tarım işçileri eğer kendileri primlerini ödemediği taktirde emekli hakları hiç olmamaktadır.

 

Peki, nasıl hesaplanmalı? Bu hesaplamalarda neler göz ardı ediliyor?

Aylık ücretlerin nasıl hesapladıklarını çok net bilmiyoruz. TÜİK tarafından hesaplanan bu işçilik ücretlerin işçiye veya tarımsal çalışmalara da pek olumlu veya olumsuz bir katkısı bulunmamakta. Yalnızca istatistiki olarak derlenmektedir. Çünkü açıklanan rakamlar çok genel ve hemen hemen her türlü tarım işçiliğini kapsıyor ve ücret ortalamasını veriyor. Budama, sulama, çapalama, ilaçlama, ot alma, hasat gibi farklı zamanlarda farklı ücretlendirme tiplerine ve ücret düzeyleri içeriğine sahip tarımsal üretime odaklanmıyor. Yani kimlere, kaç kişiye, nasıl bir ücretlendirme olduğu bilinmiyor. İşçilikler de sürekli, mahalli, gezici, yabancı göçmen işçiler olarak da ayrılmaktadır. Gezici ve göçmenler genellikle hasat süreçlerinde daha aktif bulunuyorlar. Bazı ürünlerde birim alan üzerinden ücretlendirme yapılır. Örneğin bir dekar şekerpancarı arazisinde ot çapası veya haşhaşın hasadının birim alan ücreti. Pamukta, soğanda olduğu gibi bir kg pamuğun toplanması veya bir çuval soğanın hasadının birim ücreti olduğu gibi. Burada kimin, kaç saat çalıştığı veya kaç kişi çalıştığı önemli değildir. Esas olan toplam iştir ve toplam ücrettir.

Göz ardı edilen konu hangi işçilikte hangi ücret tiplerinde, kaç saat çalışma karşılığı bu ücretlerin verildiği bilinmemektedir. Bir de aylık ücret hesaplanırken 30 gün mü, yoksa 26 gün mü dikkate alınmakta, bu da bilinmemektedir. Bir de işçiye verilen net ücretler üzerinden hesap yapılmaktadır. Aslında işçinin gelir vergisi, sağlık giderleri gibi konular hiç gündeme gelmemektedir. Bu nedenle tarım işçileri eğer kendileri primlerini ödemediği taktirde emekli hakları hiç olmamaktadır.

TÜİK’in raporunda iş türlerine göre de bir ayrım yok.

Bu artış mevsimlik tarım işçilerinin hayat standardına etki ediyor mu?

Şimdi esas orada şöyle bir sorun var. Mevsimlik tarım işçisi tanımıyla ilgili bir sorunumuz var. Türkiye’de mevsimlik tarım işçileri temel olarak ikiye ayrılıyor. Bunlardan biri tam zamanlı, yani sürekli çalışan, aylık maaşlı. Bunlar genellikle bir çiftlikte yani her ay maaş alanlar şeklinde. Biz onlara daimi işçi diyoruz. Diğerleri ise mevsimlik işçi. Bu tarım işçileri de ikiye ayrılıyor. Bunlardan bir grubu sabah işe gidiyor, akşam evine dönüyor. Diğerleri ise gezici… Evinden çıkıyor iş bulduğu yerleri dolaşıyor. Bu ayrım TÜİK’İn bu araştırmasında yok. Bu ayrım olmadığı için bizim orada gördüğümüz şey şu: TÜİK’in raporunda iş türlerine, ürünlere ve il değil coğrafyaya göre de bir ayrım yok. Örneğin zeytin hasadında çalışanlar, elma budamasında çalışanlar, kimyasal ilaç atanlar, gübre atanlar, sulama yapanlar, hasat edenler… yani işlere göre de bir ayrım yok. O yüzden bu ücretler genelin ortalaması niteliğinde. Bu bir. Yani herkesten aldığı ücreti daha önce bahsettiğim bir örneklem hacmiyle Türkiye’nin değişik illerinden belirledikleri işletmelerden ve işletme sahibinden aldıkları bilgilerle bu ücretleri belirliyorlar. Bu yüzden bu ücretler, esas bizi çok ilgilendiren mevsimlik gezici tarım işçileri ile çok ilişkili değil.

İkincisi, birçok ücret tipi var. Bu ücret tiplerinden bir kısmı günlük yevmiye olduğu kadar, bir kısmı topladığınız miktar kadar ücret alıyorsunuz. Örneğin pamuk… Örneğin haşhaşta topladığınız alan kadar ücret alıyorsunuz. Örneğin soğanda topladığınız çuval kadar ücret alıyorsunuz. O yüzden bunlar hesaplanırken ne saat, ne ücret tipi, ne çalışan sayısı, hiçbiri hesaplanmıyor. Şimdi böyle bir muğlaklık var. Tarımdaki ücret hesaplanması için benim söylediğim bu çerçeveye uyan bir ücret hesaplama sistemi de yok.

Tarlada 6 yaşındaki çocuk çuval taşıyor, kova taşıyor, kardeşlerine bakıyor. Kadın çalışıyor, yaşlı çalışıyor, herkes çalışıyor. Bunlar genellikle alan veya miktar üzerinden yapılan ücretlendirme tipinde çalışıyor.

