Arguvan ve Çevresindeki Doğal Hayatı Koruma Mücadelesi

Malatya’nın Arguvan kazası ile bu kazaya bağlı köylerde çevreyi ve bu bölgede yaşayan doğal hayvanları koruma amacıyla kurulan "Arguvan ve Köyleri Doğal Hayatı Koruma Derneği", doğal hayata sahip çıkarak bunu gelecek kuşaklara aktarmak için mücadele veriyor.

Malatya Arguvan ilçesinde bir kısım duyarlı insanın bir araya gelerek 2013 yılında kurdukları Arguvan ve Köyleri Doğal Hayatı Koruma Derneği kendi çapında çalışmalarını yürütüyor. Beş yıl boyunca derneğin başkanlığını yapan Muharrem Bayram ile derneğin faaliyetleri hakkında görüştük.

Muharrem Bayram

Muharrem Bey kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Ben Muharrem Bayram arıcılık yapmaktayım. Aynı zamanda Arguvan ve Köyleri Doğal Hayatı Koruma Derneği’nin kurucusuyum.

Arguvan ve Köyleri Doğal Hayatı Koruma Derneği fikri nasıl oluştu? 

Ben arıcılık yapmaktayım. Bir ara Arguvan ve çevresindeki yaylaları çekirge istila etmişti. Keklik sürülerinin azalmasıyla doğal hayatın giderek yok olmaya başladığını gözlemledim. Daha sonra bu yok oluşa nasıl bir tedbir alabiliriz diye arkadaşlar arasında görüş alışverişinde bulunduk. Bu konuda en büyük zararın avcılar tarafından verildiği konusunda hem fikir olduk. Atmalılar Dernek Başkanı Mehmet Ali Başıbüyük ile Malatya’da Milli Parklar Müdürlüğü’ne gittik. Avcılar konusunu görüşürken tesadüfen bir avcı ile karşılaştık. Avcı arkadaş “Biz istediğimiz zaman gelir yasal çerçevede avlanırız kimse de bize karışmaz” dedi. Malatya İl Müdürü “O zaman bir sivil toplum örgütü oluşturmak zorundayız” deyince bizler bu doğal hayatı koruma derneği kurarak avcılarla yasal zeminde mücadele etmeye karar verdik. Dernek fikri böyle başladı.

Dernek Arguvan’da ne gibi faaliyetler yürütüyor?

Derneğimiz kurulalı beş yıl oldu. Samimi olarak söylüyorum, avcılar konusunda büyük bir mücadele verdi. Kaçak avcıları yok edecek seviyeye indirdi. Toplumsal bilinç oluşmasını sağladık. Nesli tükenen dağ keçileri konusunda duyarlılık sağladık. Bu yıl iki dağ keçisinin vurulması konusunda gösterilen tepki toplumsal duyarlığı harekete geçirdi. Olayın peşini bırakmayarak yasal işlemlerin tamamlanması konusunda gerekli adımlar atıldı. Dernek üyeleri haberleşme sayesinde kaçak avcılara göz açtırmadı. Köylüler de bu konuda bize gerekli desteği vererek toplumsal duyarlılık sağladık.

“Arguvan’daki suyu Hekimhan götürdü”

Diğer kurum ve sivil toplum örgütleri ile birlikte yürüttüğünüz bir çalışma var mı?

Arguvan Belediyesi ile bir ortak projemiz vardı. Malatya büyükşehir olduktan sonra sorumluğu Arguvan Belediyesi’ne geçen Yamadağı Soğuk Pınar Gözeleri ile ilgili ortak bir çalışmamız oldu. Arguvan toprakları içinde bulunan suyu Hekimhan götürmek istiyordu. Arguvan ve Köyleri Doğal Hayatı Koruma Derneği olarak iki üç etkinlik düzenledik. Çalışmalarımız basına da yansıdı, olumlu sonuçlar aldık. Şu anda mahkeme devam ediyor olsa da Hekimhan suyu götürmüş bulunuyor. Hekimhan Belediyesi avukatı özelikle bizim doğal hayatı koruma konusundaki duyarlığımızı bildiğini söyleyip suyun bir kısmını bırakacaklarını söyledi. Arguvan Belediyesi bu konuda bizim beklediğimiz duyarlılığı tam olarak göstermedi. Mahkeme devam etse de su Hekimhan’a gitmiş durumda.