Genelde yevmiye dışındaki bütün çalışmalarda ailenin çalışabilecek bütün fertleri çalışma sürecine katılır. Sabahın çok erken saatinde çalışmaya başlıyorlar akşam çok geç saatte işten dönüyorlar. Örneğin zaman zaman günde 12 saat veya 14 saat çalışıyorlar. Bu tür ücret tiplerinde çocuklar 6 yaşından itibaren çalışmaya başlıyorlar… Orada esas olan şey kişinin bir günde kazandığı değil ailenin bir günde kazandığıdır. Şöyle diyelim, kuru soğan hasadında aile günde 100 çuval hasat ettiği zaman 450 lira kazanır. Ama orda kaç kişi çalışıyor bilmiyoruz. Örneğin 6 yaşındaki çocuk çuval taşıyor, kova taşıyor, kardeşlerine bakıyor. Kadın çalışıyor, yaşlı çalışıyor, ailede hemen hemen herkes çalışıyor. Bir de en son yarıcılık ve ortakçılık var. Üretim girdilerini nasıl paylaşacaklarına dair aralarında sözlü bir anlaşma yaparlar ve genellikle ürünün yarısını, üçtebirini alırlar. Bu yüzden TÜİK’in ücret hesaplamasında bu tür ücret tiplerinin hangi düzeyde neyi dikkate alındığına dair biz derinlemesine bilgi sahibi değiliz.

Pratik olarak açıklanan ortalama ücretler bir işe yaramıyor. Ücretler arttı veya artmadının ötesine geçmiyor… Çukurova’da narenciye hasadı geçen sene kaç liraydı, bu sene kaç lira. Biz bu durma bakıyoruz. Kayısı hasadına bakıyoruz… Antep fıstığına, pamuk toplama ücretine bakıyoruz.. O yüzden TÜİK’in düzenli olarak yayınladığı bu veriler pratik olarak pek işe yaramıyor. Çünkü ücret belirleme sistemleri bile Türkiye’de yöreden yöreye farklılık gösteriyor. Orada detaylarını bilmiyoruz özellikle mevsimlik gezici işçilerin aylık ücretlerini hesaplanırken. Günlük ücreti 30’la mı çarpıyorlar, yoksa iş kanununda yer alan günde 8 saat, haftada 45 saat çalışma saati hesabı üzerinden mi yapıyorlar, bilmiyoruz.

Medyanın bütün işi TÜİK’İn yayınladığı bültenleri adeta hiç sorgulamadan bir basın bültenini gibi yayınlamak.

Aslında maaş artışı olduğu haberi mevsimlik gezici işçilerin hayat standardını artırıyor gibi bir sonuca varamıyoruz.

Varamıyoruz. Bu bizim söylediğimiz şeyi kimse sorgulamıyor. Medyanın bütün işi TÜİK’İn bültenlerini hiç sorgulamadan adeta bir resmi basın bültenini gibi yayınlamak. Geçen senenin verileriyle de karşılaştırdığı için artışa odaklanıyorlar… Ama bu ücret nedir, nasıl hesaplanıyor, kimleri kapsıyor, ücret alan farklı kesimler kimlerdir gibi farklılıkları hiç düşünmüyorlar. Akademisyenler de öyle. Türkiye’de tarımda ücret kapsamında çalışan bir akademisyen bile yok, biliyor musunuz? Biz ilk kez tarımda ücret tipleri ve çocuk işçiliği arasındaki ilişkiyi ortaya koyan 6 ilde yaptığımız bir araştırma var. Çok detaylı bir araştırma değil, daha ileri analizlerin de yapılması lazım. Yakında bulguları yayınlayacağız. Tarımda ücret tipleri ve bu işlerin insan haklarına uygun olup olmadığı hakkında insani boyutuyla ilgili hiç kimse ilgilenmiyor ve çalışmıyor.

Eşit işe eşit ücret mekanizması tarımda işlemiyor.

Tarımsal işletmelerde çalışan mevsimlik tarım işçilerinin günlük ücretleri arasında cinsiyete dayalı ayırım devam ediyor. Kadın emeğinin yoğun olduğu bu sektörde kadınların günlük ücretleri erkeklerden düşük. Bu ne tür sorunlara yol açıyor? Bu fark adil bir gerekçeye dayanıyor mu? Kadın ve erkekler tarımda birbirinden çok farklı işler yapıyorlar mı?

Böyle bir rapordan bunu çıkarmak mümkün değil, o ürüne bakmanız lazım. Örneğin fındık hasadında kadın erkek işçi ücretinde ayrım yok. Bunu Çukurova’da narenciyede de görmüyoruz. Özellikle hasatta göremiyoruz. Ama zeytinde görüyoruz. Kadınların zeytin toplama yevmiyesiyle erkeklerin zeytin hasadı yevmiyesi farklı, toplama yevmiyesinden bahsetmiyorum, bu farklı. Bu bir parça kabul edilebilir bir şey. Biri makine kullanıyor. Örneğin Ege’de çapa da kadın erkek yevmiyesi farklı görünüyor. Onu da işveren verimlilikle ilişkilendiriyor. Bir dekar araziyi bir erkek kaç saatte çapalar bir erkek kaç saatte çapalar üzerinden kurguluyor. Ve orada öyle bir denge tutturuyor. Eşit işe eşit ücret mekanizması tarımda işlemiyor. Çünkü iş eşit değil o yüzden ücret de eşit değil. Ama biraz önce söylediğim gibi bunların hepsine ürün ürün bakmak ve bunların adil olup olmadığına öyle değerlendirme gerek. Kimse bu konuda araştırma yapmadığı, çalışmadığı için benim söyleyeceğim herhangi bir yargı çok doğru olmayabilir.

Coğrafya, ürün ve nitelik ücretleri belirliyor.

Rapora göre diğer illerle karşılaştırıldığında kadın mevsimlik tarım işçileri en çok Ordu’da (79 TL) erkek işçiler ise Ardahan’da (104 TL) kazanıyor gibi görünüyor. Bu fark ne anlama geliyor? Bu illerde yapılan tarımsal faaliyetler neler ve bu faaliyetler ücretleri nasıl belirliyor?

Ardahan’da erkekler genellikle ot biçiyorlar. Ot biçme genellikle Azeri işçiler tarafından yapılıyor. Onların günlük yevmiyesi Türkiye ortalamasına göre yüksek. En yüksek ücret çay hasadındadır. 2017 yılında çay hasadında günlük yevmiye net 125 liraydı. Onun üzerine işçinin ulaşımı, öğle yemeği ve diğer talepleri eklerseniz bu günlük ücret 150 TL’nin züerine de çıkıyor. Ardahan’da da ot biçme diğer ücretlere göre, kayısıya, narenciye hasadına göre daha pahalıdır. Oraya da Azeriler ve Gürcüler gider çoğunlukla, yerli insanlar da vardır. Ot biçmeye günlük yaklaşık 120 lira yevmiye gelir. Bunu Adana’daki biber toplama işiyle karşılaştırırsanız 2-2,5 kat fazla demektir. Adana’da 2017 yılında ortalama ücret ortalama günlük 50 liradır. Fındıkta günlük bahçe sahibi işçi yemeğini vermiyorsa günlük ücret 66 lira, veriyorsa 60 liradır. Bir de tabi budama daha çok uzmanlık gerektirdiği için ücreti hasada göre daha yüksektir. Günlük 200 lira budama yevmiyesi olan yerler var. Haliyle öyle ortalamasını alırsanız Ardahan’da tabi ot biçme çok belirleyici ve ot biçen insan sayısı diğer tarımsal işlerden fazla olduğu için ortalamayı onlar yükseltiyor. Halbuki coğrafya, ürün ve nitelik ücretleri belirliyor.

Suriyeliler düşük ücretle çalışır

Hem erkek hem kadın mevsimlik tarım işçileri en az Hatay’da kazanıyor. Bunun nedenleri nelerdir? Suriyeli mülteciler bu meselenin neresinde?

Muhtemelen Hatay’da Suriyeli mülteciler tarımsal üretimde işçi olarak çok hâkimler. Hatay’daki çalışan Suriyeli işçilerin toplam içindeki payını çok iyi bilmiyorum ama Adana Ovası’nda yaptığımız araştırmada Adana Ovası’nda çadırda yaşayanların yüzde 82’si Suriyeliydi. Hangi ürünlerde çalıştıklarını çok iyi bilmiyorum ama Hatay’da genellikle sebze üretimi, Antep fıstığı, zeytin işlerinde Suriyeliler düşük ücretle çalışır. Bu nedenle işçi ücretleri ortalamasını bu nedenle düşürüyorlar.

 

Kalkınma Atölyesi’nin Tarımsal üretimde ücret tipleri ile çocuk işçiliği arasındaki ilişkiye baktıkları raporun 1-2 ay içerisinde yayınlanması öngörülüyor.

 

Fotoğraf: https://pixabay.com/tr/i%C5%9F%C3%A7iler-t%C3%BCrk-i%C5%9F-tar%C4%B1m-grup-627783/

Derlenen haberler:

  1. https://www.ozgidais.org.tr/haber/877/tarim-iscisinin-gunluk-ucreti-artti#.Wqtq_rMNpbM.facebook
  2. http://www.hatayhaber.com/hatay-gundemi/turkiyede-en-dusuk-mevsimlik-tarim-isciligi-ucreti-hatayda/1722
  3. http://marasposta.com/tr-TR/haberler/11617/kadin-mevsimlik-iscinin-ucreti-54-tl
  4. http://www.maraspusula.com/kahramanmaras/kahramanmarasta-kadin-mevsimlik-iscilerin-ortalama-gunluk-ucreti-h37827.html
  5. https://ekmekvegul.net/gundem/uzun-guvencesiz-insafsizca-tarim-iscisi-kadinlarin-hali-budur
  6. http://www.konyayenigun.com/guncel/tarim-iscilerine-odenenucretler-yuzde-122-artti-h174835.html