Var olan kaynaklara yeterince sahip çıkılmadı mı demek istiyorsunuz?

Zaten kısıtlı olan akarsularımıza yeterince sahip çıkamadığımız gibi olanları da koruyamadık.  Foseptik çukurları arınmadan akarsulara karışıyor. Bu konuda gerekli girişimlerde bulunduk. Önerilerimiz önemsenmiş olsa da henüz bu konuda kayda değer bir çalışma yok.

Derneğinizin kurucularından Erol Çiftçi derneğin ilk toplantısında şöyle bir cümle kullanmıştı. “Arkadaşlar biz yıllardır doğanın sırtından geçiniyoruz. Hep doğadan aldık ve hiçbir zaman doğaya ne verebiliriz diye düşünmedik” demişti. Arguvan ve Köyleri Doğal Hayatı Koruma Derneği’nin bu konuda her hangi bir çalışması var mı?

Ağaçlandırma konusunda Atmalılar Tarımsal Kalkındırma Kooperatifi tarafından yürütülen çalışmalara kısmen desteklerimiz oluyor. Aktif olarak katılmamış olsak da toplumsal açıdan duyarlılık oluşumunda katkıda bulunuyoruz.  Kooperatif Başkanı Mehmet Ali bey ile görüş alışverişimiz oluyor. Gerekli konularda desteklerimiz devam edecek. Tabi ki bu çalışmaların ekonomik boyutları şimdilik bizi aşıyor olsa da ileriki yıllarda bu alandaki çalışmalarımız artarak devam edecektir.

Arguvan halkı toplumsal konularda oldukça duyarlı derneğinize beklenen ilgiyi gösteriyor mu?

İlk başlarda fazla bir ilgi yoktu. Beş yılık bir çaba sonucu köylerden ve ilçe merkezinden beklediğimizin üzerinde olumlu tepkiler alıyoruz. İnsanlarımız bir şeylerin yapıldığını gördükçe takdir ediyorlar. Ben bu duyarlı kişilere buradan teşekkür ediyorum.

“Bu cinayete dur deyin !”

Basında yoğun ilgi gören “Bu cinayete dur deyin” manşeti altında yansıyan olay hakkında ne söylemek istersiniz?

İki çoban bizi aradı. İki dağ keçisinin avcılar tarafından vurulduğunu haber verdiler. Avcıların kendilerini görünce kaçtıklarını anlattılar. Olay yerine vardığımızda yaban keçilerinin etlerinin parçalanıp poşetlere konduğunu gördük. Biz hemen Malatya Milli Parklar Müdürlüğü’nü aradık. Hekimhan jandarma gelip gerekli tutanakları tutarak bu konudaki çalışmalarımıza destek oldu. Tabi ki bizim bu konuda duyarlı çalışmamız bazı kaçak avcıları rahatsız etmiş olsa da tavizkar davranmayı hiç düşünmedik.

Doğal Hayatı Koruma Dernek Başkanı olarak bu konuda vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Bir toplumun öncelikleri olması gerekir. Doğal hayata sahip çıkarak bunu gelecek kuşaklara aktarmamız gerekir. Hani yabancı bir atasözü var “Biz dünyayı atalarımızdan miras almadık çocuklarımızdan ödünç aldık” der. Bizler gibi sivil toplum örgütleri böylesi düşünceleri baz almalı. Gerek belediyeler olsun gerekse ziraat odaları bu konuda duyarlı olmalılar. Her gün biraz daha sıkışıp kaldığımız beton yığınları bize gelecek getirmez. Geleceğin doğal kaynaklara ve doğamıza sahip çıkacak insanlara ihtiyacı var. Gelecek kuşaklara bırakacağımız daha az kirlenmiş bir doğa olursa biz başarılı olduk deme şansına sahibiz. Doğayı tanımadan yaşamak her zaman bir yanımızı eksik bırakır. O yüzden yaşadığımız doğayı korumak ve tüm canlılarla paylaşmak zorundayız. İnsan olmanın gereği de budur derim.